Table of Contents Table of Contents
Previous Page  32 / 285 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 32 / 285 Next Page
Page Background

31

püste, spor yaparak ya da kulüpler yoluyla

sosyal etkinliklere katılarak geçiriyorlardı.

Feyyaz Berker gibi, Nihat Gökyiğit de bu

ortamın öğrencilerin gelişimi açısından

faydalı olduğunu ve kendisinin bundan çok

yararlandığını söylüyor:

Robert Kolej’de geçirdiğim 6 yıllık eğitim

sürecinde özgüven geliştirme, sorumluluk

alma ve sosyal, kültürel ve sportif faali-

yetlere katılmaya verilen önemi hep his-

sediyordum. Talebenin kolejdeki kulüp,

birlik ve derneklere katılarak bu faaliyet-

lerde yer alması teşvik ediliyordu. Tercih

kolay değildi, çünkü çok alternatif vardı.

Ayrıca seçimlere katılarak göreve talip

olabilirdiniz. Sporda da bilardo, pinpon

ve tenisten futbol, basketbol, voleybol ve

atletizme kadar ihtisas kollarında yer

alabilirdiniz.

Sosyal-kültürel faaliyetler arasında dans,

tiyatro, musiki, yıllık hazırlama veya der-

gi çıkarma, münazara, adabı muaşeret

gibi gruplara katılmayı seçebilirdiniz.

Ayrıca pulculuk, fotoğrafçılık ve maran-

gozluk gibi alanlarda, orkestrada bir ens-

trümanda beceri kazanmak için gönüllü

olabilirdiniz.

Bu grupların her biri için bir öğretim gö-

revlisi kendini fazla belli etmeden yardım-

cı, yol gösterici olurdu. Bu faaliyetlerin

birkaçına katılmak derslerin ihmaline yol

açar mıydı? Hayır!

Nihat Gökyiğit’in spora özel bir ilgisi yok-

tu. Çalışkan bir öğrenciydi ve kendi ifade-

siyle, özel ilgilerinin başında “çalışmak”

geliyordu. Öte yandan siyaseti ve savaşı ya-

kından takip ediyor, zamanının önemli bir

kısmını gazete odasında geçiriyordu. Mü-

nazara kulübündeki etkinlikleri izlemek

hoşuna gidiyordu. O zaman kulübün etkin

üyelerinden biri de Bülent Ecevit’ti. Ayrıca

zaman zaman okul çevresinde düzenlenen

yürüyüşlere katılıyor ve arkadaşlarıyla ba-

lığa gidiyordu. Bir Rus prensesinin torunu

olan ve Rus devriminden kaçıp İstanbul’a

sığınmış Alexander Nadolsky adlı asker

kökenli jimnastik hocasının derslerini ise

hiç kaçırmıyordu. Sertliği ve disipliniyle ta-

nınan bu hoca, daha sonraki yıllarda Türk

Milli Eskrim Takımı’nı da çalıştıracaktı.

Nihat Gökyiğit, belki iki amcasının da

mühendis olması nedeniyle, okula girdiği

günden itibaren mühendis olmayı aklı-

na koymuştu. Amcalarından biri, Necati

Gökyiğit, Robert Kolej’den mezun olmuş

ve öğrenimine İngiltere’de devam etmiş-

ti. Diğeri, Süleyman Gökyiğit ise İstanbul

Lisesi’nden sonra Almanya’da okumuş ve

o da diğer kardeşi gibi makine mühendisi

olmuş, ardından İstanbul Cam Sanayii’ni

kurarak cam işine girmişti. Ancak Nihat

Gökyiğit, amcalarından farklı olarak inşa-

at mühendisliğine ilgi duyacak ve Feyyaz

Berker’le birlikte daha birinci sınıftan iti-

baren bu alana yönelecekti.

İnşaat Mühendisliği Fakültesi’nin ders

programı hayli yoğundu. Dört yıla yayıl-

mış olan program ortalama olarak haftalık

18 saatlik teori ve 16 saatlik laboratuvar-

uygulama derslerinden oluşuyordu. Ek

olarak yaz aylarında 4 haftalık uygulama

ve staj eğitimleri veriliyordu.

5

Sömestr bo-

yunca yapılan sınavlar not ortalamasının

yüzde 60’ını, büyük final de yüzde 40’ını

belirliyordu. Çoğu Amerikalı olan öğret-

menlerin ders anlatma ve sınav anlayışları

da, Nihat Gökyiğit’e göre bu yöntemlere

pek alışık olmayan Türk öğrencileri zaman

zaman şaşkınlığa uğratıyordu:

Talebe sömestr boyunca final sınavlara

hazır olacak şekilde çok sayıda teste ta-

bi tutulurdu. Örneğin Almanca hocamız

Prof. Kunick her dersin ama her dersin

başında soruları tahtaya yazar ve 10 da-

ihat çok sessiz bir çocuktur;

bugüne kadar kimse onu bağırır-

ken ya da kızgınlıktan köpürmüş

halde görmemiştir. Sınıfta nadiren

konuşur ve eğer o konuşuyorsa

çok önemli bir şey oluyor demek-

tir.

Nihat, sessiz olduğu kadar da-

kiktir de; projelerini her zaman

vaktinde verir. Ayrıca her zaman

arkadaşlarına yardımcı olmaya

hazırdır. Ama sessiz ve biraz da

utangaç olması, onun sınıf saymanı

olarak maharetlerini sergilemesine

engel olmamıştır. Bu işte öylesine

muvaffak olmuştur ki, herkesten

sadece 75 kuruş toplayarak sınıf

bütçesini idare etmeyi başarmış-

tır. Nihat’ın hayatta çok başarılı

olacağına hepimizin inancı tamdır.

Hoşlandıkları:

Politika.

Hoşlanmadıkları:

İçki ve sigara

içmek.

Favori cümlesi:

“Seyfi ben gazete

odasındayım.”

Hayat felsefesi:

Dünya, Sultan

Süleyman’a kalmamış.

1946 yıllığında Nihat

Gökyiğit için yazılanlar

N