153
Hazera-Toros Tohumculuk A.Ş.’nin esas
faaliyet alanı, tarla bitkileri tohumlarının
üretimi ve tedarikiydi. Yapılan sözleşme
gereği şirketin üreteceği ürünlerin satış
ve pazarlama işlerini Toros Gübre ve Zirai
İlaç Pazarlama yürütecekti. Şirketin yöne-
tim kurulu iki ortağın temsilcilerinden ku-
rulmuştu. Şirketin genel müdürlüğüne ise
İskender İşçener getirilmişti. 1999 yılında
faaliyete geçen firma kısa zamanda tohum
ıslahı ve üretimi alanında piyasada önemli
bir yer edinmiş, tohumda yüzde 45’lik bir
pazar payına ulaşmıştı.
17
Ancak 2000 Kasım ve 2001 Şubat’ında ya-
şanan ekonomik krizler, iki firma arasın-
daki iyi ilişkilerin tümüyle tersine dönme-
sine yol açtı. Erhan Öner’e göre firma, krize
kredi borcuyla yakalanmıştı ve gecelik repo
oranlarının yüzde 7.500’leri bulması şirke-
tin sırtına önemli bir kambur getirmişti.
Krizin Türkiye’de yaşandığını, bu nedenle
Hazera’nın sorumlu tutulamayacağını öne
süren İsrailli ortak, yüksek kredi faizlerin-
den kaynaklanan zarara katılmaya yanaş-
mamış ve tüm yükü tek başına Tekfen’in
üstlenmesini talep etmişti:
Biz oturup durumu anlattık; mali müşa-
virlerimizden, vergi danışmanlarımızdan
raporlar sunduk önlerine. Fakat eski bir
savaş pilotu olan İsrailli yönetim kurulu
başkanını aşamadık. Sonunda bir seri da-
va başlattılar Türkiye’de. Bizim hiç alışık
olduğumuz bir şey değildi bu. Fakat yapa-
cak bir şey de yoktu, biz de karşı davayla
cevap verdik.
Hazera Grubu’nun Toros Grubu aleyhine
açtığı dava nedeniyle faaliyetlerine 2001
yılında son veren şirkete Ağustos 2002’de
mahkeme tarafından kayyum heyeti atan-
dı. 2004’te de şirket resmen kapatıldı. Aynı
yıl içinde İsrailli ana firma, Hazera Tohum-
culuk ve Ticaret A.Ş. adıyla Türkiye’de yeni
bir firma kurdu. Toros Grubu ise, tohum
üretimi ve ithalatı konusundaki çalışma-
larını Toros Tarımsal adı altında sürdür-
me kararı aldı. Aynı yıl içinde Antalya’nın
Çandır ilçesinde bir tohum araştırma ve
geliştirme istasyonu kuruldu. Erhan Öner,
Hazera Grubu ile uzlaşma yönünde bugü-
ne kadar büyük bir çaba gösterdiklerini ve
bu çabaların yakın bir gelecekte sonuç ve-
receğini ümit ettiğini söylüyor:
Bugüne kadar açtıkları her davayı biz ka-
zandık. Her geçen gün mali olarak bizim
lehimize çalışıyor, ama biz yine de bu so-
runu gündemimizden silip atmak istiyo-
ruz.
Faaliyetlerini gübre dışındaki alanlarda da
geliştirmeye çalışan Toros’un, tarımsal sa-
nayi teknolojileri konusunda dünyada söz
sahibi olan İsrail firmalarıyla giriştiği tek
işbirliği alanı tohumculuk değildi. Sulama
konusunda da İsrailli bir firmayla ortaklık
kurulmuş, ancak bu girişim ekonomik ola-
rak Türkiye’deki üreticilerle rekabet ede-
mediği için başarılı olamamıştı. Bir diğer
işbirliği alanı ise fidecilikti. Türkiye’de has-
talıksız ve aşılı fide üretiminde yaşanan sı-
kıntılar, Toros’un yine İsrailli bir firma ile
ortak olarak Hishtil-Toros Fidecilik San.
ve Tic. A.Ş. adlı şirketi kurmasına zemin
hazırlamıştı. Bu şirket, diğer iki girişimden
farklı olarak verimli bir işbirliğine dönüşe-
cek, 2000 yılında Antalya’daki tesislerin
üretim kapasitesi iki katına çıkarılacak,
2004’te ise üretim kapasitesi yılda 100
milyon fideye yükseltilecekti.
18
Tüm bu gelişmeler, beklenen hızda ve ve-
rimlilikte olmasa bile, Toros Grubu’nun ta-
rım sektöründe kökleşmesine büyük katkı
sağlayan önemli adımlardı. 2000’li yılların
ortalarına yaklaşıldığında Toros, gübreden
tarla ve sebze tohumculuğuna, fidecilikten
tahıl ve yem hammaddeleri ticaretine ka-
dar, çok geniş bir alanda faaliyet gösterir
hale gelmişti. Ancak bu gelişmeleri tamam-
layan belki de en önemli adım, 2004 Nisan
ayında Adana’daki Agripark tesislerinin
bünyeye alınmasıyla atıldı. Kaliteli, yüksek
verimli ve sağlıklı tohum, fide ve fidanların
üretimine yönelik Ar-Ge faaliyetlerinin yü-
rütüldüğü Agripark tesislerinin katılımıyla
Toros, tarımsal sanayi alanındaki varlığını
biyoteknolojik çalışmalara kadar genişle-
terek sektördeki lider konumunu daha da
pekiştirdi.