205
Otoyol şantiyemizi kurmuştuk, ama fazla
bir faaliyet de gösteremiyorduk. Bir faa-
liyet olsun diye, nereden başlayabilirsek,
sorunsuz yerleri parça parça yapmaya
başlamıştık. Ben o aralarda haftanın en
az 2-3 günü Adana’ya gidip geliyordum,
çünkü Tekfen’in elindeki en büyük iş oydu.
Ayrıca ilişkileri düzenlemek gerekiyordu,
çünkü işin başında taşlar yerine oturma-
dığı için her kafadan bir ses çıkıyordu.
Müşavir kendi erkini iddia etmek istiyor,
Ankara bir şey diyor, yerel yönetim başka
bir şey diyordu. Bu sırada bir gün Adana
valiliğine Turgut Özal’ın geleceği söylen-
di. Bölgenin problemleri hakkında ken-
disine brifing verilecekti. Turgut Bey’i ilk
defa Kuveyt’e geldiği zaman tanımıştım.
Vilayette büyük bir kuyruk olmuş, herkes
problemini anlatıyordu. Sırada karayol-
cular da vardı. Biz müteahhit olarak son-
daydık. Sıra Karayolları bölge müdürüne
geldi; ittire ittire biz de kapının ağzına
kadar ilerledik. Bölge müdürü anlatma-
ya başladı, konuşuyor. Özal kesti sözünü,
“Dur bir dakika, siz hâlâ karayolcu gibi
düşünüyorsunuz” dedi. “Bir kere karayol-
larının otoyolda ne işi var, müteahhiti yok
mu bu işin?” dedi. “Buradayız” dedim ben.
Necati Bey’i görünce “Oo, Necati Bey, bu-
yurun” dedi, kalktı elini sıktı. Necati Bey
iki üç cümle sarf etti, “Murat sen devam
et” dedi. Projede çok yanlış taraf vardı;
mesela yol üç şerit ile başlıyor, Adana’ya
girerken iki şeride iniyordu. Neresinden
arsus-Adana-Gaziantep Oto-
yolu, Türkiye’de okullarda ders
olarak okutulacak bir yoldur.
Coğrafya derslerinde okutulan bir
fay, köprünün göbeğinden geçer.
O köprü, Türkiye’de yeni bir sis-
temle, 8,7 şiddetindeki depreme
dayanacak şekilde dizayn edildi.
Ama Erhan Bey “TAG Otoyolu
bizim terbiyemizi bozdu. Çok para
geliyordu, çok büyük hak edişler
yapılıyordu. Onun için, kontrol,
düzen iyi olmuyordu” der. Doğru,
ama bir uçtan diğer uca 300 kilo-
metrelik şantiyede nereyi kontrol
edeceksiniz? 12 bin kişi çalışıyor-
du; bir ayda 55 milyon dolar hak
ediş gerçekleşiyordu; 110 milyon
metreküp kazı yapıldı; 2 milyon
metreküp beton döküldü. Böyle
rakamlar söz konusuydu. Dolayı-
sıyla, bence o başarılı bir projedir.
T
Ümit Özdemir
Tarsus-Adana-Gaziantep Otoyolu, Türkiye’de
okullarda ders olarak okutulacak bir yoldur.
bakarsan bak yanlış! Ben projeyi anlat-
maktansa, yanlış tarafları anlatmaya
başladım. Karayolları müdürü bakıyo-
rum kızardı bozardı. Özal döndü dedi ki,
“Çok doğru söylüyor bu arkadaş! Ben size
otoyolcu olmayı öğretemedim. Otoyol bir
milletin tarihinde bir defa yapılır. Hata-
nın düzeltme imkânı yoktur. Bak, İzmit’le
İstanbul arasında koca viyadükleri yaptı-
lar, o viyadüklerin üzerine iki şerit koydu-
lar, şimdi o viyadüklerin üzerine üç şeridi
nasıl koyacaksınız? Böyle şey olmaz! Der-
hal bir otoyol dairesi kurulması lazım.”
Sonra döndü, “Evladım, sen yanlış anla-
ma, senin kabahatin değil” dedi Karayol-
ları müdürüne. Bana da dedi ki, “İki şerit
gördüğünüz her yer üç şerit, üç şerit gör-
düğünüz her yer dört şerit olacak.” Böyle-
ce proje birdenbire orada ikiye katlandı.
Bu değişiklik, birçok başka değişikliği de
yanında getirecekti. Yapılacak işin nere-
deyse iki katına çıkması projenin keşif be-
delinin de katlanmasına yol açacak, ayrıca
yolun planlanan güzergâhı sayısız kez re-
vizyona uğrayacaktı. İlk başta dağın kena-
rını takip etmesi düşünülen yolların daha
sonra tünel ve viyadüklerden geçirilmesine
karar verilmesiyle, projeye 5.232 m uzun-
luğunda 14 viyadük ve 5.352 m uzunluğun-
da 5 çift tünel eklenmesi gündeme gele-
cekti. Hemen tamamı aktif fay hatlarının
üzerinde bulunduğu için özel tekniklerle
inşa edilen bu viyadüklerden özellikle iki
eşif bedeli 360 milyon dolar
olarak belirlenen TAG Otoyolu
projesinin Başbakan Turgut
Özal’ın kararıyla genişletilmesi ve
ek tünel-viyadüklerle donatılacak
şekilde revize edilmesi, söz konu-
su projenin 1,8 milyar doları aşma-
sıyla sonuçlanacaktı.
Solda, Tekfen’in ortaklarından
Necati Akçağlılar (ortada) ve Fey-
yaz Berker (sağda) Turgut Özal’la
birlikte.
K