65
bir görev vereceğini söyledi. O zaman
Çiğli’de Kadri Veziroğlu müteahhitti. En
son model makineler geldiği ve her şey
mükemmel olduğu halde betonun çatla-
masına engel olamadıklarını, benim gidip
bir bakmamı söyledi. Kalktım gittim. Bi-
raz da Allah yardım etti, buldum sebebi-
ni. Andezit diye bir taş kırıyorlardı. Beto-
na uygun olduğuna dair testler yapılmış.
Buna rağmen çok kırıntı, toz veren bir taş
cinsiydi bu. Böyle bir taşı kırdıktan sonra
muhakkak surette üçe ayırıp tekrar bir-
leştirmek gerekir ki, istenildiği nispetler-
de birleştirilebilsin. Onlar ikiye ayırmış-
lar, böyle olunca yığınların içerisi tama-
men toz olmuş, dışı kaba çakıl. Banttan
gelirken zaman zaman numune almışlar;
tanelerin büyüklük yüzdeleri gayet güzel.
Yani testlerde her şey çok güzel, fakat ne-
tice iyi değil.
Kepçe etekten alırsa kabası gidiyor, gö-
bekten alırsa incesi gidiyor. Bunları bir-
leştirince de hamur gibi bir beton çıkıyor;
bu da tabii çatlaklara sebep oluyor. De-
dim ki, “Buraya kadar her şey çok güzel,
ama sonuç yanlış. Hemen o üçüncü eleği
takın ve bu kırma taşı üçe bölelim, ikiye
değil. Bir de kum var: Dört malzeme. Yu-
karıdaki siloda da dört göz var.” İki gün
içinde düzeldi mesele. Ayrılırken hesabı
ödemek için otele gittim, hesabımın öden-
diğini söylediler. “Nasıl ödendi, ben bura-
ya harcırahla geldim” dedim. O gün için
büyük bir hakaretti bu. “Müteahhit ödedi
sizin paranızı” dediler. Müteahhit benim
paramı nasıl öder! Ben Hava Meydanları
İnşaat Reisliği’nden harcırahla gelmişim.
Bunu mesele yaptım ve hesabı kendim
ödedim.
Nihat Gökyiğit’e göre bu davranışı, mü-
teahhit Kadri Veziroğlu’nda büyük güven
uyandırmış ve sonraki yıllarda araların-
da bir dostluk ilişkisi oluşmuştu. Nitekim
1957 yılı başlarında, Nihat Gökyiğit bir
akşam eve döndüğünde kapının altında
bir not bulmuştu. Notu bırakan, Kadri
ayındırlık Bakanlığı’ndaki
görevlerinden ayrıldıktan sonra
son derece mütevazı bir bütçeyle
Feyyaz-Nihat (FN) Müşavir Mü-
hendislik şirketini kuran Feyyaz
Berker ve Nihat Gökyiğit’in ilk
aldığı işlerden biri de, İstanbul’daki
bazı yolların yapımını üstlenen
Kadri Veziroğlu’nun laboratuvar
ve kontrol hizmetlerini vermekti.
Bu yıllarda İstanbul’da Menderes’in
emriyle büyük bir imar seferberliği
başlatılmış, kenti bir uçtan ötekine
kat eden arterler açılması için ça-
lışmalara başlanmıştı. Yukarıda, bu
arterlerden biri olan ve yapımında
Tekfen’in kurucularının da emek
verdiği Vatan Caddesi görülüyor.
B