Previous Page  35 / 52 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 35 / 52 Next Page
Page Background

35

g

NURETTİN YÖRÜK (KAMP MEMURU)

Yemekler iyiyse işçi yorgunluğunu unutur

Mutfak ve yemekhanelerden sorumlu olan Nurettin Yö-

rük, yemek işinin aksamadan yürümesi için büyük çaba gös-

terdiklerini söylüyor. Yörük, yurtdışındaki dördüncü projesi

olan Fas’tan memnun olduğunu, buradaki ortamın müteva-

zı fakat samimi olduğunu dile getiriyor:

Diyebilirim ki belki de kampın en ağır yükü benim sır-

tımda. Her sabah saat dörtte kalkıyorum. Akşam saat sekiz-

dokuza, bazen on bire kadar mutfakta kalıyorum. Yattığım

zaman bile gözüm arkada kalıyor; acaba bir eksik var mı,

kumanya yetişecek mi diye. Elimden gelen çabayı gösteriyo-

rum. Önemli olan şantiyede yemekhanenin düzenli çalışma-

sı. Verilen görevi zamanında ve en iyi şekilde yapmayı önem-

siyorum. Eğer kampta huzur varsa, yemekler iyiyse, zaten

işçi yorgunluğunu unutur. Ama yemekler kötü ise, yattığı

yer kötü ise, yorgun argın gelen işçi sonunda isyan eder.

Bizim amacımız, bu insanları burada mutlu edebilmek.

Zaten ailelerinden uzak yaşıyorlar, bir hasret var. Sıkıntıları-

nı kendi eğlenceleriyle, yattıkları yerin düzgün olmasıyla, ye-

meklerle gideriyorlar. Daha önce çalıştığım projeler hep Arap

ülkelerindeydi. Burası daha serbest. Fas bana, Türkiye’nin 30

sene evvelki halini anımsatıyor.

Yemekhanedeki ekip yabancı. Dilimin döndüğü kadar

Arapçam var, İngilizcem var. Bir şekilde hepsiyle her konuda

anlaşabiliyorum. Önemli olan sıcakkanlı olmak, insanlara

karşı güler yüzlü olmak.

g

Houssaide Sabri (KALIPÇI)

Yapacak çok iş var

Faslı beton kalıpçısı Sabir Hüseyin, Tekfen’in bölgede önemli

bir istihdam yarattığını ve yerel halkın burada zevkle çalıştığını

belirtiyor:

Ben altı aydan beri Tekfen’de çalışıyorum. Burada yapacak

çok fazla şey var. Fas’ta başka bir sürü şirket faaliyet gösteri-

yor, ama aralarında fark var. Fas şirketlerinin sınırları belli. Ben

beton kalıplama işi yapıyorum. Burada kaynak, montaj gibi çok

çeşitli işler yapılıyor.

Kampımızda üçer, dörder kişinin kaldığı lojmanlar var. Fa-

kat çalışanların bazıları dışarıda, kendi evlerinde kalıyorlar. 350

km yol gelip burada çalışan insanlar var. Ben burada olmaktan

memnunum. Benim Tekfen’le çalışmaya ihtiyacım var, burada

veya başka bir ülkede.

g

VEDAT TANTEKİN (KAMP AMİRİ - SETTAT KAMPI)

Fas’ta bir projeden diğerine

23 yıldır Tekfen’de çalışan Vedat Tantekin, işleri yoluna

koyup hafta sonlarında kendilerine yeni vakit ayırabilmeye

başladıklarını belirtiyor. Tantekin’e göre Fas, huzur içinde

çalışılabilecek bir yer:

1989 Ocak’ından beri Tekfen’deyim. Yaklaşık üç ay önce

geldim kampa. Kurulma aşamasında buradaydık. Ekip ola-

rak Kazakistan’daki rafineriden buraya yatay geçiş yapmış

olduk. Gayet uyumlu bir ekiple çalıştığımız için hiçbir sıkın-

tıyla karşılaşmadık. Tabii ki koşuşturmalar, tatlı yorgunluk-

lar oldu, ama genelde çok rahat bir ortamda çalıştık. Fas’ı da

sevdim, çünkü Fas’ın iklimi de, insanları da bize daha yakın.

Bize karşı tavırları daha sempatik. Bu, büyük bir fark oldu

bizim için. Yavaş yavaş hafta sonları kendimize zaman ayır-

maya başladık. Örneğin, Kazablanka’yı yeni gezebildik. Hoş,

canlı bir şehir. Sahil kenarında olması da çok hoş.

g

MELİH TUFAN (İdari İşler Şefi - SETTAT KAMPI)

Tekfenli olmakta biraz geç kalmışım

Fas’ı ilk kez 20’li yaşlarında gören Melih Tufan, başka ülkeler-

de çalıştıktan sonra dönüp dolaşıp yine Fas’a gelmiş:

Ben Tekfen’de yeni sayılırım. 2005 yılında girdim. Ama açık

yüreklilikle söyleyebilirim ki daha evvelden bileydim, böyle bir

firmada çalışma şansının farkına varsaydım, herhalde çok genç

yaşta girerdim. Burada tanıdığım insanlar, işçisinden en üst ka-

demesine kadar, firmanın verdiği kültürle öyle bütünleşmişler

ki onlarla çalışmak, paylaşmak, yorulmak gerçekten çok keyifli.

Tekfenliyim demekten, biraz geç de olsa, bu yaşımda gurur du-

yuyorum.

Ben beş sene Kazakistan’da çalıştım. Sonra buraya geldim.

Çok enteresandır, ilk defa yurtdışına çıkışımda da staj yapmaya

Fas’a gelmiştim. Ardından böyle bir fırsat çıkınca hemen kabul

ettim. Bu yörelerini bilmiyordum, ama yine de pek değişmiş gibi

gelmedi bana. Burada birbirini tanıyan güzel bir ekibimiz var.

Yoğun tempolu, ama bir o kadar da keyifli çalışıyoruz.