152
rı, hem de boşlukları görmeye başlamıştı.
Üniversitelerle yapılan işbirlikleri, tekno-
loji konularında yapılan araştırmalar, yurt-
dışındaki firmalarla yürütülen Ar-Ge çalış-
maları, fizibiliteler, Tekfen’e hep tarımdaki
yeni yatırım fırsatlarını gösteriyordu. 1991
yılında Toros Gübre ve Kimya Endüstrisi
A.Ş.’nin genel müdürlüğüne atanan Esin
Mete’nin katkılarıyla daha da olgunlaşan
bu yeni yönelim, Tekfen’in gelecekte ikinci
en önemli faaliyet alanı haline gelecek olan
tarımsal sanayi sektöründeki atılımlarının
da işaretçisiydi. Esin Mete’nin bu girişimci
yönetim modeli, aynı zamanda ona 2003
yılında
Dünya
gazetesinin düzenlediği an-
ket sonucunda “yılın en başarılı işkadını”
unvanını da kazandıracaktı.
Tekfen tarafından bu çerçevede ilk giri-
şilen iş, zirai ilaç üretimi, ithalatı ve pa-
zarlamasıydı. Bu amaçla Toros ve İtalyan
menşeli EniChem Agricultura firmalarının
ortak girişimi olarak 1990 yılında Entoros
Zirai İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. kurul-
muş, İtalyan
know-how
’ı ile Ceyhan’da
üretim tesisleri kurularak çalışmaya hazır
hale getirilmişti. EniChem, petrol, doğal-
gaz, elektrik ve petrokimya alanlarında
İtalya’nın en büyük kuruluşlarından biri
olan Eni Grubu’nun bir iştirakiydi. Bu grup
aynı zamanda Tekfen’in inşaat grubuyla
pek çok projede yolu kesişmiş olan İtalyan
müteahhit firması Saipem’in de sahibiydi.
Ne var ki iki grup arasında başlayan işbirli-
ği, aynı dönemde İtalya’da gündeme gelen
özelleştirme çalışmalarının EniChem’i de
etkilemesi nedeniyle beklenen sonucu do-
ğurmadı. Ceyhan’daki üretim tesisleri bü-
yük oranda tamamlandığı halde EniChem
ortaklıktan çıkmak istedi ve tüm hissele-
rini 1994 yılında Toros’a devretti. Bunun
üzerine Entoros, 1995 yılında Tekfen Tica-
ri Yatırımlar A.Ş. adıyla sanayi, imalat, in-
şaat, bayındırlık, ziraat, nakliyat, kimya ve
benzeri alanlarda teşebbüslerde bulunan
ve taahhütlere girişen bir yatırım şirketine
dönüştürüldü.
Zirai ilaç girişimindeki başarısızlığa rağ-
men, Toros Grubu alternatif yatırım alan-
larındaki araştırmalarına devam etti. Çün-
kü gübre sektörü, kendi içinde büyük bir
potansiyel taşımakla birlikte, dış etkenlere
karşı çok hassastı. Şayet tarlada yetişen
ürününe karşılık çiftçi iyi bir bedel alamaz-
sa, ilk tasarruf edeceği şey olarak gübreyi
görüyordu. Aynı şekilde, gübrenin fiyatı
biraz yükseldiğinde, çiftçi hemen tüketimi-
ni kısma yoluna gidiyordu. Oysa, örneğin
tohum, bu hassasiyete sahip değildi. Tarım
faaliyetlerinin ilk halkasını tohum ve fide
oluşturduğu için çiftçi bunlara para ayır-
mak mecburiyetindeydi. İşte bu nedenle
Toros, 1993 yılında tohum işine girmeye
karar vererek bu alanda dünyanın önde
gelen firmalarından biri olan İsrail kökenli
Hazera Genetics Ltd. ile eşit oranlı bir or-
taklık kurdu.
Toros Gübre ve sosyal
sorumluluk projeleri
oros Gübre’nin bulundu-
ğu bölgenin gelişmesine katkısı
tartışılmaz. Esin Mete’ye göre
fabrika inşa edilmeden önce “tek
bir yörük çadırı” ve “yılanlar”
dışında hiçbir hayat belirtisinin
bulunmadığı bölgede, bugün büyük
bir yerleşim oluşmuş durumda.
Toros’un 1996 yılında 14 derslikli
olarak inşa ettiği lisede ise bugün
1.450 öğrenci öğrenim görüyor.
Toros Gübre, bulunduğu çev-
renin korunması için de yoğun
çaba harcıyor. 1999 yılında çevre
kirliliğinin önlenmesi ve çev-
re bilincinin yaygınlaştırılması
yolunda yaptığı çalışmalardan
ötürü Adana Valiliği’nden te-
şekkür belgesi alan fabrikanın,
2003 yılında İl Çevre Müdürlüğü
tarafından Dünya Çevre Günü
kutlamaları çerçevesinde verilmiş
bir de çevre ödülü bulunuyor.
Çevre ödüllü bir diğer kuruluş ise
Akdeniz Gübre. 1994 yılında yeni
baca sistemiyle nitrik asit ünitesin-
den çıkan sarı dumanı yok eden
ve Nox atığını minimuma indiren
fabrika, aynı yıl bu çabalarından
ötürü çevre ödülünün sahibi oldu.
T