183
Devlet bu işin takibini ve organizasyonunu sağlıklı yapamaya-
cağı için, bu konuda uzmanlaşmış şirketlerin kimler olduğunu
bilmek istiyordu. Bu yüzden Tekfen, Enka ve Ram gibi şirketleri
belirledi. Böylece dört şirkete dış ticaret sermaye şirketi unvanı
verilerek kredi kullanma avantajları, sübvansiyonlar sağlandı.
Dış ticaret sermaye şirketi olmanın o zamanlar en büyük avan-
tajlarından biri, uygun şartlarda bankalardan kredi kullanma
şansıydı. 300 milyon dolar civarında olan ihracatımızın karşı-
lığında, bizim kullandığımız döviz kredisi çok daha düşük faizli
olabiliyordu.
Tekfen Dış Ticaret’in hızla büyümesini sağlayan faktörlerden bir
diğeri de, firmanın genel müdürlüğüne atanan Cemil Atkay’ın bu
işe yatkınlığı ve çalışma disipliniydi:
Genel müdürümüz hakikaten çok başarılıydı; bu işe çok yatkındı.
Özellikle satışla ilgili kararlarda çok ataktı ve çok iyi bir kadroya
sahiptik. Pazarla ilgili olarak da deneyimli, özverili, çalışkan, ge-
nel müdüre ayak uydurabilecek 300 kişilik bir kadromuz vardı.
Cemil Atkay her saat şirketteydi. Bizler akşamları saat sekizde
eve gidemezdik. “Niye gidiyorsun? Bu saatte gidilir mi? Bu ak-
şam bende kal” derdi. Gitsek, onda kalsak, yine iş konuşurduk
sabaha kadar.
Cemil Atkay, ne yazık ki 5 Ocak 1990 tarihinde, bir iş seyahatine
çıkacağı sırada, havaalanı yolunda meydana gelen bir trafik kaza-
sında hayatını kaybetti:
Cemil Bey şirketten gittiği zaman çok tedirgin olurdu. O gün her-
kesi tek tek dolaşıp, ne yapacağını anlatıp vedalaştı ve gitti. Çok
da ani bir kar yağışı olmuştu. O karla birlikte uçak kalkmamış,
daha doğrusu iki saat rötar yapmış. Cemil Bey de rötarda ha-
vaalanında beklememiş, “Ben şirkete döneyim, biraz daha işimi
toparlayayım” düşüncesiyle geriye dönüş yapmış. Şirkete dönse,
belki 15-20 dakika kalabilecek, çünkü tekrar havaalanına gitme-
si gerekecek. Dönüş yolunda, daha oradan buraya gelemeden,
çok sebepsiz bir şekilde hayatını kaybetti.
Tekfen Dış Ticaret A.Ş. gibi, uluslararası ticaret alanında faaliyet
göstermek üzere kurulan bir diğer şirket ise, merkezi New York’ta
bulunan Fentex International Corp. idi. 1987 yılında kurulan şir-
ket, Tekfen Dış Ticaret ile irtibat halinde Türkiye’den ABD’ye ya-
pılan ihracatları takip ediyor, ayrıca Fransa’dan aldığı bakır telle-
rin ABD pazarında, Brezilya’dan aldığı saç plakaların da Avrupa
ve Kuzey Afrika ülkelerinde satışını gerçekleştiriyordu. Ne var ki
bu şirket, Erhan Öner’e göre, ekonomik olarak Tekfen’e beklenen
faydayı sağlayamadığı için, 2006 yılında faaliyetlerini durdura-
caktı:
Fentex adlı şirketimizin ekonomik olarak bize pek bir faydası ol-
madı. Tam tersine, yaptıkları hatalar dolayısıyla kayıplarımız
oldu bazı seneler. Şu anda bu şirketi kapadık. Onca seneden son-
ra dedik ki, bu aktiviteyi, bu kadar büyük işlerimizin arasında
sürdürmemize lüzum yoktur. Böylece aktivitesini durdurduk.
İşte bunlar bazı hatalarımızdır diyelim. Aslında hata olarak da
görmüyorum, ama iş bittikten sonra geriye doğru baktığımızda
keşke yapmasaydık dediğimiz işlerdi bunlar. Ama başlarken bu-
nu görme imkânınız yok maalesef.
Dış ticaret şirketleri, 2000’li yıllara doğru ihracat olanaklarının
büyük artış göstermesi ve ihracat prosedürlerinin kolaylaşarak fir-
maların kendi ihracatlarını kendi başlarına yapabilir hale gelme-
leriyle, ciddi bir kabuk değiştirme sürecine girdiler. Bu dönemde
çoğu ihracat şirketi faaliyetlerine son verirken, bazıları da kendi-
lerine yeni çalışma alanları yaratarak buralarda varlıklarını koru-
maya çalıştılar. Kurulduğu günden 2000’li yıllara kadar yaptığı
ihracat tutarı 4 milyar dolara ulaşan Tekfen Dış Ticaret de, bu de-
ğişimden nasibini alarak önemli bir küçülme sürecine girdi. 2006
yılındaki bir değişiklikle faaliyetlerini Tekfen Endüstri ve Ticaret
A.Ş. altında sürdürmeye başlayan ihracat birimi, bugün çoğunluk-
la Ortadoğu ülkeleriyle sınırlı miktarda ticaret gerçekleştirirken,
esas olarak Tekfen Holding’in Özbekistan’daki Papfen J.S.C. iplik
fabrikasından temin edilen ürünlerin Tekfen Mersin Serbest Böl-
gesi üzerinden yurtiçindeki ve yurtdışındaki müşterilere ulaştırıl-
masını sağlıyor.
Nihat Gökyiğit (ortada), Erhan Öner (solda) ve
Cemil Atkay (sağda) ihracat olasılıklarını araştır-
mak üzere 1980’lerin başlarında Moskova’da.