Table of Contents Table of Contents
Previous Page  257 / 285 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 257 / 285 Next Page
Page Background

256

yet cumhuriyetleri ve özellikle Türk dün-

yası ile çok yakın ilişkilere girmiş olduk.

7 Aralık 1991’de iş konseyimizin Moskova

toplantısında bir sıkıntı yaşadım. Bekle-

diğimiz Sovyet bakanlardan hiçbiri top-

lantıya gelmemişti. Önemli bir hadise ol-

malıydı. Öğrendik ki Minsk yakınlarında

Rusya, Ukrayna ve Belarus liderleri bu-

luşup Sovyetler Birliği’nin varlığını sona

erdirecek görüşmelere başlamışlar.

Altından koltuğu çekilen Gorbaçov, 18 gün

sonra 25 Aralık 1991’de istifa etti. Darbe

ve ayaklanmalar oldu. Yeltsin, Duma’yı

feshetti ve hatta bombaladı. Bu hadiseler

esnasında bütün yabancı firma temsilci-

leri ilk uçakla Rusya’yı terk ederken ben

Moskova’daki firmalarımızın ofislerini

arıyordum; hepsi istisnasız görev başında

idiler. Bu tespit, Türk işadamlarının zor

günlerin ve şartların adamı ve bu coğraf-

yada kalıcı olduklarını gösteriyordu.

Kurduğumuz düzenli ve yakın ilişkiler sa-

yesinde SSCB dağılırken ortaya çıkan ye-

ni cumhuriyetlerle ayrı ayrı ve doğrudan

iş konseyleri kuran ilk biz olduk. Türkiye,

bu yeni cumhuriyetleri ilk kabul eden,

ilk elçilerini yerleştiren, başkentlerine ilk

direkt uçak seferlerini gerçekleştiren ül-

keydi. Eximbank, verdiği kredilerle işleri

harekete geçirmede önemli rol oynadı.

Türkiye, dar imkânlarına rağmen yalnız

Türk dünyasına 1 milyar dolar kredi açtı.

Dünya ekonomisi ile çok yönde entegre ol-

mada, haberleşme, ulaşım ve bankacılıkta

ve pazar ekonomisine geçişte aldığı mesa-

fe ile bu cumhuriyetlere örnek oldu.

Türk cumhuriyetlerine yönelik yoğun ve

karşılıksız çabaları Nihat Gökyiğit’e bü-

yük itibar kazandırmış, bu ülkelerin dev-

let başkanları ve en üst düzeyde hükümet

görevlileriyle yakın ilişkiler kurmasını

sağlamıştı. Hatta kendisine bu çevrelerce

“bilge adam” anlamına gelen “aksakal” un-

vanı yakıştırılan Gökyiğit, sonraki yıllarda

Kırgızistan İstanbul fahri konsolosluğu,

Türkmenistan vatandaşlığı ve Gürcistan

fahri vatandaşlığının yanı sıra Kazakistan

tarafından 10. Yıl Madalyası ile de onur-

landırılacaktı.

Nihat Gökyiğit’in özellikle Hazar bölgesin-

de yer alan Türk cumhuriyetlerinin ekono-

mik geleceği konusundaki görüşmelerde

sürekli vurguladığı konuların başında, bu

ülkelerin en önemli doğal kaynakları olan

doğalgaz ve petrolün, hiçbir sınırlama ol-

maksızın, serbestçe Türkiye üzerinden

dünya pazarına sevk edilmesi geliyordu.

Hazar bölgesindeki petrol ve doğalgaz

boru hatlarının büyük bölümü Sovyetler

Birliği döneminde inşa edilmiş olduğun-

dan çoğu Rusya içlerine dağıtım yapmak

amacıyla planlanmıştı. Bu da söz konusu

hatların ihracat amaçlı kullanımını kısıtlı-

yordu. Hazar petrolünün dünyaya açılma-

sı için mutlaka yeni hatların inşa edilmesi

Tekfen’in kültür hayatına yaptığı en önemli katkılardan biri olan

Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın kuruluş düşüncesi, 1992 yılında,

Karadeniz havzasında yer alan ülkeler arasında ekonomik işbirliği

geliştirilmesini öngören Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Böl-

gesi Zirvesi’nin İstanbul’da toplandığı bir sırada ortaya çıkmıştı.

Prof. Saim Akçıl’ın, “11 ülkenin katılımıyla kurulan bu ekonomik

işbirliğini bir sanatsal kuruluşa dönüştürme” düşüncesi Nihat

Gökyiğit tarafından da desteklenince, bugünkü Tekfen Filarmoni

Orkestrası’nın çekirdeği olan, 11 ülkeden 17 sanatçının yer aldığı

“Karadeniz Oda Orkestrası” kurulmuştu.

Orkestra ilk konserini 1992 yılında Antalya’da yapılan KEİ Dı-

şişleri Bakanları Toplantısı’nda vermişti. Bunu Ankara, İstanbul,

Bükreş, Köstence, Kiev, Moskova ve Tiflis’teki konserler izlemiş,

ertesi yıl İstanbul’da düzenlenen Enerji Konferansı sırasında or-

kestraya Hazar Denizi’ne kıyısı olan beş ülke daha dahil edilerek,

“İki Denizin Öyküsü” konulu konferansın açılışı bu şekilde yapıl-

mıştı. Ancak açılışa katılan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel,

boru hatlarıyla Hazar Denizi’ne bağlanan Doğu Akdeniz ülkele-

rinin de orkestraya dahil edilmesini önerince, Suriyeli, Ürdünlü,

Mısırlı, Lübnanlı, İsrailli ve Filistinli sanatçılar da orkestraya da-

vet edilmiş, böylece 23 ülkenin bayrağını taşımaya başlayan or-

kestra Tekfen’in kurumsal desteğini de alarak “Tekfen Filarmoni

Orkestrası” adıyla yoluna devam etmişti.

Üç denizden dostluk çağrısı: Tekfen Filarmoni Orkestrası