

nıştım; bol bol sohbet ettim; sohbetle de kalmayıp, Alpaslan (Topçu)
Bey’in de katılmasıyla bahsetmiş olduğum DAP projesinin şantiyesi-
ni gezme şerefine nail oldum. Gezme deyince, turistik bir gezi gelme-
sin aklınıza. Depolama tanklarının içine kadar girip, bol fotoğraf çe-
kip, ayaküstü sohbetlerle süren iki saatlik bir turdan bahsediyorum.
Şantiyedeki günüm, Attila Bey’in ekibiyle rutin olarak yaptığı günlük
değerlendirme toplantısına katılarak bitti. Böylece, bir mühendisin
rutin geçen gününü maksimum şekilde yaşamış oldum.
Son akşam Attila Bey’in de katılımıyla, Ziya Güneş ve Ayhan Kızılkan
tarafından hazırlanmış, bir tek kuş sütünün eksik olduğu harika bir
sofrada geçti.
Bizler ofislerimizde, bilgisayarlarımızın başında, klimalı rahat or-
tamlarımızda çalışırken binlerce kilometre uzakta, işin mutfağında
hummalı bir mücadele devam ediyor. Beni hayatlarına birkaç gün
dahi olsa dahil eden Fas’taki herkese, bir kere daha teşekkürler edi-
yorum.
-Fas’taydım,
- Aaaa geçmiş olsun neyin var?
Beş gün süreyle “Fas’ta” ve “hasta” kelimelerinin benzerliği sebebiyle
yukarıdaki diyaloğa maruz kaldım. İşin garibi, son akşam da gerçek-
ten hastalandım. Böylece şantiyenin gitmediğim tek yeri olan revi-
rini de görmüş oldum. Eh ne diyelim, bu da yolculuğumuzun nazarı
olsun!
25
Dinç, Kenan Şekeryapan, Mustafa Ecin, İzzet Melih Güven ve eşi
Esin Hanım, Ali Hamzalıoğlu ve eşi Emine Hanım ile geçirdiğimiz
o güzel yaz akşamında, masada konuşulanları ilerleyen sayfalarda
okuyabilirsiniz. Sohbetimiz sırasında sadece Fas’taki hayattan bah-
setmedik. Anlatılan anekdotlar sayesinde, Tekfen’in tarihinden 40
yıllık bir kesit film şeridi gibi gözümüzün önünden geçti desem,
abartmış olmam.
Jorf’a yolculuk
Mustafa (Erçin) Bey Jorf’a kadar bana eşlik etme nezaketini gösterdi
ve molalarla beraber toplamda 5-6 saat süren yolculuğumuz başladı.
Mustafa Bey her ne kadar Boru Hattı Şantiye Şefi pozisyonunda ça-
lışsa da, yolculuğumuzun 20. dakikasında kendisini bizim sektörden
saymaya başladım bile: Namı diğer iletişimci Mustafa Bey! Gerçekten
de Mustafa Bey, izin günlerinde arabasına atlayıp boru hattı boyunca
köylülerin evlerine misafir olan, onlarla aynı sofrayı paylaşan, çocuk-
larıyla futbol maçı yapan, onlara çikolata veren, kısaca halka karışmış
biri. Gerek Fas’a, gerekse Tekfen’deki diğer görevlerine dair anlattığı
anekdotlarla, ben de kendisiyle seyahat etmenin bir ayrıcalık olduğu-
nu anlamış şanslı insanlardanım. Yemek molamızı, boru hattına des-
tek için tam orta noktada kurulan Settat Kampı’nda verdik ve orada
da söyleşilerimize devam ettik. Jorf’a vardığımızda, güneş çoktan
batmak üzereydi.
Jorf Kampı’nda hayat
Yine bambaşka bir sayfiye yerine gelmiş gibi hissettim, Jorf’a varır var-
maz. Her taraf pırıl pırıl; temizliği geçtim, her yerde güller, akşamları
altı hiç boş olmayan bir çardak ve geçtiğimiz sene elim bir trafik kaza-
sında kaybettiğimiz Haldun Gürkan adını taşıyan bir futbol sahası…
Tüm bunların başındaki kişiler, işlerini büyük bir şevkle yapan Ethem
(Efe) Bey, yardımcısı Savaş (Hüseyinoğlu) Bey ve İdari İşler Şefi Uğur
(Bahadır) Bey’le, Jorf Kamp’ındaki hayata dair bol bol sohbet etme
imkânım oldu. Hemen her şeyi, hap şeklinde onlardan öğrendim.
Jorf Şantiyesi’nde bir gün
Şantiyede bir gün, hem de nasıl bir gün! Sabah çayını, bize futbol tur-
nuvasından bahsederek rotamızı Fas’a çeviren Proje Müdürü Attila
Şaylan’la içtik. Projeden, Fas’taki hayattan, biraz da kendisinden ve
ailesinden bahsettik. Detaylarını siz sonraki sayfalarda okuyadurun,
ben günün geri kalanını anlatmaya devam edeyim.
İsimlerini hep duyduğum, ancak bir türlü tanışma imkânı bulamadı-
ğım insanların başında gelen Hasan Cingöz ile Osman Göçmen ile ta-
Jorf Şantiyesi’ndeki öğretmenlerim... (Soldan sağa) Alparslan Topçu, Osman Göçmen
ve Hasan Cingöz.
Bültenin baskıya girdiği günlerde aldığımız bir acı haber hepimizi
derinden sarstı. Otuz yıllık gerçek Tekfenli ve Fas boru hattı projesinin
satınalma koordinatörü olmakla kalmayıp, projenin alınmasına
yönelik, ilk günden itibaren her adımında büyük emeği geçen Hasan
Tahsin Gürtay, geçirdiği ani rahatsızlık sonucu hayata gözlerini
kapadı. Güleryüzlülüğü, aklı, çalışkanlığı ve dostluğu, onunla yolu
kesişen herkeste güzel bir anı, sevgi dolu bir hatıra bıraktı. Ne denli
sevildiği ve sayıldığı, kötü haberin hemen ardından paylaşılan çok
sayıda ve içtenlikle kaleme alınmış mesajlardan anlaşılıyor.
Güle güle Hasan, seni daima sevgiyle hatırlayacağız...