Table of Contents Table of Contents
Previous Page  42 / 285 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 42 / 285 Next Page
Page Background

41

başlanacak hava meydanlarından birinin

kontrol amirliğini teklif etti. Nihat Gök-

yiğit, bu görevi nasıl kabul ettiğini ve

birçok seçenek arasından niçin Konya

Havaalanı’nı tercih ettiğini şöyle anlatıyor:

Yeni hava meydanları yapılmaya baş-

lanacak ve bu işi doğrudan bizim Hava

Meydanları İnşaat Reisliği yapacaktı.

1953 yılı. Esat Turgut beni çağırdı, “Han-

gi bölge?” diye sordu. Akşam eve gittim,

kayınvalidem evdeydi, durumu anlattım.

Kayınvalidem, “Ne olur Konya’yı kabul

et” dedi, “Biz Rus işgali sırasında muhacir

olduk, Konya’ya kadar geldik. O insanlar

başka türlü. Tarlasını paylaştık, suyunu

paylaştık, bizi bağrına bastı; niye geldiniz

demediler.” Böylece Konya’ya karar ver-

dim, Konya’da yapılacak havaalanının

kontrol amiri oldum.

Nihat Gökyiğit, böylece 1953 yılında başla-

dığı Konya’daki görevine, 1956’da Feyyaz

Berker’le birlikte kendi firmasını kurmaya

karar verinceye kadar devam etti. Havaala-

nı inşaatını bir Fransız firması yapıyordu.

Gökyiğit, devlet adına son yetkili olarak

bu firmanın çalışmalarını denetlemek-

le yükümlüydü. Menderes hükümetinin

altyapı yatırımlarından payını alan Kon-

ya, o güne kadar gördüğü en büyük imar

hareketlerinden birine sahne oluyordu. İç

Anadolu’nun yıllardan beri önemli hiçbir

yatırım görmemiş bu kentinde havaalanı-

nın yanı sıra aynı anda iki baraj, büyük bir

toprak mahsulleri silosu, birer tane de şe-

ker ve çimento fabrikası inşa ediliyordu.

13

Nihat Gökyiğit’in Konya yıllarından belle-

ğinde kalmış anılardan biri de, Başbakan

Adnan Menderes’in kenti ziyaretiydi. Ha-

vaalanının daha yeni yeni şekillenmeye

başladığı bir sırada, bir gün gökyüzünde

bir uçak belirmiş ve zar zor yere inen uçak-

taki kişi ertesi gün Adnan Menderes’in bir

heyetle birlikte buraya geleceğini söyle-

mişti. Bu, Nihat Gökyiğit için pek de iyi bir

haber sayılmazdı, çünkü piste bu haliyle

uçak inemeyeceğine dair verilmiş raporlar

vardı. Buna rağmen bütün gece süren in-

sanüstü bir çabayla sabaha kadar alan dü-

zenlenmiş ve en azından uçağın inebileceği

bir hale getirilmişti. Ertesi gün sorunsuz

bir şekilde havaalanına inen Adnan Men-

deres, ekibiyle birlikte yapılan çalışmaları

yerinde denetlemişti. Bu, Nihat Gökyiğit’in

büyük hayranlık beslediği Menderes’i ilk

görüşüydü.

O günlerde Türkiye’deki ortam her bakım-

dan özel girişimciliği destekler mahiyettey-

di. Menderes, yıllardır Türk ekonomisine

hakim olan devletçi ve konservatif yönetim

anlayışının çok dışında bir çizgide ilerliyor,

her fırsatta liberal görüşü savunarak “bü-

tün vatandaşların temsil ettiği milli zekâyı

harekete geçirmek”ten söz ediyordu.

14

Tür-

kiye gerçek bir imar seferberliğiyle yeniden

inşa ediliyordu. Yollar, limanlar yapılıyor,

havaalanları inşa ediliyor, fabrikalar ku-

ruluyor, her gün yeni bir tesisin temelleri

atılıyordu. İşte büyük iş fırsatları sunan

bu ortam, Amerika’da özel girişimciliğin

anlamını görmüş, Türkiye’ye döndükten

sonra da hem özel sektörde, hem de devlet

kademelerinde önemli bir saha tecrübe-

si kazanmış olan Nihat Gökyiğit’in kanını

kaynatmaya yetiyordu.

Nihat Gökyiğit, işte bu duygular içinde

1956 yılında devletteki görevinden ayrı-

lacak ve o günleri anımsadığında “Hava

meydanları inşaatında çalışırken öyle bir

yere gelmiştik ki, ya politikaya atılacaktık

ya da şirket kuracaktık; biz ikincisini tercih

ettik” diyen Feyyaz Berker’le bundan böyle

kendi çizdikleri yolda yürümeye karar ve-

recekti.