

91
hizmet verecekti. Yeni iskele ve ter-
minal yatırımıyla, halihazırda baş-
ka limanlarca verilen terminal hiz-
metlerinin, navlun avantajı yaratıla-
bilen bütün ülkelere yönelik olarak
Toros tesislerine kaydırılmasını he-
defliyordu.
29
Toros Gübre’nin 1987
yılı faaliyet raporunda, yeni iskele
ve depoların devreye girmesiyle, bu
yatırımın da en az gübre faaliyeti ka-
dar ülke ekonomisine katkı sağlaya-
cağı belirtiliyordu.
İlk iskelede olduğu gibi ikinci iskele-
nin müteahhitliğini de Tekfen İnşa-
at üstlenmişti. Böylece bir kez daha
işin başına geçen Ümit Özdemir’e
göre ikinci iskele, ilkinden farklı
biçimde beton olacak şekilde pro-
jelendirilmişti. İlk iskelede olduğu
gibi, ikinci iskelenin yapımında da
taşeron olarak Bektaşoğlu firması
ile anlaşma yapılmıştı. Firmanın ge-
nel müdürü olan Tuncer Kobaner,
bizzat işin başında durarak inşaatın
bir hayli hızlandırılmasını sağlamış
ve hem kazık çakma, hem de iske-
le konularındaki tecrübesiyle proje-
ye önemli katkı sağlamıştı.
30
Ümit Özdemir’e göre ikinci iske-
le hem Türkiye’nin ekonomik şart-
larına, hem de Toros’un epey ra-
hatlamış olan mali durumuna bağ-
lı olarak daha kolay şartlarda ta-
mamlanmıştı. Toros’un kredi bulma
imkânları artık, 1970’lerle karşılaştı-
rılamayacak kadar genişlemişti. Üs-
telik ülkenin finans altyapısında son
5-6 yıl içinde sağlanan ilerlemeler,
yatırımcılara yeni olanak ve enstrü-
manlar sunuyordu. Örneğin, Toros
Gübre’nin bu dönemde Manufac-
turers Hanover Trust Company’nin
İstanbul şubesi aracılığıyla yerli ve
yabancı bir grup bankadan sağla-
dığı 8 milyon dolarlık sendikasyon
kredisi, kendi alanında bir ilk teşkil
ediyordu. Manufacturers Hanover
Trust yetkililerince yapılan açıkla-
maya göre sağlanan kredinin özelli-
ği, ilk kez bütünüyle Türkiye’de yer-
leşik yerli ve yabancı bankalar ara-
sında uluslararası kurallar çerçe-
MEHMET N. ERTEN
Eurobank Tekfen Yönetim Kurulu Başkanı
Toros Gübre bünyesinde oluşturduğumuz Finansman Müdürlüğü, o yıllarda cami-
ada ilk kez uygulanan bir pozisyondu. Biri Toros’ta, diğeri Tekfen İnşaat’ta, Finans-
man Müdürü olarak iki eleman işe başlamıştık. Biz Finansman Müdürlüğü’nü kura-
rak, banka ilişkilerinin, kredi ilişkilerinin ilk defa muhasebe ve mali işler dışında yöne-
tilmesini başlatmıştık. İşin o tarafı çok zevkliydi, çok heyecan vardı, çünkü Türkiye’nin
içinde bulunduğu o dönemde Toros Gübre’nin hızlı gelişimi gerek işletme faaliye-
ti açısından, gerekse yeni yatırım projeleri ve bu projelere sağlanması gereken finas-
manlar açısından birçok yenilik içeriyordu. Her an üzerinde çalışılacak konular var-
dı. Biz mesela Toros Gübre bünyesinde ilk defa 7-8 Türk bankasını bir araya getirerek
bir endeksleme formülü altında sendikasyon kredisi oluşturduk. Toros Gübre olarak
ilk finansman bonosunu ihraç edip satan firma olduk. Yurtdışından doğrudan pro-
je finansmanı veya Türk bankalarının garantisi altında sağlanan proje finansmanı ko-
nularında çalıştık. O kadar hızlı ve o kadar heyecanlı bir çalışma dönemi içindeydik
ki, hem çok somut olarak katkımızı ve bir artı değer yarattığımızı görüyorduk, hem
de her gün yeni bir ürün, yeni bir konu, yeni bir ilişki yoluyla tecrübe kazanıyorduk.
Terminalcilik faaliyetlerinin Toros
için giderek daha verimli bir işkolu
haline gelmesi, 1987 yılında mevcut
iskeleye ek olarak yeni bir iskele
daha kurulmasını gündeme getirdi.
Planlanan iskele mevcut iskelenin
doğusunda yer alacak ve vinç
ekipmanları, depoları ve torbalama
tesisleriyle Doğu Akdeniz’in en
önemli terminallerinden biri olacaktı.