Previous Page  28 / 52 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 28 / 52 Next Page
Page Background

g

ALİ FATİH IŞILDAR (PROJE MÜDÜR YARDIMCISI)

Projenin dinozoru

Ali Fatih Işıldar, 1980 yılında başladığı Tekfen macerasına

emekliliğinden sonra biraz ara vermiş; fakat daha sonra ısrarla-

ra dayanamayıp geri dönmüş.

Etrafımda daha evvel çalıştığımız arkadaşların bulunması

hoşuma gidiyor. Daha evvel Türkiye içinde de, yurtdışında da

epey şantiyede görev aldım. Kazakistan’da, uzunca bir süre de

Arabistan Yarımadası’nda bulundum. Son olarak da Afrika kıta-

sına gidelim, biraz da buraları görelim dedik. Buradaki görevim

2011’in Ocak ayında başladı. Proje imzalandıktan bir ay sonra

geldim buraya. Dolayısıyla “projenin dinozoru” diyebilirsiniz

bana.

Fas deyince akla ilk gelen Kazablanka, Marakeş. Bunlar hep

mistik isimler gibi geliyordu bizlere. Ben bu yönden epey büyük

bir hayal kırıklığına uğradıysam da, çalışmak için en uygun bul-

duğum ülkelerden birisi Fas. En büyük sorun ise lisan. Bizim ku-

lağımızın biraz Arapçaya aşina olmasına rağmen, burada konu-

şulan lisanı dinlerken çok yabancı geliyor. Fransızcayla karışmış

bir Arapça bu. Mesela, arkadaşımız Faysal Bey, Suud kökenli bir

Türk vatandaşı. Tabii ki Arapçayı ana lisanı gibi biliyor. Kendisi

dün bizim şoförümüzle çaycımızın arasında geçen bir konuş-

mayı dinledi, “Tek kelime anladıysam Arap olayım!” dedi. İkinci

lisan olarak Fransızca oldukça yaygın. Fakat bizim de Fransız-

camız yok. Neyse ki her yerde olduğu gibi burada da iş lisanı

İngilizce. O sayede paçayı sıyırıyoruz. Ama adapte olmaya çalışı-

yoruz. Birkaç kelime öğreniyoruz.

Zorunlu tatil

Buradaki kanunlar pazar günleri çalışmaya izin vermiyor.

En fazla haftada 6 gün, 10 saat çalışma şansımız var. Ancak bir

projenin ulusal yarar sağlayacağı tespit edilirse, bu kural bozu-

labiliyor. Yaptığımız proje Fas için çok önemli. En önemli döviz

kaynağı olan fosfat ihracatını üç misline çıkarabilecek bir proje.

Ona rağmen pazar günü veya 10 saatten fazla çalışma isteğine

olumlu yanıt alamadık.

Börekte uzmanlaşmak

Biz de pazar günleri kendimize değişik eğlenceler arıyoruz.

Burada değişik bir yufka bulduk. Onunla çeşitli börekler deni-

28

DOSYA

yoruz. Mustafa Kopuz arkadaşımız, proje müdürü, benden de

meraklı yemek yapmaya. Elimizde donmuş yufka vardı. Bir gün,

“Hadi Fatih, açalım bunu,” dedi. Biraz beklettik, mikrodalgaya

koyduk. Ne yapacağız? Ben dedim ki “Sigara böreği yapalım. Çok

özledim.” Bir dokunduk, yufkalar kırılmaya başladı. Olacak gibi

değil. “Börek deneyelim o zaman” dedim. Nasıl yapacağız? He-

men eşimi aradım. “Alo, Nursal Hanım? Biz yufka bulduk. Nasıl

yapacağız.” “Çok kolay,” dedi, “Yoğurt, sıvı yağ, birazcık da soda.

Arasına ne koyarsınız olur.”

Biz bu tarife göre yaptık böreği. Bir kat ondan, bir kat bundan.

Sürecek fırça da yok, elimizle yapıyoruz. Araya birazcık peynir-

le maydanoz koyduk. Kapattık üstünü, fırına verdik. Dehşan

Ağabey’le Kenan Şekeryapan’ı da çağırdık. Bir kabardı ki börek!

Böyle başarılı olunca, şimdi her pazar sabahı börek yapıyoruz.

Kıymalı, patatesli, pırasalı… Soda bunu kabartıyor ya, her sefe-

rinde sodayı birazcık daha artırmaya başladık. Fırından çıkınca

puf diye sönüyor ama olsun. Pazar günlerimiz böyle geçiyor.