

HABERLER
38
g
ALPARSLAN TOPÇU (Mekanik İşler Müdürü)
Tekfen çalışanı örnek olmak zorunda
1994 yılında Tekfen’de çalışmaya başlayan Alparslan Topçu
daha sonra kısa bir süreliğine ayrılıp ardından Tekfen’e geri dön-
müş. Fas’ta daha önce Samir projesinde çalıştıktan sonra DAP
projesine geçmiş. Ailesiyle birlikte yaşayan Topçu, Tekfen çalı-
şanı olmanın insana birçok ek sorumluluk yüklediği düşünce-
sinde:
Bizim nerede olursak olalım, Tekfen çalışanı olarak her yer-
de aynı şekilde davranmamız lazım. Özellikle yurtdışında, hem
Türk vatandaşı, hem de Tekfen personeli olarak örnek olmamız
lazım. Yıllarca birçok yabancı ülkede çalıştık. Bazı ülkelerde ilk
başta yadırgandık. Ama zaman içinde, Türk personeli ayrılırken
arkasından ağlayanları gördüm. Örneğin, Özbekistan’da Japon
firmasında çalışan Tamagawa San vardı. Çok iyi anlaştık onun-
la. Veda yemeğinde Tamagawa bana sarılıp ağladı, eşim, “Bırak
kocamı,” diye araya girdi. Her projemizde çalışanlarımızla, işve-
renimizle iyi ayrılmışızdır. Tekfen çalışanları bilir ki, hep böyle
olmuştur.
Şimdiki kamplar farklı
Kampta gayet sıcak bir ortam vardır. Kamplarımız, artık şan-
tiyeciliğin başladığı yıllardaki gibi imkânsızlıklarla dolu değil. Bu
şantiyemiz aslında yeni sayılır, biraz daha yeşillenmesi lazım.
Samir kampına bir gitseniz, her taraf yeşillik, kuş sesleri, tav-
şanlar... müthiş bir güzellik var. Gittiğimiz her yerde kampımı-
zı güzel yapmaya çalışıyoruz. Çünkü orada kalan insanlarımız,
akşam işten dönünce bir rahat nefes alsınlar istiyoruz. Özellikle
sahada bedenen çalışan işçilerimiz için önemli bu. Akşam işçile-
rimiz laptop’unu alıyor, çimlerin üzerine oturup aileleriyle görü-
şüyor. Bu çok güzel bir şey.
Sosyal ortam güzel
Şu anda çocuklarım da burada. 12, 8 ve 4 yaşındalar. Bura-
da okutuyorum. Bir Amerikan okulu bulduk. Biraz zorlanıyor-
lar, ama İngilizce, Fransızca ve Arapça öğreniyorlar. Fas iyi bir
ülke. Çevremizle gayet iyi ilişkiler içindeyiz. Biz de bulunduğu-
muz yerdeki ortamı benimsiyoruz, onların yaşantısına uymaya
çalışıyoruz. Lojmanda kalan arkadaşlarımız birbirleriyle gayet
iyi görüşüyorlar. Hanımlar kısır partileri yapıyor. Aile piknikleri,
geziler oluyor. Mesela, düzenlediğimiz futbol turnuvası da böyle
bir etkinlikti. Taşeronumuz birinci oldu, işveren ikinci oldu. Biz
de dördüncü olduk maalesef. Spor tabii. Bazı arkadaşlar ailele-
riyle geldiler. İyi bir gün geçirdik. Böyle aktiviteler zaman zaman
oluyor şantiyelerde.
g
ZİYA SÜMER (Çelik ve Boru İşleri Şefi)
Çocuklar büyüyor
Tekfen’deki görevine 1991 yılında Tüpraş Aliağa Rafine-
risi ile başlayan Ziya Sümer, daha sonra yurtdışında birçok
şantiyede bulunmuş:
Tüpraş’tan sonra Rusya, Almanya ve Kuveyt’te çalıştım.
Büyük oğlum burada inşaat mühendisi. Küçük oğlum da
DCC’de. 22 yaşına bastı. Artık çalışıyor tabii. İlk defa kendine
bir bilgisayar aldı. Bugüne kadar hep ben alıyordum, “Artık
kendin kazanıyorsun, beş kuruş vermem,” dedim. Bir baba
olarak tabii kredi kartıma taksit yaptırdım. O da bana her ay
ödeyecek şimdi.
DOSYA
g
MEHMET TOPRAK (DEVREYE ALMA MÜHENDİSİ)
Salyangozun tadı
Mehmet Toprak, 1992’de vardiya mühendisi olarak girdi-
ği Toros’ta 20 yıl çalıştıktan sonra emekli olmuş, fakat kısa
zamanda emeklilikten sıkıldığı için Ercüment Torul Bey’in
teklifi üzerine Fas’ta DAP projesine katılmış:
Beş aydır buradayım. Geçen sene iki hafta kadar Ürdün’e
de gittim. Burası kültür olarak daha farklı. Mesela, bana en
ilginç gelen, bol bol salyangoz yemeleri. Sahilde, kazanlar
içinde haşlanmış olarak satıyorlar. Tadına bakmadım ama
herkes yiyor, ben de merak ediyorum. Değişik yemekleri
var. İlginç bir başka şey de, geleneksel “tajin” restoranların-
da çatal, kaşık kullanılmaması. Herkes yemekleri elle yiyor.
Ama biz gittiğimiz zaman bir yerlerden çatal, kaşık buldu-
ruyoruz.
Mesela bayramlarda toplu bayramlaşmamız oluyor. Hepi-
miz bayram sabahı kampta buluşuyoruz. Kurban Bayramı ise
kurban kesilir, Ramazan Bayramı ise beraber kahvaltı yapılır.
Bütün işçilerimizle tek tek bayramlaşırız. Öğlene kadar sohbet
olur. Ondan sonra herkes evine gider. Tabii bizim bayramları-
mız kısıtlı oluyor ister istemez. Türkiye’deki gibi üç-dört gün ta-
til yapamıyoruz. Öyle zamanlar oluyor ki projenin sonuna denk
geliyor, inanır mısınız bayramlaşmadan sonra işi olanlar kalkıp
şantiyeye çalışmaya gidiyor.