258
u coğrafyada özellikle taahhüt
işlerinde artık Türklerle ortaklık
kurmak bir strateji olmuştu. O
kadar ki, evvela 1992’de Ameri-
kan, sonra Japon firmaları, Türk
işadamları ile bu yerlere ortak
iş gezileri arzu ettiler. Amerikalı
işadamları ile müşterek yaptığımız
seyahatte heyet başkanı General
Fred Haynes’i devlet başkanlarına
kadar çıkarabilmem, Orta Asya ile
ilişkilerimizin derecesini göster-
mek bakımından çok etkili olmuş-
tu. Akayev ile görüşmemizden çı-
karken, sanki daha evvelden ayar-
lanmış gibi, Akayev bana lütfetti,
Kırgızistan’ın İstanbul fahri kon-
solosluğunu verdi. Fred Haynes’i
Başkan Niyazov’un yanına çıkardı-
ğımda ise haritaları açtım ve do-
ğalgaz ile ilgili çalışmaları anlattım.
Niyazov, Fred Haynes’in yanında
dışişleri bakanına döndü ve beni
göstererek, “Bu aksakala Türkme-
nistan vatandaşlığını veriniz” dedi.
“Aksakal” orada çok onur verici
bir unvan. Bilge adam, itimat edilen
adam gibi bir anlamı var. Bu geziler
Türk dünyasında en üst düzeyde
yakın ilişkiler içinde olduğumuzu
gösterdiği kadar, yeni işbirliği alan-
ları keşfetmemize de yardım etti.
B
Nihat Gökyiğit
Niyazov, beni göstererek, “Bu aksakala Türkmenistan vatandaşlığını
veriniz” dedi. “Aksakal” orada çok onur verici bir unvan.
azfen şirketinin müteahhitliği-
ni üstlendiği Saztube-Yelemez-
Aporni Ham Petrol Boru Hattı,
Tekfen’in bu coğrafyada gerçekleş-
tirdiği ilk işlerden biriydi (üstte).
Tekfen’in inşa ettiği Tengiz-Atyrau
Boru Hattı’na petrolün ilk verildiği
26 Mart 2001 günü yapılan tören-
de, soldan sağa: Samim Anıl, Tay-
fun Bölek, Levent Kafkaslı, Necati
Akçağlılar, Erhan Öner, Ümit Öz-
demir ve Osman Birgili (sağda).
K