72
sahipti. Nitekim Feyyaz Berker ve Nihat
Gökyiğit, ihaleyi kazandıktan sonra aldık-
ları ilk avanslarla makine parkını kurmaya
başlayacak, sonraki ödemelerle de gereken
tüm ekipmanı bir araya getirecekti.
Tekfen’in kuruluşu, inşaat sektörü açısın-
dan bakıldığında, kritik bir döneme teka-
bül eder. Bugün adı geçen önemli inşaat
firmalarının çoğunun kuruluşu yaklaşık bu
yıllarda gerçekleşmişti; çünkü başta baraj-
lar, hidroelektrik santralleri, karayolları ve
NATO ihaleleri olmak üzere Türkiye’nin
içine girdiği hamle, müteahhitlik sektörü-
nün ilerlemesi için önemli bir yakıt olmuş-
tu. Ancak 1950’li yılların sonlarına doğru,
ortaya çıkan ekonomik ve siyasal sorunlar
nedeniyle bu hamle önemli ölçüde hız yi-
tirmişti. Yeni dış borç alımında karşılaşı-
lan zorluklar, hükümeti önemli bir finans-
man darlığıyla karşı karşıya bırakmış ve
maliye, örneğin İstanbul’da yapılan imar
faaliyetinin gereği olan istimlak bedelleri-
ni bile ödeyemez duruma gelmişti.
Ama aynı yıllar, Türkiye’de yeni bir sektö-
rün doğuşuna tanıklık ediyordu. Bu sektör,
daha sonraları özellikle inşaat sektörü için
büyük bir pazar teşkil edecek olan petrol
arama, işleme ve taşıma endüstrisiydi.
Sektörün önünü açan en önemli gelişme
ise, 1954 yılında petrol işletmeciliğini ya-
bancı sermayeye açan Petrol Kanunu’nun
kabul edilmesiydi. Bu yasa, gerek o güne
kadar hayli güdük kalan petrol arama fa-
aliyetlerinin, gerekse ham petrolün işlen-
mesi faaliyetlerinin önünü açarak, bu sek-
töre önemli bir canlılık kazandıracaktı.
Türkiye’de ilk organize petrol arama faali-
yetlerine 1940’lı yıllarda başlanmış, ticari
anlamda ilk petrol keşfi ise 1945 yılında
delinen Raman-8 kuyusu ile yapılmıştı.
Bunu, 1951 yılında Garzan sahasının keşfi
izlemişti. Ancak bu sınırlı tecrübeler, dev-
let organları tarafından yapılan ve yeterli
mali imkânlar sağlansa bile malzeme ve
uzman personel desteğine sahip olmayan
bu girişimlerin, arzulanan neticeyi verme-
yeceğini ortaya koymuştu. Bunun üzerine
Türkiye’de yabancı özel sermayenin yatı-
rım yapmasını sağlayacak liberal bir petrol
kanunu hazırlanmasına karar verilmiş ve
daha önce İsrail Petrol Kanunu’nu hazır-
layan hukukçu ve jeolog Max Ball bu işle
görevlendirilmişti.
Ball’dan, yasayı iki önemli tema üze-
rine inşa etmesi istenmişti: Birincisi,
Türkiye’nin ihtiyacını karşılayıp ihracata
imkân verecek ham petrolün özel teşebbüs
eliyle süratli bir şekilde üretiminin sağlan-
ması; ikincisi ise, özel teşebbüsün kuracağı
rafinerilerin işleyeceği ham petrolden el-
de edilen ürünlerle memleket ihtiyacının
karşılanması. Böylece 6326 sayılı Petrol
Kanunu hazırlanarak 1954 yılında devre-
ye girmiş, ayrıca aynı yıl içinde “entegre,
özerk, çağdaş ve dinamik bir yapıda” pet-
rol arama, sondaj, üretim ve taşıma işlerini
yürütmek üzere Türkiye Petrolleri Anonim
Ortaklığı (TPAO) adında bir şirket kurul-
muştu.
12
950’li yıllar, Türkiye’de petrol
endüstrisinin gelişmesi bakımından
da önemli gelişmelere sahne oldu.
1954’te kabul edilen Petrol Kanu-
nu ile bir anda sıçrayan petrol ara-
ma faaliyetlerinin yanı sıra rafineri
ve depolama tesisi inşaatlarının da
hızla artması, özellikle bu alanda
uzmanlaşan inşaat firmalarının bü-
yümesinde önemli bir rol oynadı.
Yukarıda, Feyyaz Berker (sol-
da) ve Nihat Gökyiğit (sağdan
ikinci) arazi incelemesi yapar-
ken. Sağ üstte, yeni başlayan bir
proje için kurban kesiliyor.
1