172
İkinci boru hattı projesi yapılırken iş ge-
liştirmede dosyayı ben hazırlamıştım. Ön-
ce Irak’a gittim dosyayı vermek için. Ama
SCOP’ta bir türlü toplantıya almadılar be-
ni. Çünkü SCOP’un yetkilileri bizi hakika-
ten taşeron olarak görüyorlardı. Bir hafta
kaldım, inat ettim. En nihayetinde beni
toplantıya aldılar beşinci günde. Masa-
nın etrafına beş altı kişi dizilmiş, Tekfen’in
yeterliliğini sorgulayacaklar. Bizim de
elimizde fazla bir şey yok. Mannesmann’a
yaptığımız taşeronluk var, NATO için
yaptığımız küçük boru işleri var, bir de
Kırıkkale boru hattı var. Öyle sayfalar do-
lusu bir şey yok. Toplantı çok müstehzi bir
şekilde başladı, sonra biraz ciddiye alarak
devam ettiler. “Ne istiyorsunuz, burada
kimin taşeronu olacaksınız?” dediler. Ben
de, “Biz kimsenin taşeronu olmayacağız,
ana müteahhit olarak yeterlilik almak
istiyoruz” dedim. SCOP’un başındaki Dr.
Nuri, ağzında kocaman purosuyla, “Kati-
yetle olmaz, siz bunu unutun, hayal bu!”
dedi.
Bu olumsuz tabloya rağmen Tekfen’in gös-
terdiği ısrarlı çaba sonunda işe yarayacak
ve konsorsiyum birkaç küçük değişiklikle
yeterlilik alacaktı. Konsorsiyuma kimin
liderlik edeceği konusundaki anlaşmazlık
ise Saipem’in “teknik lider”, Tekfen’in ise
“ticari lider” kabul edilmesiyle aşılacaktı.
Anlaşmaya göre Irak’taki tüm boru hattı
işlerini Saipem, Türkiye’dekileri ise Tek-
fen-Kutlutaş yapacaktı. Türkiye’deki ve
Irak’taki ek depolama tankları ile Ceyhan
16 Ocak 1983 tarihinde, bir yandan Yu-
murtalık-Kırıkkale hattının inşasına de-
vam edilip, diğer yandan hummalı bir şe-
kilde Irak-Türkiye Boru Hattı’nın II. Kısım
projesine hazırlanıldığı bir sırada, Tekfen
çalışanları beklenmedik bir haberle sarsıl-
dı. Ankara’daki bir uçak kazasında, Tekfen
İnşaat’ın ortağı ve genel müdür yardımcı-
sı Haldun Erktin ile proje müdürlerinden
Eyüp Y. Denker yaşamını yitirmişti.
Haldun Erktin, hiç kuşkusuz Tekfen tarihi-
nin en renkli, en sevilen simalarından biri
olarak özel bir yere sahipti. Ölümü şirkette
bir şok etkisi yaratmıştı.
Ümit Özdemir:
1983 yılı 16 Ocak gece-
si Ankara’da düşen uçakta, beni imtihan
eden Haldun Erktin ile masa arkadaşım
Eyüp Denker vefat ettiler. Ben o sırada
Suudi Arabistan’da proje müdürüydüm.
Sabah Türkiye’nin Sesi radyosundan duy-
dum. Günlerce ağladık, buraya geleme-
dik; çok sarsıldık. O gün benim hayatım-
da en çok üzüldüğüm günlerden biridir.
Mehmet Kösebay:
O gün ihaleyi Eyüp
Bey götürecek ve arabayla gidecekti. Son
anda Ankara’dan haber geldi, yolların
çok kötü olduğunu, havaalanı açık oldu-
ğundan uçakla gelinebileceğini bildiri-
yorlardı. Haldun Bey’in bileti yoktu, son
anda “Ben de gideceğim” dedi. Engel ol-
maya çalıştık, ihale de bitmemişti, bizim
hâlâ bir şeyler doldurup götürmemiz ge-
rekiyordu. “Yok, gideceğim, sen eve haber
ver” dedi. Evle bile konuşmadı, ben ara-
dım evi, gittiğini haber vermek için. Kötü
bir geceydi.
OsmanBirgili:
Yine çalışıyoruz, Irak’tan
Türkiye’ye gelen petrol boru hattının ilk
tevsi projesi ve son iki gün, yine burada
kaldık eve gitmiyoruz. Tesadüfler sonucu
Eyüp Bey ile Haldun Bey’in Ankara’ya gi-
decek paketi götürmelerine karar verildi;
ben de Irak’a gidecek paketi götürecektim.
Her zaman yaptığımız gibi öpüştük, sarıl-
dık, ben Bağdat’a gittim ve orada bir te-
leks ile ikisini de kaybettiğimizi öğrendim.
Bizim için hakikaten çok zor zamanlardı;
çok sıkıntılı, çok üzücü günler geçirdik.
Erktin, şirketin mühendislik dehasıydı.
Pratik bilgisi kadar teorik bilgisi de çok de-
rin olduğundan, iş için müracaat eden her
Tekfen tarihinden unutulmaz bir
portre: Haldun Erktin