Table of Contents Table of Contents
Previous Page  202 / 285 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 202 / 285 Next Page
Page Background

201

zellikle Suudi Arabistan’da sı-

kıntılı projelerimiz oldu. Bir tarafta

enerji, bir tarafta su projeleri var-

dı. Suudi Arabistan petrol zengini

bir ülke, ama petrolün varili 6-7

dolara düşünce kaynaklar başka

yerlere kaymaya başladı ve su pro-

jelerinin kaynakları birden kesildi.

125-130 milyon dolarlık proje

yapıyoruz, belli bir kesimde 80

milyon dolarlık alacağımız oluşmuş

idareden. Yine kalite açısından, iş

programı açısından, yapılan iş açı-

sından harika bir proje, ama maa-

lesef sonu hüsran oldu. Kendimiz

finanse ettik o projeyi. Tekfen’de

işi bırakayım gideyim düşüncesi

olmadığı için ne yaptık ne ettik,

bankalara borçlanıp bu işi bitirdik.

Suudi Arabistan, banka faizindeki

masrafı kabul etmez finansman

olarak. Tabii ki kâr-zarar olarak

bakıldığında neticesi hüsran olan

projelerden biri. Böyle örnekleri

otuz yıl içinde çok gördük tabii,

ama hep “Biz şu projede zarar

ettik, ama hâlâ şu projede, burada

çalışıyoruz” dedik. Sonuçta, altta-

ki rakama bakmak en doğrusu.

Ö

Osman Birgili

Katar, Umman, Birleşik Arap Emirlikle-

ri ve Yemen gibi dev petrol üreticilerinin

sunduğu uzun vadeli iş potansiyelini de-

ğerlendirmek amacıyla 1980’lerin ilk ya-

rısında bölgesel bir temsilcilik kurulma-

sına karar verildi ve 1983 yılında, Suudi

Arabistan’ın petrol merkezi olarak kabul

edilen Kobar’da Tekfen Saudi Arabia ku-

ruldu. Bu hamleyi 1991’de Suudi Arabis-

tan’daki yeni fırsatları değerlendirmek

üzere, yerel bir firma olan Saudi Oger ve

Tekfen ortaklığında Oger-Tekfen KSA Ltd.

şirketinin kurulması izleyecekti.

Suudi Arabistan ve çevresindeki ülkeler

dışında, yine Ortadoğu’nun en önemli pet-

rol üreticilerinden biri olan Irak, sunduğu

potansiyel itibariyle Tekfen için önemli bir

yere sahipti. Tekfen’in Irak-Türkiye Ham

Petrol Boru Hattı’nın ikinci kısmını üstün

bir performans göstererek zamanından

önce tamamlaması, söz konusu projenin

sona erdiği 1987 yılından sonra Irak’la iliş-

kilerin üst düzeyde yürütülmesine olanak

sağlamış ve bir bakıma Tekfen için Irak’ın

kapısını açan anahtar olmuştu. Ne var ki

İran’la sekiz yıl süren savaşın ardından

ülkenin harap olmuş petrol tesislerinin

onarılması ve yeni tesisler inşa edilmesi

gündemde iken, 1990 Ağustos’unda Irak’ın

Kuveyt’i işgal etmesi ve 1991 Ocak’ında

Körfez Savaşı’nın başlaması, bu ülkeye yö-

nelik tüm planların gündemden düşmesi-

ne yol açacaktı. Tekfen, bu tarihten sonra

bir daha istikrara kavuşamayan ve 2003

yılında Saddam Hüseyin’in devrilmesin-

den sonra büyük bir kaosun içine düşen

ülkedeki tüm operasyonlarını durdurmak

zorunda kalacak ve ofisini sadece bir Iraklı

temsilciye indirecekti.

Irak örneği, Tekfen’in dışa açılma çabaları-

nın “her bakımdan riskli bir coğrafya” olan

Ortadoğu dışında, başka bölgelerde de de-

vam etmesi gerektiğini gösteren en somut

örnekti. Bu nedenle Tekfen, 1990’lı yılların

başından itibaren dünyanın başka bölgele-

rine yönelerek riski dağıtmayı amaçlayan

bir siyaset izleyecek ve açılımına Avrupa ve

Hazar bölgesinde devam edecekti.

ekfen’in ilk yurtdışı açılımını

gerçekleştirdiği Ortadoğu ülkele-

rindeki şartlar, birçok bakımdan

şirketin alışık olmadığı yeni or-

tamlarda çalışma becerisi kazan-

masına yardım etmişti. Sıcaklık,

kum ve su sıkıntısı gibi konular,

bu olumsuzlukların sadece bir-

kaçıydı. Yıllar içinde Tekfen’in

iş yaptığı coğrafya genişledikçe,

çöl sıcağının yerini bazı yerlerde

dondurucu soğuklar alacaktı.

Yanda, Cubail-Riyad Su İletim

Sistemi için çölde çalışan Tek-

fen iş makineleri görülüyor.

T

Tekfen’de işi bırakayım gideyim düşüncesi olmadığı için ne

yaptık ne ettik, bankalara borçlanıp bu işi bitirdik.