186
sunuyordu. Çünkü 1980’lere kadar Türki-
ye gıda piyasasında önemli bir yere sahip
olmayan şirket, bu tarihten sonra Nesquik
ve çocuk mamaları ithal etmeye başlamış,
1994 yılında da hazır kahve üretimine gire-
rek Nescafé’yi Türkiye piyasasına sürmüş-
tü. Mis Süt ortaklığıyla Nestlé, 1995 yılında
iç piyasaya güçlü bir giriş yapmıştı.
Ancak başlangıçta her iki tarafın da yara-
rına görünen bu işbirliği, Tekfen’in lehine
gelişmeyecekti. Firmalar arasında yapılan
anlaşmaya göre Nestlé, ortaklık payını ka-
demeli olarak yükseltme opsiyonuna sa-
hipti. O günlerde Feyyaz Berker’in görüşü-
ne göre bu, Mis Süt’ün “istikbalini sağlama
alan” bir anlaşmaydı, çünkü tüm dünyada
gıda teknolojilerinin hızlı gelişimi karşı-
sında Nestlé gibi şirketlerin elindeki araş-
tırma teknolojilerine sahip olmayan işlet-
melerin rekabeti devam ettirmesi mümkün
değildi.
4
Anlaşmaya uygun olarak Nestlé hisseleri-
ni 1996’da yüzde 34’e, 1998’de ise yüzde
60’a çıkardı ve yönetimde çoğunluğu el-
de etti. Ancak bu andan itibaren sorunlar
baş göstermeye başladı. Nestlé, büyük
ortak olarak şirketin yönetim kadrolarını
değiştirdi; çoğu yabancı pek çok yeni ele-
man istihdam etti. Bu elemanların Türkiye
pazarını tanımamaları şirket kârlılığının
hızla düşmesine, hatta zarara dönüşmesi-
ne yol açtı. Bunun üzerine Nestlé, zararı
kapatmak için sermaye artırımı talebinde
bulundu. Yıllardan beri yüksek kârlılıkla
kesintisiz bir büyüme gösteren ve piyasa li-
derliğini yakalayan firmanın bu kötü gidişi
Tekfen tarafında rahatsızlıklara yol açtıysa
da, küçük ortak olarak elinin kolunun bağ-
lı olması ona fazla seçenek bırakmıyordu.
Ayrıca pazardaki yoğun rekabet ve fiyat
baskısı, bozulan dengelerin yeniden ku-
rulmasını gün geçtikçe daha da güçleştir-
mekteydi. Bu noktada izlenecek en doğru
yol, kalan hisseleri de devredip bu işten
çıkmak gibi görünüyordu. Nitekim 2000
yılında Mis Süt’ün tamamının Nestlé’ye
is Süt 1990’ların başında ya-
kaladığı ivmeyle Antalya’daki Ant
Süt fabrikasına ortak olmuş, ayrıca
Gülüm Süt markasıyla piyasada
kendisiyle rekabet eden Disütaş
firmasının İstanbul’daki tesisle-
rini (yandaki resim) satın alarak
üretim kapasitesini günde 1000
tonun üzerine çıkartmıştı. 1995
yılında SEK’in satışa sunulan 32
işletmesinden 4’ünü satın alan Mis
Süt, 1990’ların sonlarına doğru
pazar liderliğini ele geçirecekti.
M