Table of Contents Table of Contents
Previous Page  45 / 285 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 45 / 285 Next Page
Page Background

44

mi yapmamıştım henüz; bütün belgeleri

topladım, her gün askerlik şubesine git-

tim. Yapılacak işlerin peşinden İzmir’den

Ankara’ya, oradan İstanbul’a hummalı

bir koşuşturma yaşıyordum. Sonunda

Ankara’dan tebliğ çıktığına dair bir rapor

geldi. İstanbul’dan İzmir’e bir gemi geli-

yormuş; üç beş kişilik yer varmış gemide.

Hazırlığımı tamamlayıp o gemiye yetiş-

mem isteniyordu.

Necati Akçağlılar, Amerika’ya gideceği

gemiyi üç ay beklemişti. Bu, yetmiş sek-

sen metre boylarında, yedi sekiz yıllık kü-

çük bir Amerikan şilebiydi. Tıpkı Nihat

Gökyiğit’in Amerika’ya giderken bindiği

gemi gibi, bazı kamaraları yolculara tahsis

edilmişti. İstanbul’dan geliyordu. Gemi,

İzmir’den yolcularını aldıktan sonra deni-

ze açıldı ve doğru New York’a dümen tuttu.

Yolculukta Necati Akçağlılar’ın yanında,

babasının tanıdığı bir avukatın oğlu da var-

dı. O da kendisi gibi Amerika’ya okumaya

gidiyordu:

Sallana sallana gittik. 23 gün sürdü. Koca

okyanusta bir tane küçücük gemi, in yok,

cin yok, yer yok, git babam git...

1

New York’a ulaştıklarında, iki arkadaş

Türk öğrenci müfettişliğini buldular ve ka-

yıtlarını yaptırıp bir sınava tabi tutuldular.

Bugün için çok şaşırtıcı gelse de, henüz ikisi

de hangi üniversiteye kaydolacaklarını ve

ne okuyacaklarını bilmiyorlardı. O zaman-

lar yurtdışına giden öğrencilerin okuyacağı

branşa, ülkedeki ihtiyaç alanlarına göre

oradaki Türk öğrenci müfettişleri karar

veriyordu. Cumhuriyetin kurulmasından

sonra devlet ihtiyaç duyduğu kadroları ye-

tiştirmek için yurtdışına ya kendi adına öğ-

renci göndermiş ya da kendi imkânlarıyla

giden öğrencileri yönlendirerek eksikleri-

ni bu şekilde gidermeye çalışmıştı. Necati

Akçağlılar’ın kafasında, başta astronomi

olmak üzere birçok farklı seçenek vardı.

Ama müfettiş ona mühendislik okumasını

tavsiye etti. İnşaat mühendisliğinin yanı

sıra makine mühendisliğini, elektrik mü-

hendisliğini ya da maden mühendisliğini

tercih edebileceğini söyledi. Bunların hep-

si de, o gün Türkiye’nin ihtiyacı olan uz-

manlık alanlarıydı. Akçağlılar, bunlardan

inşaat alanının kendisine uygun olacağını

düşündü.

Necati Akçağlılar, 1945 yılında Illinois

Üniversitesi’ne kaydını yaptırarak öğreni-

mine başladı. Yaklaşık 29 bin öğrencinin

okuduğu üniversitede 40 kadar da Türk

bulunuyordu. Bunların 30-35 kadarını

burs alarak gelmiş askeri öğrenciler oluş-

turuyordu; kalanı sivildi. Necati Akçağlılar

burslu olmadığı için tüm giderlerini aile-

sinden gelen parayla karşılamak zorunday-

dı. Ancak öğrenime başladığı 1945 yılında

129 kuruş olan doların birkaç yıl içinde

büyük değer kazanarak 1948 yılında 282

kuruşa yükselmesi, ciddi bir ödeme zorlu-

ğuna yol açmıştı. Babası bu durum karşı-

sında aradaki farkı devletten talep etmeyi

düşünmüş ve bunda başarılı olmuştu:

üksek öğrenimini yapmak için

gittiği Amerika’da hayli kısıtlı im-

kânlarla yaşayan Necati Akçağlılar,

üniversiteden mezun olduktan

sonra Florida’da iş bulmuş ve böy-

lece otomobillere olan merakını

da giderme imkânı bulmuştu. Yan-

da, Akçağlılar’ın Amerika’daki Lin-

coln marka otomobil görülüyor.

Akçağlılar’ın ilerleyen yıllarda satın

aldığı ve İstanbul’da sadece iki tane

olduğu söylenen sarı renkli 1965

model Buick ise, bugün Rahmi

Koç Müzesi’nde sergileniyor.

Y