48
Necati Akçağlılar’ın spor
ve futbol sevgisi
Necati Akçağlılar, tüm yaşamı boyunca
spora, özellikle de futbol ve yelkene tut-
ku duymuş bir isim. Onun futbol tutkusu,
o zamanlar “topçu”lara pek de sempatiy-
le bakılmadığı lise çağlarında başlamış.
Babası, ne yaptıysa onu top peşinde koş-
maktan vazgeçirememiş. Bir süre sonra
profesyonel lisans alıp, 1943-1945 yılla-
rında o günlerin ünlü Altınordu takımının
solaçığında forma giymeye başlamış. Fa-
kat o devirler, futboldan gelecek sağla-
manın çok güç olduğu devirler. Altınor-
du kulübünde oynamanın futbolcuya tek
faydası kırmızı-lacivert bir forma, bir de
ayakkabı. Onun dışında futbolcu her şeyini
kendisi temin etmek zorunda. Bu yüzden
Necati Akçağlılar, futbolculuktan vazgeçip
Amerika’da okumaya karar vermiş.
Amerika, tabii ki bir futbolcu için çok uy-
gun bir ülke sayılmaz. Amerikalılar o gün-
lerde Avrupa’da oynanan futbolu pek tanı-
mıyorlar. Onların bildiği sadece Amerikan
futbolu, ki onun da bizim futbolumuzla
pek ilgisi yok. O yüzden Necati Akçağlılar,
üniversitede iki dönem zorunlu ders kabul
edilen sporu, tenis oynayarak tamamla-
mak durumunda kalmış. “Her türlü spor
vardı, ama futbol yoktu,” diyor Necati Ak-
çağlılar.
Buna rağmen okuduğu Illinois’te, Türki-
ye’den gelen öğrencilerle futbola meraklı
olan Meksikalılar arasında epeyce reka-
bet yaşanmış. Ayrıca okullararası futbol
turnuvalarında da, üniversite yönetimi
onlardan bir takım kurmalarını istemiş.
Hatta bu şekilde defalarca Chicago’ya gi-
dip okulu temsil etme fırsatı bulmuşlar;
üstelik seyircilerden para toplayıp işi yarı
profesyonel bir hale bile çevirmişler.
Necati Akçağlılar, koyu Beşiktaşlı olmasıy-
la tanınıyor. Hatta efsanevi başkan Süley-
man Seba’dan sonra işbaşına gelen Serdar
Bilgili döneminde kulübün yönetim kuru-
lunda fiilen görev yaptı. Ancak Akçağlılar,
2001 yılında kulüp yönetiminde yaşanan
kaos sırasında istifa eden isimler arasında
yer aldı.
ecati Akçağlılar’ın gençlik yıl-
larına uzanan meraklarından biri
de yelken sporu. Eski arkadaşı,
usta denizci Necati Zincirkıran’a
göre Akçağlılar’ın bu merakı
yatçılık dergilerini incelemekle
başlamış, ama esas olarak “İmbat”
adlı ilk yelkenlisiyle pekişmişti.
Akçağlılar’ın deniz tutkusu son-
raki yıllarda daha da gelişecek ve
1980’lerde Atlas Okyanusu’nu
aşmasıyla doruğa ulaşacaktı.
N