243
meye yol açan Makro, sonunda 6 Ocak
2000 tarihinde çok iyi bir teklif sunan Do-
ğuş Grubu’na satıldı.
Ardından Mis Süt, 1995 yılında Nestlé ile
başlayan ortaklığının beklenen sonuçları
vermemesi nedeniyle 2000 yılı içinde or-
taklıktan çıkmaya karar verdi ve hisselerini
tümüyle Nestlé’ye devretti.
2000 yılı içinde meydana gelen bir başka
gelişme, Tekfen’in Turperi İçecek İthalat
İhracat ve Ticaret A.Ş.’deki yüzde 40 his-
sesini yabancı ortağına satmasıydı. Tur-
peri, Tekel’in rakı üretimini özel sektöre
devredeceği haberleri üzerine, anason
bazlı Ouzo Mini, Pastis, Pernod ve Ricard
gibi dünyaca ünlü içki markalarının sahi-
bi olan Fransız Pernod-Ricard firmasıyla
ortak olarak 1998 yılında kurulmuştu. An-
cak söz konusu özelleştirmenin uzaması
üzerine Tekfen ortaklıktan çıkmaya karar
vermişti.
Erhan Öner’e göre bu gibi devir ve satışla-
rın krizden önce yapılması büyük bir şans
olmuştu. Fiyatların en üst seviyede seyret-
tiği bir dönemde meydana gelen satışlar
grubun kasasını doldurduğu gibi, Şubat
2001’deki krize grubun daha hafiflemiş
olarak girmesini de sağlamıştı. Nitekim
kriz sırasında diğer sermaye gruplarının
hemen hepsi tensikat yapmak zorunda ka-
lırken, Tekfen tek bir elemanını dahi işten
çıkartmayacaktı.
Grubun faaliyet alanlarını derleyip toparla-
ma süreci 2001 sonrasında da hızla devam
edecek ve kârlılık açısından arzu edilen
düzeyde olmayan operasyonların devredil-
mesi, kapatılması ya da kârlı hale getiril-
mesi yönünde bir dizi hamle gerçekleştiri-
lecekti. Mayıs 2001’de Birleşik Aydınlatma
Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin tasfiyesine karar
verilmesi ve Temmuz 2002’de Gebze’deki
ampul fabrikasının kapatılarak üretimin
Çin’e kaydırılması, bu çerçevede atılan
adımlardı. Bu hamleleri, Mart 2002’de
Karaca Giyim Sanayi’nin faaliyetlerine son
verilerek isim hakkının 2005 başlarında
Narin Triko’ya satılması ve Mayıs 2004’te
Tekfen Hava Taşımacılığı A.Ş.’nin satılma-
sı izleyecekti.
2004 yılında Palmali Grubu’na satılan
Tekfen Hava Taşımacılığı A.Ş. ise 1995
yılında, yoğun iş seyahatlerini bir ölçüde
kolaylaştırmak için kurulmuş ve Hawker
tipi bir uçak satın alınmıştı. Aslında bu,
Tekfen’in özel uçakla ilk tanışıklığı değil-
di. Üç ortağın müteahhitliğe ilk adım attığı
yıllarda yurdun dört bir yanına dağılmış
olan şantiyelerle iletişim, yine –elbette o
zamanın koşullarına uygun olarak perva-
neli– bir uçakla sağlanmaya çalışılmıştı.
Firmanın 1980’lerden sonra yurtdışına
açılması ise, ulaşım sorununu daha üst bir
düzeye çıkarmıştı. Dünyanın uzak köşele-
rindeki şantiyelere gidip gelmek bazen iki
üç aktarma gerektirdiğinden büyük zaman
kaybına yol açıyordu. Benzer bir nedenle
Nurol, Veziroğlu, Bayındır ve Limak gibi
ruba bağlı şirketler arasında
ahenk ve işbirliğini temin etmek
üzere 1971 yılında kurulan Tekfen
Holding A.Ş. beklenen etkinliği
gösterememiş ve yıllar içinde
grup şirketleri arasında karmaşık
bir hissedarlık ağı ortaya çıkmıştı.
Ancak 2000 yılındaki organizasyon
değişikliğiyle tüm şirketlerin his-
seleri holdinge devredilerek daha
sade ve etkin bir yapı oluşturuldu.
Solda Tekfen Holding Başdanışma-
nı Cengiz Yaman ve sağda Tekfen
Holding Baş Hukuk Müşaviri Atilla
Purut.
G