154
Biyoteknolojik tar›ma yönelik bir ad›m:
Toros Agripark
Agripark ya da Toros Grubu’na geçmeden
önceki adıyla Sapeksa, Özdemir Sabancı
tarafından tarımsal alanda faaliyet göster-
mek üzere 1958 yılında Adana’da kurul-
muş, 1986 yılından sonra da faaliyetlerini
yüksek kaliteli tohumların araştırma, üre-
tim ve hazırlama çalışmaları üzerinde yo-
ğunlaştırmış bir girişimdi. Kuruluş, hibrid
mısır, ayçiçeği, soya ve buğday gibi tarla
bitkilerinin üretimi konusundaki çalışma-
larına 1989 yılında Ar-Ge çalışmalarını da
dahil etmiş, sera ve açık saha üretimine
uygun hibrid biber, domates ve salatalık
gibi sebze tohumlarının ıslah ve dağıtımı-
na başlamıştı.
Ancak Özdemir Sabancı’nın 1996 yılın-
da öldürülmesinden sonra firma Sabancı
Grubu içinde yeterli desteği alamadığı için
giderek atıl duruma düşmüş ve satılması-
na karar verilmişti. Sapeksa’nın faaliyet
alanı, Toros’un üstün kaliteli tohum ve
fide yetiştiriciliğine yönelik büyüme stra-
tejisi ile tam olarak örtüştüğünden, firma
2004 yılında Toros Grubu tarafından satın
alındı. Aynı yıl içinde Sabancı Üniversitesi
ile bir “Teknik Danışmanlık ve Teknolo-
ji Transferi” anlaşması imzalandı. Toros
Agripark’ta bitki doku kültürleri, molekü-
ler ıslah, gen kaynaklarının tespiti, hasta-
lık ve zararlıların teşhisi konularında ça-
lışmalar yapan grup, bu anlaşmayla birçok
alanda
know-how
ve bilgi temin etmeyi,
laboratuvarın Türkiye’de ve yurtdışındaki
merkezlerde akredite edilmesini ve sektö-
rün bir test merkezi olarak konumlandırıl-
masını hedefliyordu.
Bu gelişme, Toros Gübre Satış ve Pazarla-
madan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
İskender İşcener’e göre Tekfen Tarımsal
Sanayi Grubu’nu “özellikle sebze tohum
ıslahında ve doku kültürü kaynaklı meyve
fidancılığında ilk ve en geniş çaplı özel sek-
tör girişimi” haline getirmişti.
19
Grup, dün-
ya standartlarında Ar-Ge ve üretim ola-
naklarına sahip olduğu Agripark tesisleri
sayesinde verimi daha yüksek, daha kalite-
li ve daha fazla çeşitte tarımsal ürün ürete-
bilme imkânını elde ettiği gibi, Türkiye’de
tarım sektörünün gelişimi bakımından da
üstlendiği misyona bir yenisini daha ekle-
mişti. Çünkü Agripark, Toros çatısı altında
yıllardan beri Türk tarımının çağdaş yön-
temlere kavuşturulması yönünde sürdü-
rülen çabaların eksik halkalarından birini
tamamlıyordu.
Sürdürülebilir kalkınma için tarımsal üre-
timde verimin ve kalitenin artırılmasını
en önemli unsurlardan biri sayan Erhan
Öner’e göre tarımda modern yöntemler
kadar, kullanılan tohum ve fidelerin sağ-
lıklı, çevre koşullarına uygun ve verimli
olması da önemli. Öner, bu nedenle kök
hücre ve aşılı fideye yönelimin giderek
artacağını düşünüyor. Ayrıca bu alandaki
geniş ihracat olanaklarının, şu anda fazla
kârlı görünmeyen bu yatırımlara gelecekte
çok geniş ufuklar sağlayacağına inanıyor:
2004 yılında grup olarak modern tarıma
3,6 milyon dolarlık yatırım yaptık. Bun-
ların içinde en anlamlısı, Adana’daki 160
dönüm arazi üzerindeki Agripark yatırı-
mımız oldu... Sabancı Üniversitesi ile de
işbirliğine girdik. Hastalıklardan uzak,
kök hücreden başlayarak, kiraz, muz ve
patates geliştiriyoruz. Patatesin evde
tüketilecek hale gelmesi için 4-5 yıl ge-
rekiyor. Kiraz da laboratuarda çalışma-
ya başladıktan iki yıl sonra fidanlıklara
gönderiliyor. Orada bir-iki yıl geçirdik-
ten sonra tarlaya ulaşıyor, tarla sahibi
tarlasına ekiyor. Laboratuvar şartında,
steril geliştirilen fidelerden sağlıklı, ve-
rimli ürün alınıyor. Bu öylesine boş bir
piyasa ki, 4-5 yıl içinde çok rahatlıkla
hem yurtiçine, hem yurtdışına hizmet ve-
receğiz... Tahmin ediyorum 1-2 yıl sonra
Avrupa’dan Avustralya’ya değişik meyve
fideleri gönderir hale geleceğiz... Bu, uzun
soluklu, baştan kârlı olmayan, ama gele-
cekte ucunda kâr görünen bir iş.
20