Previous Page  30 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 30 / 162 Next Page
Page Background

30

Proje yeni bir teknoloji getirmemek-

tedir; c) Proje, entegrasyon örneği

taşımamaktadır; gerekçeleriyle bu

başvuruyu reddetmişti.

13

Bu sırada Silifke’deki arazide yapı-

lan zemin etütlerinin kötü netice

vermesi ve arazinin endüstriyel bir

tesisin kurulmasına pek uygun ol-

maması herkesin canını sıkmıştı.

Aynı sıralarda, teşvik belgesinin ye-

nilenmesi için Sanayi Bakanlığı tara-

fından birçok ilave yükümlülük ge-

tirilmesi de sorunlar yumağına ye-

nilerini eklemişti. Bakanlık, revi-

ze edilmiş projeye istinaden teşvik

belgesini 12.01.1976 tarihinde yeni-

lemekle birlikte, daha önceki teşvik

belgesinden farklı olarak bir yerine

iki asit ünitesinin kurulmasını isti-

yor ve asit ünitesinin işletmeye alı-

nış süresinin 5 yıldan 2 yıla indiril-

mesini talep ediyordu.

Bu durum, iki yıldan beri henüz

arsa sorununu bile çözememiş olan

ve işin sürüncemede kalmasından

büyük maddi zarara uğrayan Toros

için adeta bir ceza mahiyetindeydi.

Söz konusu ek yükümlülükler proje-

nin boyutlarını 700-800 milyon TL

kadar büyüteceği gibi, kısa dönem-

de büyük çapta borçlanmayı gerek-

tirecek ve şirketi büyük risk altına

sokacaktı. Tekfen yönetimi, tümüy-

le kontrolleri dışında gelişen gecik-

melerden ötürü şirketin adeta ceza-

landırılmasına ve müktesep hakla-

rın bu şekilde hiçe sayılmasına karşı

oldukça sert bir itirazda bulunacak

ve bakanlıktan bu durumun düzel-

tilmesini talep edecekti.

Bu amaçla Sanayi Bakanlığı’na gön-

derilen 20 Şubat 1976 tarihli yazıda,

tesisi Silifke’de kurmak üzere gerek-

li izinlerin alınması için o güne ka-

dar 7 bakanlık, 6 müsteşarlık ve ge-

nel müdürlük ve hatta Genelkurmay

kademelerinin hepsinden müspet

görüş alınması gerektiği ve bunun

için iki yıldan fazla süre harcandığı

Ceyhan fabrikasının arazisi

satın alındığında, burası

keçilerden ve birkaç tane

yörük çadırından başka

hiçbir şeyin bulunmadığı,

ıssız bir yer görünümündeydi.

Ceyhan’a 28 km mesafede,

Sarımazı köyü yakınlarında

bulunan arazi, 1976 yılında

Ümit Özdemir’le birlikte

bölgeye gönderilen fotoğrafçı

Ersin Alok’un objektifine

yukarıdaki şekilde yansımıştı.