39
na bağlıydı. Buna rağmen aralarında iyi bir
ilişki doğdu. Kendisine buraya gelmeden
önce esas çalışma yerinin Eskişehir olacağı
söylenmişti, ancak şantiye şefi onu bırak-
mamakta direniyordu. Nihat Gökyiğit, o
sırada eşi Nezahat Hanım’la yeni evlen-
mişti ve henüz kalıcı bir düzen kuramamış
olmanın sıkıntısını yaşıyordu. Sonunda
Balıkesir’de bir ev tutmaya karar verdiler
ve bir süre burada yaşadılar.
Nihat Gökyiğit, Balıkesir’deki görevinden
sonra Eskişehir’e tayin edildi. Eskişehir’de,
havaalanında pist çalışmaları yeni baş-
lamıştı. Pistin doğru bir şekilde yapıla-
bilmesi için toprağın iyice sıkıştırılması,
bunun için de dikkatlice analiz edilmesi
gerekiyordu. Uygulanması istenen klasik
analiz yöntemi hayli ayrıntılı bir çalışma
gerektiriyor ve en az bir hafta sürüyordu.
Oysa inşaat bir yandan devam ettiğinden
mühendisler sonucu hemen almak istiyor-
lardı. Bu ihtiyaç nedeniyle Nihat Gökyiğit,
sadece birkaç saat içerisinde sonuç veren
yeni bir yöntem geliştirdi ve bunun sonuç-
larını klasik yöntemle karşılaştırarak ge-
çerli olduğunu tespit etti. Proje sorumlusu
Tony Angel bu buluşu hayretle karşılamış
ve bundan ötürü Gökyiğit’e büyük güven
beslemeye başlamıştı. Nihat Gökyiğit’in
inşaatta kullanılan çimentonun yeterli ev-
safta olmadığını erken tespit edip firmayı
büyük bir zarardan kurtarması da, bu gü-
veni iyice pekiştirmişti:
Betonları kırıyorum, üç günlük testten
sonra bakıyorum çok düşük, yedi günlük
de çok düşük. Hemen rapor ediyorum,
diyorum ki “Burada bir sıkıntı var.” Çi-
mentolar Yunanistan’dan ve İsrail’den
geliyordu. Yunanistan’dan gelen çimen-
toda olmuştu bu. Çimento fabrikasını
yeni kurmaya başlamışlar, biz ise daha
kuramamışız. Menderes çok uğraşmıştı
bir çimento fabrikası kurmak için bu işler
başlayınca. Sadece İncirlik havaalanın-
da, Ankara’dan Adana’ya tek şerit beton
yol yapacak kadar beton hacmi söz konu-
suydu. Bunun çimentosu tümüyle yurtdı-
şından geliyordu. Ama kredi alınamadı
Dünya Bankası’ndan. Bizim kanaatimiz
İsrail’deki, Yunanistan’daki fabrikala-
rın Dünya Bankası’nı etkilediği yönünde.
Sonuçta gemiler durduruldu, zamanında
bildirdiğim için. Aslında ilk günler hiç test
yapılmaz, ben bir deneyeyim demiştim.
Nihat Gökyiğit, Eskişehir’den sonra Ada-
na’daki İncirlik Üssü’nün inşaatına gönde-
rildi. Orada yaptığı beton testlerinin yanı
sıra asfalt çalışmalarıyla da dikkat çekti.
İnşaat programı yoğun, mesai uzun, çalış-
ma ortamı yorucuydu. Projede, kolejden
yakın bir arkadaşı daha çalışıyordu. Eve
yorgun, bitkin, toz toprak içinde geliyorlar-
dı. Eşleri, “Tamam, hiç olmazsa birlikte bir
parka gidelim akşam” dediğinde, parka gi-
diliyor, ama iki arkadaş yorgunluktan he-
men uyuyakalıyordu. Eşleri artık umutsuz,
“Haydi kalkın, sizinle başka bir şey olmaz”
deyip eve geri dönüyorlardı.
Yapımına 1951 baharında başlanan İncirlik
Üssü’nün, ABDHava Kuvvetleri tarafından
orta ve ağır bombardıman uçakları için
kullanılması planlanmıştı. Havaalanının
inşaatı tamamlandıktan sonra pistin hangi
uçaklara dayanıklı olduğunun tespit edil-
mesi için aralarında Nihat Gökyiğit’in de
bulunduğu üç kişilik bir komite oluşturul-
du. Komitenin diğer üyelerinden biri, daha
sonra uzun yıllar Brüksel’deki NATO genel
ihat Gökyiğit Amerika’dan
döndükten sonra Türkiye’nin
çeşitli yerlerinde askeri havaalan-
ları inşa eden Metcalfe-Hamilton
and Grove adlı Amerikan kon-
sorsiyumunda göreve başladı.
Gökyiğit bir süre sonra buradaki
başarılı çalışmaları nedeniyle Ha-
va Meydanları İnşaat Reisliği’nin
başındaki Esat Turgut’un dik-
katini çekti. Onun önerisiyle
Bayındırlık Bakanlığı bünyesine
geçen Gökyiğit, burada Feyyaz
Berker ve Necati Akçağlılar’la
bir araya gelme şansını buldu.
N