Table of Contents Table of Contents
Previous Page  179 / 285 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 179 / 285 Next Page
Page Background

178

sıkıntı içerisinde olduklarını, çünkü Gene-

ral Electric satıcısının bakkala, “Anladım,

sen bugün süt istemiyorsun, çünkü rafta

Tekfen ampulü görüyorum” dediğini an-

lattılar. Bize bu izahat verilmeden önce

Kâmuran (Sertel) bize, “Süt işine girme-

miz lazım” dediğinde, “Deli olma, ne işi-

miz var bizim süt işinde!” demiştik. Ama

bu durumu anlatınca, artık ampul sata-

maz hale geldiğimiz için, süt işine girme-

miz gerektiğine karar verdik.

Grubun süt işine girmeye karar vermesinin

ardından, uygun bir fabrikanın bulunma-

sı için araştırmalara başlandı. Edirne’de,

inşaatı tamamlandığı halde finansmanı

sağlanamadığı için çalıştırılamayan bir

süt fabrikası gündeme geldiyse de, uy-

gun bulunmadığı için bundan vazgeçildi.

Ardından, daha sonraki yıllarda Tekfen

Dış Ticaret A.Ş.’nin genel müdürlüğüne

getirilecek olan Cemil Atkay’ın teklifiyle,

Gönen’de bir arazi satın alınmasına karar

verildi. Burada en modern teknolojiyle do-

natılmış yepyeni bir fabrika inşa edilecek,

böylece ampul alanındaki rakiplerle eşit

şartlar altında mücadele etmek mümkün

olabilecekti.

Ancak fabrikanın kurulması sırasında,

beklenmedik birçok aksaklık ortaya çıktı.

Öncelikle arazideki su kaynaklarının bek-

lendiği kadar verimli olmadığı anlaşıldı.

Ardından fabrika binasının yanındaki te-

is Süt adı anonim bir buluştu.

Kâmuran, ben ve Feyyaz çeşitli

isimler yazdık. “Mis” ismi nedense

hepimize cazip geldi. Hem temizli-

ği, hem de güzel kokuyu anımsattı-

ğı için Mis Süt adını sevdik ve mar-

ka da çok tuttu, aynen Tekfen

ampul gibi. Fakat biz firmadaki

hisselerimizi devrettikten sonra

Nestlé, Mis Süt yazısını küçültme-

ye, Nestlé adını daha büyük yaz-

maya başladı. Sonra onlar da şirke-

ti Danone’ye sattılar. Bir süre yine

Mis Süt yazısı ambalajlarda küçük

bir şekilde yazıldı, ama sonra ta-

mamen Danone’ye çevrilip yok

oldu.

M

Nihat Gökyiğit

yıllar, Türkiye’ye yabancı

sermayenin de yavaş yavaş geldiği

yıllar. Türkiye’de gıda sanayii için

çok önemli bir dönemdi. İzmir’de

Yaşar Holding’e ait “Pınar” vardı.

Biz de Yaşar Grubu’ndan sonra

gıda sanayiine girmeyi düşündük;

fakat girdikten sonra pazarlamada-

ki problemleri gördük. Bu, bugün

de geçerli. Sütü üretip satan bir

sürü lokal üretici var. Rekabet

inanılmaz durumda; lokal üreti-

ciyle rekabet ediyorsunuz, onu

ortadan kaldırmak mümkün değil.

Epeyce zorluk çektik o yıllar.

O

Feyyaz Berker

Türkiye’de gıda sanayii için çok önemli bir dönemdi. Biz de

Yaşar Grubu’ndan sonra gıda sanayiine girmeyi düşündük.