Previous Page  31 / 52 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 31 / 52 Next Page
Page Background

31

g

MEHMET SERBEST (KAMP AMİRİ - Khouribga)

Herkesi memnun etmek kolay değil

Mehmet Serbest, evde oturamayan genç emeklilerden. Ser-

best, kampta herkesi memnun etmeye çalıştıklarını söylüyor:

Evliyim, üç çocuk babasıyım. Silahlı Kuvvetler’den emekli

olduktan sonra, yaşım da genç olduğundan çalışmak istedim.

Ali Hamzalıoğlu Bey’in daveti üzerine buraya geldim. Yaptığı-

mız işin zorluğu, insanları memnun etmek. Çünkü insanların

tercihleri çok farklı olabiliyor. Biz Türkiye’nin farklı bölgele-

rinden, hatta dünyanın değişik ülkelerinden gelmiş insanların

ihtiyaçlarını karşılamaya, onları memnun etmeye çalışıyoruz.

Yaptığımız iş, bir hizmet işi.

Fas, Türkiye’ye yakın bir ülke. İnsanları da yakın. O yüz-

den fazla yabancılık çekmedik. Zaman zaman bazı sorunlar

yaşansa da, insanlar biliyor ki biz elimizden geleni yapıyoruz.

Durumu anlatıyoruz, onlar da anlayışla karşılıyorlar. Bu da

ilişkimizdeki güvenin bir sonucudur diye düşünüyorum.

g

RIFAT KOZAKÇI (KAMP MEMURU - Khouribga)

Fas, cennet gibi

3,5 yıldır Tekfen’de çalışan ve daha önce altı ayGürcistan’da,

sonra da Suudi Arabistan’da görev yapan Rıfat Kozakçı, Suudi

Arabistan’ın zor şartlarından sonra Fas’ın cennet gibi geldiğini

belirtiyor:

Ben kamp sorumlusuyum. Genel temizlikten, yatma yer-

lerinden ve spor sahalarından sorumluyum. Mehmet Serbest

Bey dışarıda olduğu zaman, onun yerine kamp âmirliği yapıyo-

rum. Sekiz aydır Fas’tayım. Burada tek sorun yol. Otobanlar iki

şerit. Araç sayısı ise çok fazla. Özellikle Kazablanka yönünde

trafik sıkışıklığı çok oluyor. Ben Kazablanka’ya gittim, birkaç

yerini gördüm. Bundan sonra artık kamp oturduğu için pazar

günleri daha fazla gezme imkânımız olacak.

Değişik ülkeleri görmek, değişik kültürler tanımak çok gü-

zel. Tekfen bize bu şansı veriyor. Suudi Arabistan’da da, Fas’ta

da Türkleri çok seviyorlar. Bize hayranlıkla bakıyorlar. Türk

dizilerini çok izliyorlar.

Burada tabii ilginç birçok olay yaşıyoruz. Mesela, benim oda

arkadaşım, Mehmet Şahin. Ben yemeğimi yemiştim. Odamda,

dışarı çıkmak için hazırlanıyordum. O sırada Mehmet Şahin

odaya gelmiş, hemen havlusunu almış banyoya geçmiş. Ben

onun geldiğini fark etmedim. Kapıyı kilitledim, dışarıya çıktım.

Döndüğümde bir baktım, Mehmet Şahin havluyla, ortada öyle

duruyor. “Abi ne yapıyorsun havluyla dışarıda?” “Kapıyı kilit-

lemişsin, giremedim.”

Aşçımız Sait, bizim yan odada kalıyordu. Gece saat 2:00-

2:30 civarı. Tuvalete kalktım. Onların da kapısı açıkmış. Ben

uykulu uykulu kapıları şaşırıp girdim onların odaya, sol tarafa

yattım. Sait beni görünce fırladı yataktan, “Abi her şey hazır.

Vallahi öğlen yemeğini çok güzel yaptık,” dedi. “Sait ne yeme-

ği? Burası benim odam değil mi? dedim. Sonra şöyle bir etrafa

baktım: “Aa, ben yanlış gelmişim.”

g

HÜSEYİN UÇAR (KAMP AMİR YARDIMCISI - Khouribga)

Fas, beklentilerimi aşan bir yer

Hüseyin Uçar, Fas’a geldiği zaman zihnindeki çöl görün-

tülerine hiç uymayan bir yerle karşılaşmış:

Çamaşırhane, gazinolar ve ikmal işlerine ben bakıyorum.

Ben Fas’a gelirken burada bir çöl bulacağımı zannediyor-

dum, ama burası çok güzel bir yer. İki ay önce mesela, yem-

yeşildi her taraf. İnsanlar da sıcakkanlı. Konuşabiliyorsanız,

anlaşabiliyorsanız problem olmuyor. Tek sıkıntım dil. Ekipte

bir bayan arkadaş İngilizce biliyor, onun vasıtasıyla anla-

şabiliyorum. Dertlerimi aktarıyorum ve onların bir istekleri

varsa onları dinliyorum.

g

ABDÜL SELEM (HİAB OPERATÖRÜ)

Tekfen’de çalışmaktan çok memnunum

Dört senedir Tekfen’de çalışan Abdül Selem, aile boyu Tek-

fenli. Selem, “Daha önce kardeşim Tekfen’de çalışıyordu. Onun

tavsiyesi üzerine ben de Tekfen’de çalışmaya başladım. Şimdi

burada olmaktan çok memnunum,” diyor.

g

YUNUS SİVRİ (ARGON KAYNAKÇISI)

Sivriler olarak Tekfen’den çok memnunuz

26 yıllık Tekfenli Yunus Sivri, şirketin emektar çalışanların-

dan biri. Geçen sene başına Birleşik Arap Emirlikleri’nde çalışır-

ken başına talih kuşu konan Sivri, Tekfen’de çalışmaktan mutlu

olduğunu söylüyor:

Ben 1986 Mayıs’ında Tekfen’e girdim. Fakat arada boşluklar

olduğu için kıdem ödülüm yok. Geçen sene Abu Dabi’ye gittim.

Orada bir araba çekilişi oldu. Yaklaşık 8 bin kişinin ismini bir

kovaya atıp karıştırdılar. Patrofac şirketinin müdürü İngiliz bir

hanım çekilişi yapıyor. Attı elini, çekti, “Yunus Sivri” dedi, araba

bize çıktı. Tabii arabayı Türkiye’ye götürmem çok zor olacaktı.

O yüzden orada satıp parasını aldım. Çok sevindik ailecek. Allah

razı olsun şirketimizden.

Bütün her şeyim, evim barkım, çocuklarımı okutmam Tek-

fen sayesinde oldu. Biz Sivriler olarak Tekfen’den çok memnu-

nuz.