266
BP’nin ciddiyetle takip ettiği bu prosedür-
lere Tekfen’in de disiplinli bir şekilde ya-
nıt vermesi hem ortaya verimli bir uyum-
luluk ve bir dünya rekoru çıkaracak, hem
de Tekfen’e bu alanda Türkiye’deki uygu-
lamaların çok üzerinde bir bilinç ve bakış
açısı kazandıracaktı.
Tekfen, Levent Kafkaslı’nın deyimiy-
le ilk kez 1992’de Suudi Arabistan’da,
Aramco’nun kendilerini gerekli prosedür-
lere sahip olmadıkları gerekçesiyle “püs-
kürtmesiyle” varlığından haberdar olduğu
“iş emniyeti” kavramını, bundan yaklaşık
10 yıl sonra, Hazar bölgesinde yaptığı ça-
lışmalar sırasında en üst düzeye çıkarma-
nın hediyesini, Bakû-Tiflis-Ceyhan Ham
Petrol Boru Hattı’nın iki ucunda gerçek-
leştirdiği çalışmalar sırasında kazandığı
iki önemli başarı ile alacaktı. Bunların
ilki, projenin Türkiye ayağı olan Ceyhan
Terminali’nde 10 milyon adam-saatlik
çalışmayı iş günü kaybı yaşamadan ve ka-
zasız tamamlamasından ötürü Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca ödüle layık
görülmesi, ikincisi ise projenin Sangaçal
ayağında 28 milyon adam-saat gibi ina-
nılması güç bir kazasız çalışma başarısı ile
uluslararası bir rekora imza atmasıydı.
7
BTC Boru Hattı projesi sırasında, İş Sağ-
lığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi (OHSAS
18001) uygulamasının dışında, çalışanla-
rına toplam 160 bin saatlik eğitim verme-
si de, Tekfen’in bu konudaki ciddiyetini
gösteren bir başka kriterdi. Ayrıca Çevre
Yönetim Sistemi (ISO 14001) ve Kalite
Yönetim Sistemi (ISO 9001) uygulamaları-
nın da titizlikle yürütülmesi, projeye aynı
zamanda Uluslararası Boru Hatları Müte-
ahhitleri Birliği’nin (IPLOCA) 2004 Çevre
Ödülü’nü de kazandırmıştı. Ödül için tüm
dünyadan 25 proje yarışmıştı.
Tekfen’i ödüllere ve dünya çapında ses ge-
tiren başarılara kavuşturan BTC Ham Pet-
rol Boru Hattı projesi, Hazar petrolünün
ihracı için hangi güzergâhın daha uygun
olduğu yönünde yıllarca süren tartışmalar,
finansman güçlüğünün yarattığı tıkanık-
lıklar ve kimi zaman da projeyi tehlikeye
düşüren siyasi olumsuzlukların ardından,
nihayet 2002 Eylül’ünde start almıştı.
Azerbaycan’ın başkenti Bakû’dan başlayıp,
rosedür, kalite manuelleri,
teknik emniyet gibi bize çok da
yakın olmayan sistemlerle biz ilk
kez Aramco sayesinde tanıştık
1992 yılında. Bugün dünyanın re-
kor sayılabilecek kazasız iş/adam
saatlerine ulaşmamızı rahatlıkla
konuşabiliyorsak, o yıllara geri
gitmemiz gerekir, çünkü 1992’de
bir sayfa prosedürümüz yoktu
bununla ilgili. Ve Aramco gibi bir
işveren, “Bunlar olmadan sahada
işe başlayamazsın” demişti. Otel
odasına sabah 4’te gelip, 6’da çıkıp,
durmaksızın prosedür yazdığımı-
zı hatırlıyorum. Gerekli evrakı,
prosedürü toparlamamız bizim 5
ayımızı almıştı. Halbuki bizim o
zamanki yapımız, sahaya çıktığımız
zaman işe başlamamızı gerektiri-
yordu. Sahaya çıktın mı, işe başlar-
sın, oturmazsın! Bir gün, iki gün,
bir ay, iki ay, bütün makine ekip-
man gelmiş, bütün adamlar gelmiş
yatıyor, biz hâlâ yazıyoruz ki idare
kabul edecek biz sahaya çıkalım
diye. Bazı ağabeylerimiz sonunda
dayanamadı, bir gün “Allah! Allah!”
nidaları ile bütün makine ekipmanı
boru hattına doğru hareketlen-
dirdi. Ve bir saat içinde püskür-
tüldük geriye. Bir sürü dozerler,
sideboom
’lar tozu dumana katarak
sahaya giderken, bir saat sonra
tersi yönde hepsi kampa geri
döndü. Dediler ki, “Yooo, bu sizin
bildiğiniz gibi değil, geri dönün,
yoksa hepinizi göndeririz geriye.
Önce prosedürleri bitireceksiniz,
ondan sonra işe başlayacaksınız.”
Biz, 11 aylık projede, 5 ayı bunları
tamamlamak için yedik, geri kalan
6 ayda da 11 aylık projeyi bitirdik.
Şimdi bugün bakınca, eskiyi de
hatırlayınca, 28-29 milyon adam-
saat kazasız iş yapmak! O günden
bugüne her şey çok değişti, çok
gelişti, çok tecrübe edindik.
P
Levent Kafkaslı
28-29 milyon adam/saat kazasız iş yapmak! O günden bugüne
her şey çok değişti, çok gelişti, çok tecrübe edindik.