Previous Page  95 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 95 / 162 Next Page
Page Background

95

olan “dışarıya, dünyaya ve fırsatlara

açık olma” anlayışının tipik bir ör-

neğiydi. Akdeniz Gübre, 1960’lı yıl-

ların sonunda Türkiye’nin giderek

artan azotlu ve fosforlu gübre ihtiya-

cını karşılamak üzere Mersin’de ku-

rulmuş, o dönemin en büyük gübre

tesisiydi. Söz konusu yıllarda amon-

yak hammaddesinin Kuveyt’ten

ucuz fiyatla temini ve uygun kre-

di imkânlarının ortaya çıkması ne-

deniyle işletmenin bir ortak teşeb-

büs olarak kurulmasına karar ve-

rilmiş

40

ve Kuveytli Petrochemical

Ind. Corp. (PIC) %47,25 hisseyle or-

tak edilmişti. Kuruluşun diğer or-

takları TÜGSAŞ (%49,56), Şekerbank

(%2,75) ve İş Bankası (%0,44) idi.

İçel merkezine 5 km uzaklıkta

Mersin-Tarsus karayolu üzerinde ku-

rulmuş olan tesis 8 Mart 1972 tari-

hinde işletmeye açılmıştı. Kapladığı

toplam alan 1.090.119 m

2

, kapalı kıs-

mı ise 400.000 m

2

olan fabrikanın

kuruluş kapasitesi şu şekildeydi:

41

CAN (%26N)

594.000 t/y

DAP

148.500 t/y

Sülfürik asit

214.500 t/y

Fosforik asit

71.000 t/y

Nitrik asit

363.000 t/y

Necat Haksal’a göre Akdeniz Güb-

re, hem Kalsiyum Amonyum Nitrat

(CAN) ve Diamonyum Fosfat (DAP)

gübrelerinin üretimi için gerekli

olan sülfürik asit, fosforik asit ve nit-

rik asit gibi ara mallarını, hem de ni-

hai ürün olan gübreyi üretmek üze-

re dizayn edilmiş bir tesisti. Bu ne-

denle sadece bir gübre üretim tesisi

değil, ara mallarını da kendi üreten

büyük bir kompleksti.

42

Ne var ki 70’li ve 80’li yıllar boyun-

ca ekonomik ve toplumsal şartlara

bağlı olarak gübre sektörünün ya-

kasını hiç bırakmayan sorunlar, Ak-

deniz Gübre’nin de verimli bir işlet-

me olmasının önünde hep bir engel

teşkil edecekti. Finansman zorlukla-

rı nedeniyle 1972-82 yılları arasın-

da sürekli zarar eden tesis, 1978 yı-

lının ilk aylarında başta Kuveyt ol-

mak üzere hammadde ithal ettiği ül-

kelere 12 milyon dolarlık borcunu

ödeyemediği için üretimini durdur-

mak zorunda kalacak,

43

üstelik pro-

jeden kaynaklanan bazı tasarım ha-

taları nedeniyle hiçbir zaman tam

verimli çalışma olanağına sahip ola-

mayacaktı.

1980’lerin ortalarına gelindiğinde

Akdeniz Gübre, Türkiye’deki top-

lam gübre üretimine yaklaşık %10-

13 düzeyinde bir katkı sağlamak-

la birlikte, rehabilitasyona muhtaç

bir görünüm sergilemekteydi. Tesi-

sin yenilenmesine yönelik olarak,

“Gübre Reorganizasyonu ve Ener-

ji Kullanımı Projesi” kapsamında

Dünya Bankası’ndan temin edilen

25 milyon dolarlık kredi, bu bakım-

dan hayati bir öneme sahipti. 1986

yılı ortalarında başlayan yenileme

çalışmaları yaklaşık bir yıl sonra

1987 Temmuz’unda tamamlandığın-

da, Akdeniz Gübre, en azından üre-

timle ilgili sorunları büyük ölçüde

geride bırakmış görünüyordu.

44

Ancak Akdeniz Gübre’nin tümüy-

le yenilenmiş olarak ve verim artı-

şıyla yeniden üretime başlaması, sı-

kıntıları gidermeye yetmedi. Şirket,

yüksek işletme maliyetleri yüzün-

den bir türlü zarardan kurtulamı-

Toros Gübre 1989 yılının

son günlerinde sürpriz bir

şekilde, Mersin’de bulunan

Akdeniz Gübre’nin çoğunluk

hisselerini satın aldığını

açıkladı. Böylece yıllık üretim

kapasitesini 1,5 milyon tona

yükselten Toros, en küçük

oyuncu olarak girdiği gübre

sektöründe 10 yıl içinde

Türkiye’nin en büyük gübre

üreticisi haline geldi.