Previous Page  99 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 99 / 162 Next Page
Page Background

99

döneminde, ekin toprağın üstüne

çıktıktan sonra kullanılıyordu. To-

ros, bu iki çeşit dışında kalan gübre-

leri de yurtdışından temin edip da-

ğıtıyordu.

56

Akgübre’nin Toros yönetimine geç-

mesi, her iki kuruluş açısından da

bir dönüm noktası niteliğindeydi.

Akdeniz Gübre’nin üretim kapasi-

tesinin eklenmesiyle Toros, fiili ka-

pasitesini yıllık 1.542 tona yükselte-

rek sektöründe ilk kez liderlik po-

zisyonuna oturdu. Bu gelişme, şir-

ketin kendine olan güvenini bir

kat daha artırdığı gibi, Esin Mete’ye

göre o günlerde çok güç şartlarla

Romanya’dan ithalat yoluyla temin

edilebilen azotlu gübrelerdeki dışa

bağımlılığı da sona erdirdi.

1990 yılı itibariyle gübre sektörün-

deki kapasite payları şu şekildeydi:

57

Toros + Akgübre

%25,65

TÜGSAŞ

%25,51

BAGFAŞ

%15,52

İGSAŞ

%13,02

Gübre Fabrikaları

%12,07

Ege Gübre

%6,66

Diğer

%1,57

Diğer taraftan Toros, Akdeniz

Gübre’nin kronikleşmiş problemle-

rini gidermek üzere hızla çalışmala-

ra başladı. Öncelikle şirketin serma-

NECAT HAKSAL

Toros Tarım Kıdemli Genel Müdür Yardımcısı

Toros Gübre’den önce grev zamanı, genel müdürümüz hepimizi toplayıp, “Yarın he-

pinize güle güle diyebiliriz. Üzgünüm, yapacak bir şey yok, şartlar çok kötü!” demişti.

O yüzden şirket el değiştirip de çalışmaya başlayınca insanlar işlerine, iş de insanla-

ra sarıldı. Çünkü ikisi bir arada olmadan üretim olmuyor. Tabii bu geçiş çok kolay ol-

madı. Çünkü şirketteki çalışanların eskiden gelen birtakım alışkanlıkları vardı, devir

alan şirketin de birtakım alışkanlıkları vardı. Bu alışkanlıklar çakıştığı zaman mesele

yok, ama çatışıyorsa sorun çıkacak. Bu, kaçınılmaz bir olay. O şekilde oldu, insanlar

yavaş yavaş alıştılar ve yeni bir denge kuruldu. Çok sancılı oldu mu? Hayır, çok sancı-

lı olmadı, çünkü fabrikada çarklar dönmeye başlamıştı. Bir yerde insanların en büyük

beklentisi iş garantisidir. Onun da ışığı görünmüştü zaten.

yesi 32 milyar liradan 80 milyar lira-

ya yükseltildi. Bu artış şirketin bo-

zuk mali tablosunun düzelmesini

sağlarken, yönetimde atılan adımlar

da Akdeniz Gübre’yi yıllardan beri

özlemini duyduğu verimli çalışma

ortamına kavuşturdu. Nitekim Ne-

cat Haksal’a göre, Mehmet Baykal’ın

Mersin’e genel müdür olarak gelme-

sinden sonra eski düzen tamamen

değişmiş, tesis inanılmaz üretim

yapmaya başlamıştı:

Çünkü üretim potansiyeli vardı;

her taraf yenilenmişti. Tesisin tek

ihtiyacı çalıştırılmaktı. Toros çalış-

tırdı, çok da güzel üretim yaptı.

58

1990 yılı Toros Yönetim Kuru-

lu Raporu’na göre Akdeniz Güb-

re, 1989 yılının tamamını grev ne-

deniyle üretim yapamadan geçir-

dikten sonra, 1990 yılında çok yük-

sek bir kapasiteyle çalışarak 646

bin ton gübre satışı gerçekleştirmiş-

ti. Akdeniz Gübre’nin bu etkinliği

Türkiye’deki toplam gübre üretimi-

nin 1990 yılında yaklaşık %20 art-

masını ve gübre ithalinin de önemli

ölçüde azalmasını sağlamıştı.

Söz konusu üretim artışı hiç kuş-

kusuz, birleşmeden sonra Akde-

niz Gübre’ye “Toros elinin değme-

si” ile ilgili bir durumdu. Bu dönü-

şüme tanıklık eden Necat Haksal’a

göre, Toros’un yönetimi devralma-

sıyla birlikte “verimlilik” kilit keli-

me haline gelmiş, bu yönde hem or-

ganizasyon hem de süreç yönetimi

itibariyle birçok adım atılmıştı. Ör-

neğin, Ceyhan tesisinde de olduğu

gibi “İnspeksiyon ve Kontrol” adı al-

tında yeni bir birim kurularak, tesi-

sin durmasına yol açan arızaların sa-

yısı önemli ölçüde azaltılmıştı. Söz

Akdeniz Gübre 1960’lı

yılların sonunda Kuveytli

yatırımcı PIC ile TÜGSAŞ’ın

ortaklığında kuruldu. Ancak

tesis yıllar boyunca verimli

çalıştırılamadığı için PIC,

1989 yılında hisselerini Toros

Gübre’ye satmaya karar

verdi. Diğer ortaklardan

Şekerbank ve İş Bankası’nın

da hisselerini devretmesiyle

Toros Gübre büyük ortak

haline geldi.

Necati Akçağlılar ve Erhan

Öner, Akdeniz Gübre’nin

satın alınmasıyla ilgili olarak

AresBank’la kredi sözleşmesi

imzalarken (solda).