244
Türkiye’nin diğer büyük müteahhitleri de,
1990’lı yıllarda kendi özel uçaklarını satın
almak zorunda kalmışlardı.
2
Alınan uçak, Yeşilköy Havalimanı’ndaki
özel uçak hangarlarındamuhafaza ediliyor-
du. Ne var ki Devlet Hava Meydanları’nın
1997 yılında iç ve dış terminal binalarının
ihalesi sırasında özel hangarları da yıkma
kararı alması üzerine Tekfen, kendi uçağı
dışında başka uçak şirketlerine de hizmet
vermek üzere yeni gösterilen alanlardan
birini 49 yıllığına kiralayarak kendi hanga-
rını inşa etti.
Erhan Öner’in, “Bizlerden belki tempo
olarak iki-üç kat daha fazla hareket eden
bir işadamıydı” diye tarif ettiği Necati
Akçağlılar’ın fiilen görev başında olduğu
sıralarda uçak aktif bir biçimde kullanılı-
yordu. Ancak Akçağlılar’ın 2000 yılında
elini işlerden büyük oranda çekmesiyle
uçağa çok fazla ihtiyaç kalmamıştı:
Necati Bey temposunu düşürüp işleri bize
bırakınca uçağa o kadar ihtiyaç kalma-
dı. Ayrıca 2000’li yıllarda kriz gelince
her alanda tasarruf yapmak gerekti. O
zaman uçağı satmak için yönetim olarak
kendilerine gidip müsaade istedik. Bugün
özel uçak gerektiğinde kiralıyoruz. Nor-
mal uçaktan daha pahalı olduğu doğru,
ama bize en azından bir hafta kazandırı-
araca da çıktığımız alanlar ara-
sında yer alıyor. Karaca’ya sonra-
dan girmiştik. Tamamen ekonomik
bir yatırım olarak değerlendirdik.
Ancak, işin içine girip rekabeti de
görünce beceremedik açıkçası.
Nedenlerinden biri, tekstil sana-
yiinin hepsinin kurumsallaşmamış
olması. Orada bir haksız rekabet
var. Makinelerin hepsi bize aitti,
işçilere her türlü sosyal güven-
ceyi ve yardımı sağlıyorduk. Ama
baktık ki, o maliyetlerle piyasada
rekabet edemiyorsunuz. Fabri-
kanın belirli kısımlarını kapatıp
taşerona yaptırmaya başladık. Biz
sadece tasarımı verdik, ipliği seçtik
ve kalite kontrolünü yaptık. Yine
rekabet edemedik. Onun üzerine
üretimin bir kısmını Romanya, bir
kısmını Hong Kong’da yaptırmaya
başladık. Yine olmayınca, hepsini
Hong Kong’a taşıdık. Bu kez de iş
tamamen bizim kontrolümüzden
çıktı. Çin’den ithalat başlayınca
bu işe son vermeye karar verdik.
Pek çok alanda başarılı olduk ama
Karaca işinde başarılı olamadık.
1
K
Erhan Öner
yor. Dolayısıyla uçağı ve uçakla birlikte
hangarı sattık.
Görüldüğü gibi, yeniden yapılanma süreci
Tekfen’in hayatında pek çok yeniliğe yol
açmıştı. Birçok faaliyet alanının terk edil-
mesi, şirkete daha hafif ve esnek bir yapı
kazandırmıştı. Patronlar, şirketin üstün-
den büyük bir safranın atılmasıyla birlik-
te, uzun zamandır kurdukları bir hayali de
uygulamaya koyabileceklerini düşünmüş-
lerdi. Bu hayal, şirket yönetiminin tümüy-
le profesyonel kadrolara devredilmesi ve
kendilerinin artık günlük işlerden ellerini
çekmeleriydi.
Feyyaz Berker, 1998 yılında
Sabah
ve
Aktüel
’e verdiği iki ayrı demeçte, Tekfen’in
niçin profesyonel kadrolarca yönetilmesi
gerektiğini şu sözlerle ortaya koyuyordu:
Yaşlanıyoruz, bunu düşünerek bizden
sonraki nesiller için, profesyonel, kalıcı ve
birbiriyle anlaşan insanlar yaratmak is-
tiyoruz... Nihat Gökyiğit’i TEMA Vakfı’na
vakfettik. Necati Akçağlılar, inşaat gru-
bunda ama yavaş yavaş çekiliyor. Ben
sosyal faaliyetlerimi azalttım. Biz şirketle-
rimizi yönetecek olan ikinci jenerasyonun
profesyonel kadrolardan oluşması gere-
ğine inanıyoruz. Bizim felsefemiz profes-
yonel yöneticileri iyi seçmek, onlara gü-
venmek ve işi onlarla götürmek. Profes-
ekfen’in ortaklarının uçağa
olan ilgileri şirketin kurulduğu ilk
yıllara kadar uzanıyor. Yoğun seya-
hat programı ve şantiye ziyaretleri
nedeniyle ulaşımı sağlamanın pra-
tik bir yolu olarak düşünülen ilk
pervaneli uçaklar, sonradan yerini
Hawker tipi bir jete bırakmıştı.
T
Karaca’yı tamamen ekonomik bir yatırım olarak değerlendirdik.
Ancak, işin içine girip rekabeti görünce beceremedik açıkçası.