242
cak bu yapı içinde, özellikle şirketlerin his-
sedarlık yapısı anlamında, net ve anlaşılır
bir organizasyondan söz etmek mümkün
değildi. Erhan Öner’e göre bu durum, bir
yandan halka arz için çalışmalara başlamış
olan grubun gelecek planları açısından da
birçok sakınca içeriyordu:
Geçmiş zamanlarda yeni bir iş kurarken
hangi şirketin parasal durumu müsait
ise onu oraya ortak etmişiz. Sonunda bir
baktık, inşaat şirketi süt şirketine ortak,
gübre şirketi içki şirketine ortak. Çünkü,
kimde para varsa, demişiz ki, “Sen git, şu
şirkete ortak ol.” Hepsi de grubun kontro-
lünde elbette. Fakat, örneğin müstakbel
bir yatırımcı gözünden baktığınız zaman,
o insan çok net bir şekilde organizasyon
çizgilerini görmek istiyor. Ben hangi şir-
keti alacağım, bu şirket nereye hakim,
ne kadar hissesi var? Oysa bizdeki yapı
örümcek ağı gibiydi. İlk sermaye
artırımında gübre koymuş pa-
rayı, öbür sermaye artırımında
inşaat koymuş, bir sonrakinde süt
koymuş, sonunda bir bakıyorsu-
nuz, içinde sekiz tane Tekfen şirketi-
nin hissesi var.
Bu karışıklığın engellenmesi için, 2000
yılında başlatılan bir çalışma ile, tüm
şirketlerin hisseleri Tekfen Holding al-
tında toplanarak çok daha sade bir yapı
ortaya çıkarıldı:
Bugün Tekfen’in ortakları, Tekfen
Holding’in sahipleridir ve holding altın-
daki hiçbir şirkette doğrudan hisseleri
yoktur. Tüm şirketlerin sahibi Tekfen
Holding’dir. Dolayısıyla bu şekilde hakiki
bir holding ortaya çıktı. Eskiden holding,
tütün şirketi... Yani iş büyüdükçe büyü-
müş. Ama bir müddet sonra, tüm bunları
tekrar bir çizgiye oturtmak zamanı geldi.
Çünkü, bu grubun çok işte olması herkesin
aklını bulandırıyordu. Yani, ortak olmak
isteyen bir insan bakıyor, şirketin hangi
istikamette gideceği belli değil. Bu neden-
le dedik ki ana konularımızı saptayalım.
Nedir en iyi bildiğimiz konu? İnşaattır, o
halde inşaat işine odaklanalım. Tarımsal
sanayidir, oraya odaklanalım. Ve bunun
dışındaki diğer konulardan satarak, ka-
patarak çıkalım.
2000 yılında elden çıkartılan şirketlerin
başında Makro süpermarketlerinin sahi-
bi olan A.T.İ. Dış Ticaret Turizm Yatırım
ve Pazarlama A.Ş. geliyordu. Daha önceki
bölümlerde de anlattığımız gibi, müşteri
kitlesi ve hizmet kalitesi ile prestijli bir ko-
numa sahip olan Makro, bu sektörde gide-
rek artan rekabet nedeniyle büyük market
zincirlerinin ilgisini çekmeye başlamıştı.
Gima ve Tansaş arasında ciddi bir çekiş-
küçük sermayeli, sırf yönetim bilgilerini
dağıtan bir şemsiye şirket gibiydi. Şimdi
öyle değil. Şimdi bu grubun tüm sahibi
Tekfen Holding. Böylece halka arz yaptı-
ğımız zaman, halk Tekfen Holding’e ortak
olacak.
Bu düzenlemeyle birlikte atılan adım-
ların bir diğeri de, grubun “ana faaliyet
alanları”nı belirleyerek organizasyon yapı-
sını bunun etrafına inşa etmekti:
1970’lerden 2000 yılına kadar grubun
önüne birçok fırsat çıkmış ve o fırsatla-
rın hepsi de değerlendirilmişti. Ama bu
sırada istikameti de biraz şaşmıştı şirke-
tin. Bir tarafta bir inşaat işiniz var, öbür
tarafta gübre işiniz var, gübre işinin et-
rafına bir yığın yama yapmışsınız, torba
yapıyorsunuz, fide yapıyorsunuz, tohum
yapıyorsunuz, vs. Ayrıca tüm bunlarla hiç
ilgisi olmayan hazır giyim işine girmişsi-
niz; Karaca var, Makro süpermarketleri
var, bir tarafta rakı şirketi, bir tarafta