Table of Contents Table of Contents
Previous Page  152 / 285 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 152 / 285 Next Page
Page Background

151

1990’lı yılların hemen başında Akdeniz

Gübre’nin de katılmasıyla yakalanan iv-

me, Toros’un büyük bir atılım yapmasını

sağlayacak ve firmanın pazardaki gücünü

iyice pekiştirecekti. Ancak sonraki birkaç

yıl içinde yaşanan iki olay, bu pozitif geliş-

meye kısmen de olsa gölge düşürecekti. Bu

olayların ilki Toros Terminali’nde yaşanan

işçi eylemleri, diğeri ise 1994 yılı başların-

da yaşanan büyük ekonomik krizdi. 1992

yılına damgasını vuran ve 1993 yılı başla-

rında sona eren işçi eylemlerinden sonra

Toros Gübre, Türkiye ekonomisini çok kısa

bir süre içinde onlarca yıl geriye götüren

büyük krizde de önemli bir sarsıntıya uğ-

rayacaktı.

1993 yılında Cumhurbaşkanı Turgut

Özal’ın beklenmedik bir şekilde ölmesin-

den sonra Başbakan Süleyman Demirel

cumhurbaşkanı olmuş, boşalan başbakan-

lık koltuğuna ise DYP’nin genel başkanı

seçilen Tansu Çiller gelmişti. Bu deği-

şiklikten sonra DYP-SHP koalisyonu bo-

zulmadan devam etse de, hükümet Mart

1994’te yapılacak yerel seçimler nedeniyle

Türkiye’nin 1987’den beri dış mali piya-

salarda saygınlığını korumak için izlediği

mali disiplinden hızla uzaklaşarak popülist

bir ekonomi siyaseti gütmeye başlamıştı.

Hızlı dış borçlanma, bir çığ gibi büyüyen

ödemeler dengesi açığı ve dövizde mey-

dana gelen çalkantılara karşı hükümetin

anlaşılması güç bir kayıtsızlık içine girmesi

sonucunda, 1994 yılının ilk aylarında bek-

lenen kriz patlak vermişti. Yıl başında 15

bin lira dolayında olan dolar kuru dört ay

içinde 38 bin liraya kadar yükselmiş, bir-

biri ardına gelen zamlarla enflasyon rekor

seviyelere ulaşmış, bankaların bunalıma

girerek kredileri kesmesinden sonra pa-

ra sıkıntısına düşen sanayi kuruluşları da

büyük tensikat yapmak zorunda kalmıştı.

Kriz, IMF ile yapılan

stand-by

anlaşması

ile sonbahara doğru aşıldığı halde, bu ka-

dar kısa zaman dilimi içinde Türkiye’nin

gayri safi milli hasılasında 1945’ten yana

görülmemiş bir şekilde yüzde 6’lık bir azal-

ma olmuştu.

15

Kriz, otomotiv, beyaz eşya ve diğer pek

çok sektörde olduğu gibi gübre sektörünü

de derinden yaralamıştı. Gübre pazarının

yaklaşık yüzde 50’sini karşılayan özel şir-

ketler, 5 ay boyunca devletten alacakları

1,5 trilyonu tahsil edemedikleri için büyük

sıkıntıya düşmüşlerdi. Bağfaş, Ege Gübre

ve Toros, taahhütlerini karşıladıktan son-

ra mart sonunda fabrikalarını kapatma

kararı almışlardı. Bu karar yaklaşık 3000

kişinin işsiz kalması anlamına geliyordu.

Alacaklarını tahsil edememenin yanında

26 Ocak’taki devalüasyon, ithal girdi ora-

nı yüzde 80’lere ulaşan gübre sektöründe

büyük bir fiyat dengesizliğine yol açmıştı.

Maliyetler hızla artarken, banka kredi fa-

izlerindeki yükselişle birlikte finansman

maliyetleri de yükselmişti. Bu dönemde

Gübre Üreticileri Derneği Başkanı ve To-

ros Gübre murahhas azası olan Erhan

Öner, gazetelere verdiği demeçte, büyük

oranda KİT’lerin kontrolünde olan güb-

re sektöründe serbest piyasa koşullarının

uygulanmamasından ve sektörün büyük

oranda siyasal çıkarlar için kullanılmasın-

dan şikâyet ediyordu.

16

Erhan Öner’e göre

1994 krizi Toros’u neredeyse sıfır noktası-

na getirmişti:

Eskiden gübredeki sübvansiyon yüzde 50

seviyesindeydi; yani 100 liralık bir malın

50 lirasını devlet verir, 50 lirasını çiftçi

verirdi. Sistem şöyle çalışıyordu o zaman:

Siz 100 liralık gübreyi çiftçiye veriyorsu-

nuz, 50 lira tahsil ediyorsunuz, kestiğiniz

faturayla Ziraat Bankası’na gidiyorsunuz,

50 lira daha istiyorsunuz. Ziraat Bankası

para varsa size bunu ödüyor, yoksa bek-

liyorsunuz, Hazine Ziraat’e verecek, Zi-

raat size verecek. Bir tarihlerde bu, bizim

ciromuzun yüzde 40’larına geldi. Ve 1994

senesinde dolar akşamdan sabaha 17 li-

radan 34 liraya çıktığı zaman, bir gece

içinde Hazine’den alacağımız miktar, do-

lar bazında 40 milyon aşağı gitti. Çünkü

alacaklarımız Türk lirasıydı, borçlarımı-

zın hepsi dolardı. Böyle bir sıkıntı yaşa-

dık, neredeyse şirket sıfırlandı, ama son-

ra kendini toparladı. 98’de de yine böyle

sıkıntılar oldu. Gübre sektöründe birkaç

senede bir buna benzer sıkıntılar görülür.

TOROS YENİ ALANLARA GİRİYOR

Tekfen’in gübre ile başlayan tarımsal sana-

yi yatırımları, 1990’ların başından itibaren

yavaş yavaş gübre dışındaki alanlara da

kaymaya başlamıştı. Erhan Öner’e göre

Tekfen, gübrede büyüdükçe tarım sektö-

rünü daha iyi tanımaya ve hem ihtiyaçla-

4 krizinde çok büyük bir ma-

kas açılması vardı. O krizde açık-

çası bankalara hiçbir şey hisset-

tirmeden yüzdük. Ama elimizdeki

tüm hammaddeyi nakde çevirip

yurtdışına ihraç ettik. Akreditifini

aldık, onunla borçlarımızı ödedik.

Çok az bir katkı payı elde ettik

ama likide olduk, yani borçlarımızı

ödememezlik etmedik. Çok büyük

bir krizdi bizim için 94 senesi.

9

Esin Mete

94 krizinde bankalara hiçbir şey hissettirmeden yüzdük. Borçlarımızı

ödememezlik etmedik. Çok büyük bir krizdi bizim için 94 senesi.