64
lendiği laboratuvarlar yoktu. Bu tip işle-
rin yapılabildiği tek yer bizim Bayındırlık
Bakanlığı’ydı. Biz bunların hepsini orada
öğrendik. Sonunda bakanlıktan ayrıldık
ve kendi şirketimizi kurduk.
Nihat Gökyiğit’e, Feyyaz Berker’le çok es-
kiye dayanan arkadaşlıkları sırasında gele-
cekte ortak iş yapma hayali kurup kurma-
dıklarını sorduğumuzda ise, “Er geç kendi
işimizi kuralım diye aklımızdan geçiyordu,
ama ne zaman, nasıl yapacağımızı bilmi-
yorduk” yanıtını veriyor. Ona göre, hepsi
de okuldan mezun olduktan sonra bir süre
çalışıp deneyim sahibi olmak istemişlerdi.
Kendisi de üç sene özel sektörde, üç sene
devlette çalışmış, iki tecrübeyi de yaşamak
istemişti.
Hava meydanları inşaat tesislerinde üçü-
müz beraberdik. Feyyaz, Necati ile çok
yakın arkadaş olmuştu, ben de katıldım.
Feyyaz ile zaten çok iyiydim. Kafamızda
serbest çalışmak vardı. Burada da az çok
deneyim kazandığımızı, artık vaktin gel-
diğini konuşmaya başlamıştık. Feyyaz ile
ben aynı anda bıraktık, Necati elinde kal-
mış işleri toparlayıp katıldı bize.
Firmanın amacı, müteahhitlere çeşitli
danışmanlık, mühendislik ve kontrol hiz-
metleri vermekti. Bunlar zaten daha ön-
ceki meslek yaşamlarında yaptıkları ve iyi
bildikleri işlerdi. Sermayeleri ve imkânları
son derece kısıtlıydı. Bir binanın arka ta-
rafında, eskiden kömürlük olup sonradan
odacı otursun diye çevrilmiş bir yerde basit
bir toprak ve asfalt laboratuvarı kurmuş-
lar, bir miktar da laboratuvar araç gereci
almışlardı. Burada, kendilerinden istenen
malzeme testlerini ve toprak analizlerini
yapıyor, ayrıca kum ve çakıl ocaklarının
tespiti gibi konularda danışmanlık veriyor,
zemin etütleri gerçekleştiriyor, müteahhit-
lere spesifikasyonlar konusunda yardımcı
oluyor ve daha çok kalite kontrol işleri alı-
yorlardı. Sermayelerinin yetersizliğine ve
çalışma şartlarının zorluğuna karşın, elle-
rinde iki önemli değer vardı: Bu alandaki
bilgi ve becerileri ile, daha önceki çalışma
hayatlarında sergiledikleri ciddiyetin onla-
ra kazandırdığı saygınlık ve çevre.
Nitekim firmanın ilk işi, Nihat Gökyiğit’in
Metcalfe-Hamilton & Grove bünyesinde
Eskişehir Hava Meydanı yapımında bir-
likte çalıştığı ve geliştirdiği toprak analiz
yöntemi nedeniyle kendisine büyük değer
veren Tony Angel’dan geldi:
Tony Angel beni aradı, Sinop Havaala-
nı’nın yapılacağını söyledi. Hangi işleri
üstlenebileceğimi söyledi, ne kadar pa-
ra istediğimi sordu. Hesap yapıyordum,
ama daha çok onun bana ne ödeyebile-
ceğine bakıyordum. O zamanın parası ile
39 bin lira yazıp verdim. Kabul etti, hiç
kimseden teklif almadan beni arayıp bul-
muştu.
İkinci müşterileri ise, Nihat Gökyiğit’in Ba-
yındırlık Bakanlığı bünyesinde Konya’da
çalıştığı sırada tanıştığı Kadri Veziroğlu
idi. Veziroğlu, 1950’li yılların en önemli
müteahhitlerinden biriydi. Sahip olduğu
şirket, Yeşilköy Hava Meydanı, Çiğli Hava
Meydanı ve Edirne’deki köprü inşaatları
gibi önemli projelere imza atmıştı. Kadri
Veziroğlu ile Nihat Gökyiğit’in ilk karşılaş-
maları da ilginç bir şekilde gerçekleşmişti:
Ben Konya’dayken Hava Meydanları
İnşaat Reisliği’nden Esat Turgut beni
Ankara’ya çağırdı ve Çiğli Havaalanı’nda