

101
yükseldi? Ya da bir tankın yanın-
dan geçerken, onu izlerken, boya-
sının kalınlığını ölçerken çocuğu-
nuzun elbisesi mi eskidi, üstü başı
mı kirlendi, o gözle bakarsınız.
Hem bir doktor gibi, hem de anne
baba gibi, ekipmanlarınızın nasıl
olduğunu görüp onlarla ilgilenir-
siniz. Bu, Toros’un getirdiği, bence
her işletmede olması gereken, her
şirketin, her fabrikanın mutlaka
ve mutlaka kurması gereken bir
organizasyon.
59
Sistemli ve proje esaslı çalışma ge-
leneğinin oturtulması ikinci önem-
li konuydu. Yapılacak işin büyüklü-
ğü ne olursa olsun, belirli bir plan
ve onay sistemi içerisinde hareket
edilmesi üretimi olumsuz etkileye-
bilecek sürpriz etkileri ortadan kal-
dırıyor ve üretimin disiplinli bir sis-
tem içerisinde gerçekleştirilmesine
olanak sağlıyordu:
Planlı çalışma, ana prensipleri-
mizden vazgeçilmez olanıydı. Bu
sayede her olasılığı düşünerek ve
tedbirlerini alarak çalışıyorduk.
Ve yine bu sayede pek acil işimiz
olmuyordu. Çünkü, biliyorduk ki
ani kriz veya felaket halleri dışın-
da planlanmış hiçbir işte aciliyet
yaşanmaz. Acil iş, düşünülmemiş,
geç kalınmış iş demektir.
60
Toros yönetiminin getirdiği yenilik-
lerden biri de günlük işletme toplan-
tılarıydı. Her sabah fabrika yöneti-
cileri ile departman sorumlularının
katıldığı bu toplantılar, günlük prog-
ram ile öncelikli konuların tespit
edilmesi ve birimler arasındaki ko-
ordinasyonun sağlanması açısından
çok yararlıydı. Ayrıca yönetimin bu
gibi yöntemlerle elini her dakika işle-
rin üzerinde tutması hem tesisin dü-
zenli çalışması, hem de çalışan ekip
üzerinde çok olumlu bir etki yaratı-
yordu. Necat Haksal’a göre şirketin
en üst yöneticisinin dahi hemen her
sabah düzenli olarak fabrikayı dolaş-
ması, Toros’la birlikte gelen ve işle-
rin yolunda gitmesinde çok önemli
rol oynayan bir alışkanlıktı:
Bunu şirketin en sorumlu kişisi,
en başta gönüllü yapıyorsa, her-
kes o sahayı adım adım, santim
santim gezip incelemek zorunda
hissediyor kendini.
Toros’un Akdeniz Gübre hisseleri-
ni ilk aldığı dönemde sahip olduğu
%50,5 hisse oranı, yıllar içinde gide-
rek arttı. 1990 yılındaki ilk sermaye
artırımında Akgübre Yönetim Ku-
rulu Başkanı Mehmet Akdaş’ın, “Hü-
kümetin özelleştirme politikaları
sürerken yeni KİT’ler yaratılmasına
gerek yok” şeklinde yaptığı açıkla-
ma, İGSAŞ’ın bu ve sonraki sermaye
artırımlarına katılmayacağının işa-
retiydi.
61
Böylece Toros’un sermaye
payı 1994 sonunda %80’e, 1996’da
da %95’e yükseldi.
62
Bu oran, 2000
yılında %97’ye kadar ulaşacak ve ka-
lan hisselerin de özelleştirme kap-
samında satın alınmasıyla Akdeniz
Gübre’nin tamamı 22 Aralık 2004
tarihinde Toros’un olacaktı.
63
Tesis, bu tarihe kadar Akdeniz Güb-
re (Akgübre) adını muhafaza etmiş,
Toros’un bir iştiraki olarak yoluna
devam etmişti. Ancak hisselerinin
tamamının alınmasından sonra şir-
ketin Toros Gübre ile birleştirilme-
sine karar verilecek ve tesis 2005 yı-
lından sonra “Toros Tarım Mersin
Üretim Tesisi” adıyla anılmaya baş-
layacaktı. Bu tarihten sonra, fabri-
kanın bir bakıma simgesi olan piril
kulesinin üzerindeki “Akgübre” ya-
zısı da, yerini “Toros” yazısına bıra-
kacaktı.