Table of Contents Table of Contents
Previous Page  69 / 285 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 69 / 285 Next Page
Page Background

68

sorunları da yok değildi. 1947 yılından iti-

baren başlayan büyüme sürecinin önünde-

ki en önemli engellerden biri, inşaatlarda

kullanılmak üzere yüksek vasıflı malzeme

temin edebilmekti. İnşaat malzemesi üre-

timi, genel olarak sektördeki büyümeyi ne

arz, ne de kalite yönünden takip edebilmiş-

ti. Temel inşaat malzemelerinden çimento

1950’li yıllara yılda 396 bin ton gibi hayli

düşük bir üretimle girmişti. Menderes’in

ülkede çok sayıda çimento fabrikası ku-

rulması yönündeki çabaları sonucunda bu

üretim miktarı 1960’ta yaklaşık beş kat-

lık bir büyümeyle yılda 2,03 milyon tona

yükselmişti.

4

Aradaki yıllarda baş gösteren

çimento açığı ithalat yoluyla kapatılmış,

ama müteahhitler için çoğu zaman çimen-

to bulmak kolay olmamıştı. Benzer bir du-

rum, inşaat sektörünün bir diğer önemli

girdisi olan demir için de geçerliydi.

İnşaat malzemelerinin temininde yaşanan

sorunlar, biraz daha farklı bir biçimde,

ama aynı yoğunlukta, inşaat makine ve

8 Mart 1951

Bayındırlık bakanı ile konuşuyoruz. Ülkede çi-

mento fabrikalarının sayısını artırmak, mev-

cutlarının da kapasitelerini yükseltmek için

daha önce verdiğim talimatın yerine getirilip

getirilmediğini sordum. Aldığım cevaptan dola-

yı kan beynime sıçradı: “Efendim, eğer çimento

sanayiine yatırım yaparsak, fazladan üretilen

çimentolar ortada kalırmış. Şu anda ithalat ih-

racat tam bir denge halinde bulunuyormuş. Bu

fazla üretime ‘sürprodüksiyon’ derlermiş. Eko-

nomide sürprodüksiyon iyi değilmiş.”

İkide bir adam bu kelimeyi söyleye söyleye kafa-

mı şişirdi. Bana durmadan rakamları sıraladı;

böyleyken böyle olur diye, lafı uzattıkça uzattı.

“Bakın, sayın bakan” dedim. “Bugün Türkiye

bir baştan öbür başa kadar toprak yığınıdır.

Vatandaş insan gibi içinde yaşayabileceği ev is-

ter, vatandaş yol ister, köprü ister, baraj ister,

liman ister, bir kelime ile medeniyet ister. Bu va-

tanı böyle mi bırakacağız sanıyorlar? Sizin ku-

racağınız çimento fabrikası yarın yapacağımız

bir tek liman inşaatının bile cevabını güç kar-

şılar. Bir değil, birçok çimento fabrikasına ihti-

yacımız var. Sürprodüksiyon durmuş oturmuş

memleketler için geçerli bir düşüncedir. Yoksa

Türkiye gibi inşa bekleyen, imar bekleyen, ham-

le bekleyen bir memlekette, değil çimentonun,

hiçbir şeyin sürprodüksiyonu söz konusu değil-

dir.”

Ben bunları tane tane kendisine anlattım ama

bakan oralı bile olmadı; ezberlediği üretim ra-

kamlarını sıralayıp durdu.

“Anlaşıldı, sayın bakan bey” diye sözünü kestim.

Sonra kelimelerin üzerine basa basa konuştum:

“Yarın bana istifanızı getirirseniz, onu derhal

kabul etmem hususunda hiçbir tereddüt göster-

meyeceğimden emin olabilirsiniz.”

3

Adnan Menderes’in

günlüğünden

Türkiye’de çimento

meselesi