Table of Contents Table of Contents
Previous Page  147 / 285 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 147 / 285 Next Page
Page Background

146

mi düşündüğünü söyledi. Anladım ki daha

önce gezdiğim tesisten söz ediyor. Gitme-

me gerek olmadığını, zira daha önce gezip

gördüğümü, ancak sahibiyle konuşmam

gerektiğini söyledim. Nitekim konuştuk,

uzlaştık ve bir iki gün içinde Adana’daki

torba fabrikasını satın aldık.

Söz konusu tesis sadece Toros Gübre’ye

hizmet vermediği ve o günlerde Toros’un

Teknik Servis ve Ticaret A.Ş. (TST)

Toros Gübre’nin yanı sıra Tekfen Holding

bünyesindeki pek çok şirkete hizmet veren

Teknik Servis ve Ticaret A.Ş., 1981 yılında

sigorta işleri, mümessillik, araştırma faa-

liyetleri, akaryakıt ve madeni yağ ticareti,

restoran, motel ve kafe işletmeciliği, kim-

yevi maddeler ithalatı ve gübre mamulleri

ticareti gibi yan iş kollarında faaliyet gös-

termek üzere kuruldu. Erhan Öner’e göre

bu firma, Necati Akçağlılar’ın hayal gücü-

nün ve vizyonunun hayat bulduğu yerdi.

Ben 1980 yılında Toros Gübre’ye genel

müdür olduğumda Necati Bey’in yapmak

istediği birçok iş vardı. Necati Bey her se-

yahatten, elinde not kâğıtları, kafasında

yepyeni fikirlerle dönerdi. Fakat bunları

Toros’un bünyesinde yapmamız mümkün

değildi; çünkü başka ortaklarımız da var-

dı. O zaman aklımıza faaliyette olmayan

ve kimsenin de pek hatırlamadığı Tekfen

Petrol Ticaret A.Ş. adındaki eski bir şirke-

timiz geldi. Bu işi onun üzerinden yapma-

ya karar verdik. İsmini de Teknik Servis

ve Ticaret olarak Necati Bey koydu.

TST’nin ilk yaptığı işlerden biri sigorta

aracılık hizmetleriydi. Öncelikle holding

bünyesinde dağınık halde bulunan acen-

telikler TST altında birleştirildi. Sonraki

yıllarda kanunda yapılan bazı değişiklikler

nedeniyle 1989’da Tekfen Sigorta Aracılık

Hizmetleri A.Ş. adında ayrı bir sigorta şir-

keti kuruluncaya kadar da tüm sigortacılık

hizmetleri bu şirket tarafından verildi. Yi-

ne 1980’lerin başında, Toros Gübre fabri-

kasının hizmete girdiği yıllarda, bölgede

hiç benzin istasyonu bulunmadığından,

fabrikadan mal taşıyan kamyonlara yakıt

ve yemek servisi vermek üzere TST bün-

yesinde bir benzin istasyonu ve kafeterya

açıldı. BP bayiliği altında faaliyet gösteren

bu istasyonların sayısı ilerleyen yıllarda 5’e

çıkarıldı. Ayrıca 1980’li yılların ortasında

Tekfen İnşaat’ın bölgedeki işlerine bağ-

lı olarak akaryakıt ihtiyacı doğunca, TST

tankerlerle Tekfen şantiyelerine ve başka

kuruluşlara akaryakıt taşımaya başladı. Bir

süre sonra da madeni yağ konusuna girdi.

TST, zaman içinde kimyasal maddelerden

ağır sanayi donanımına, tüketim ürünle-

rinden çeşitli inşaat malzemelerine kadar

geniş bir yelpazede birçok yabancı firma-

nın temsilciliğini alarak geniş çapta ticaret

faaliyetlerine de başladı. Örneğin petrol

boru hatlarının içindeki sürtünmeyi azaltı-

cı Arcoflow adlı özel bir kimyasal maddeyi

pazarlayan C.B.L. and Associates ile yaptı-

ğı ortaklık, Irak-Türkiye boru hattı proje-

sinde önemli bir iş hacmi yarattı. Ayrıca

SERCOBE, Babcock and Wilcox, Tubacex

ve DuPont gibi firmaların temsilcilikleri sa-

yesinde güçlü bir satış ve pazarlama örgütü

oluşturdu. Bu örgüt aynı zamanda Camel,

Winston ve Salem gibi sigara markalarının

sahibi olan R.J. Reynolds ürünlerinin pa-

zarlama hizmetlerini de üstlendi. Yurtdışı

ticaret imkânlarını değerlendirmek için

1985 yılında kurulan TST International

Ltd. şirketi de, grubun hammadde ihtiyaç-

larını temin etme fonksiyonunun yanı sıra

uluslararası gübre, petrol ve petrokimya

ürünleri ticaretinde aktif rol aldı.

TST, Tekfen şirketlerinin ana iş alanları

dışında kalan yan kollarda çok doğurgan,

yenilikçi ve kârlı işler yapıyordu. Filo ki-

ralama kavramının henüz Türkiye’de yeni

yeni duyulmaya başladığı günlerde TST,

Mis Süt’ün dağıtım araçlarını ve Tekfen

şirketlerinin kullandığı servis araçlarını

satın alarak grup içi şirketlere kiralamıştı.

Ancak bu gibi yenilikçi fikirleri hayata ge-

çirmek her zaman mümkün olamıyordu.

Örneğin bir dönem çok yaygınlaşan video

kiralama işine girme düşüncesi gerçek-

leştirilememiş, ayrıca Necati Akçağlılar’ın

Starbucks kafeyi Türkiye’ye getirme fikrin-

den de “bu işin Türkiye’de tutmayacağı”

gerekçesiyle vazgeçilmişti.

TST’nin en ilginç çalışma alanlarından biri

de restoran ve kafe işletmeciliğiydi. Erhan

Öner, TST’nin bu işe nasıl girdiğini şöyle

anlatıyor:

Eskiden İstanbul’da fazla lokanta yok-

tu. Emirgan’da Abdullah lokantası,

Kireçburnu’nda Façyo, Bebek Süreyya,

bir de Divan olmak üzere üç beş lokan-

tanın arasında sıkışıp kalmıştı İstanbul.

Konumu dolayısıyla patronlarımızın da

bizim de sürekli gittiğimiz yer Süreyya

lokantasıydı. Lokantanın mülkü BP’ye

aitti; alt tarafı bir benzinciye, üst tara-

fı da Süreyya Bey’e kiralanmıştı. BP’nin

yaptığı anlaşmaya göre kontrat süresi

Süreyya Bey’in ömrüyle sınırlıydı. Sürey-

ya Bey vefat edince BP burayı satmaya

karar verdi ve ihaleye çıkardı. İhaleye

Sabancı Grubu’yla bizden TST katıldı. Biz

ortağı olan Ziraat Bankası ve Tarım Kredi

Kooperatifleri Merkez Birliği gübre dışın-

daki alanlara yatırım yapmak istemediği

için, torba fabrikası Toros Gübre tara-

fından değil, Tekfen’in bir hizmet şirketi

olan Teknik Servis ve Ticaret A.Ş. (TST)

tarafından satın alınmıştı. Fabrika, yılda

yaklaşık 13 milyon polipropilen ve poli-

etilen çuval üretiyor ve üretimini büyük

oranda şeker, kömür ve yem sanayilerine

satıyordu. Bu miktar, Toros’un ihtiyacı ve

ileriye dönük planları için yeterli değildi.

Bu nedenle fabrika alındıktan sonra hızla

kapasite artırımına gidildi. Üretim, birkaç

yıl içerisinde kademeli olarak 32 milyon

adede çıkarıldı. Fabrika, tek çatı altında, o

zamanın şartlarında Türkiye’nin en büyük

torba fabrikası haline geldi. Bu atılım, To-

ros Gübre’nin önünü açan önemli bir köşe

taşı olarak firmanın tarihindeki yerini aldı.