Table of Contents Table of Contents
Previous Page  30 / 285 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 30 / 285 Next Page
Page Background

29

üç küçük kardeşi 1944 yılında İstanbul’a

taşındıktan sonra en azından hafta son-

larında bir arada olabileceklerdi. Nihat

Gökyiğit, 1940 yılının sonbaharında, iyice

şiddetlenmiş savaşın yarattığı korku orta-

mında İstanbul’a nasıl geldiğini ve Robert

Kolej’e nasıl yazıldığını şöyle anlatıyor:

O zaman Hopa’dan İstanbul’a gemiler on

üç, on beş günde geliyor. Harp zamanı,

mayınlar olduğu için gece gitmiyor ge-

miler. Sene 1940. Vapur aynı zamanda

yük alıyor, yolcu alıyor. Vapurda gözcü-

ler var. Gece duruyor, bir limana giriyor,

gündüz gidiyor. O vapura gelip beni koy-

du babam, “Sen yalnız gidersin” diye. Va-

purdaki bir tanıdığına da “Buna göz kulak

ol” demiş bana belli etmeden. Ama yine de

çok endişe duyduklarını, meraktan göz-

lerine uyku girmediğini rahmetli annem

yıllar sonra söyledi bana. Belli ki cesaret

ve özgüven kazanmam için bu endişeye

katlanmışlar.

İstanbul’a geldim, dedem burada. Dede-

min gelip de beni vapurdan alması diye

bir şey yok. Adres vardı elimde, oradan

Eminönü ve Kocamustafapaşa’yı buldum.

Gittim eve, akşam dedem geldi, “Aa sen

mi geldin? Niye geldin?” dedi. Ben “Okula

gireceğim ya” dedim. “Peki, hangi okula

gireceksin?” diye sordu. “Robert Kolej” de-

dim. “Bak, yarın ben erken gideceğim, sen

otobüse binersin, Eminönü’ne gidersin,

Bebek tramvaylarına binersin; oradan

en son durağa kadar git, deniz kenarında

biraz yürüdükten sonra tabela var, ora-

dan yukarı çıkacaksın, oraya git kaydını

ihat Gökyiğit 1925 yılında, o

zamanlar “evlerin bahçelerinde

çiçekler arasında kelebeklerin

uçtuğu, geceleri çocukların ateş-

böceklerini kovaladığı bir masal

kent” olarak anımsadığı Artvin’de

dünyaya geldi. Babası Ahmet Ham-

di Bey (sol sayfada) manifatura

dükkânı işleten bir küçük tüccardı.

Mağaza, ailenin isminden dolayı

“Gögitoğlu Ticarethanesi” adını

taşımaktaydı. Burada satılan mal-

lar, aynı zamanda ticarethanenin

kurucusu olan dedesi Hasan Hulu-

si Bey (yandaki fotoğrafta sağdan

birinci) tarafından İstanbul’dan

temin edilmekteydi.

Nihat Gökyiğit (üstte, soldan bi-

rinci) kardeşleriyle birlikte.

N