59
Ayrıca, NATO işlerinde kullanılan iş maki-
nelerinin vergiden muaf olarak yurda ge-
tirilmesi, bu müteahhitlerin o gün için ye-
terli büyüklükte makine parkı kurmalarına
olanak sağlamıştı. Gerçi Türk müteahhitle-
ri, daha çok taşeronluk yaptıkları için doğ-
rudan makine getirme hakkına sahip değil-
lerdi; ancak yapacakları iş için gerekli olan
iş makinelerini, jeneratörleri, vinçleri ve
benzeri araç gereci asıl firmanın kontenja-
nından temin etmeleri mümkündü. Bazen
de makine parkını müteahhit firma temin
eder, Türk taşeron sadece emeğini ve işçili-
ğini ortaya koyardı. Necati Akçağlılar’a gö-
re müteahhitler, “Makineler bizden, siz şu
şu işi yapacaksınız” derlerdi, kendileri de o
şekilde yaparlardı.
18
NATO projelerinin başında askeri ve
sivil havalimanı inşaatları geliyordu.
Enfrastrüktür Programı’na göre belirlenen
yerlerde yeni havaalanlarının kurulması
ve mevcutların da NATO standartlarına
göre geliştirilmesinden 5 Ağustos 1952’de
Bayındırlık Bakanlığı sorumlu kılınmış-
tı. Bu görev Eskişehir, Diyarbakır, Konya,
Bandırma, Balıkesir, Merzifon, Malatya,
Batman, Ankara (Mürted), Akhisar ve İz-
mir (Çiğli) hava meydanları başta olmak
üzere çok sayıda tesis yapılmasını içeriyor-
du. Diğer taraftan Yeşilköy Hava Meydanı
yeni tamamlanmıştı. Esenboğa ve Trabzon
hava meydanlarının inşaatı devam ediyor-
du. Adana Hava Meydanı’nın inşasına ise
henüz başlanmıştı.
Ayrıca 4 Ocak 1954 tarihinde TBMM’de
“memleket içi ve dışı hava ulaştırmasının
sağlanması maksadıyla yeniden meydan,
pist, hangar, işletme binaları ve diğer za-
ruri ihtiyaçların yapılması, mevcutların
genişletilmesi ve düzenlenmesi, bu mey-
danlara gerekli her türlü makine, teçhizat
ve tesisatın konulmasında sarf olunmak
üzere” Bayındırlık Bakanlığı’na 110 mil-
yon liraya kadar harcama yapma yetkisi
verilecek, böylece yurtiçi seferler için kul-
lanılmak üzere İzmir, Afyon, Konya, Sivas,
Erzurum ve Diyarbakır hava meydanlarına
radyo tesisatı kurulacak, Trabzon Hava
Meydanı ikmal edilecek ve Samsun, Van,
İzmir, Erzurum, Kars, İskenderun, Urfa,
Gaziantep, Antalya ve Ağrı hava meydan-
ları yeniden inşa edilecekti.
19
Görüldüğü gibi, özellikle 1952-1957 yılları
arasında yurdun dört bir yanı havaalanı
şantiyeleriyle dolacak, o zamana kadar gö-
rülmemiş bir seferberlik yaşanacaktı. Giri-
şilen iş, Türkiye’nin o günkü olanaklarıyla
karşılaştırıldığında devasa büyüklükteydi.
Sadece Esenboğa ve Yeşilköy hava mey-
danları için sarf edilen çimento miktarının,
Eskişehir Çimento Fabrikası’nın o dönem-
deki yıllık üretim kapasitesine eşit olduğu
düşünülecek olursa, yapılan işin boyutları
şaşkınlık uyandırıcıydı.
20
Üstelik hava meydanlarının inşası elbette
sadece pist ve terminal binalarının yapıl-
masıyla sınırlı değildi. Hangar ve müşte-
milat binalarının yanı sıra elektronik tesis-
lerinin montajı, haberleşme sistemlerinin
kurulması ve hava meydanlarına ulaşan
karayollarının yapılması da önemli bir iş
alanını oluşturuyordu. Nitekim, ülke ça-
pında henüz asfalt yolların sayısı son dere-
ce sınırlıyken, İncirlik Üssü’nden Tarsus’a
kadar modern asfalt bir yol inşa edilmişti.
21
Ayrıca her hava meydanı için akaryakıt
depolama ve nakil tesislerinin kurulması
ve bunların birbirleriyle entegre edilmesi