Previous Page  50 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 50 / 162 Next Page
Page Background

50

rıldı. Bu dönem, Erhan Öner’e göre,

“elinin kolunun koptuğu” sıkıntılı

bir dönemdi. Çünkü Esin Mete, pro-

jenin en başından beri işin içinde

olduğundan bütün detayları biliyor,

yurtdışıyla ilişkilerin götürülmesin-

de vazgeçilmez bir rol oynuyordu.

Onun gitmesi, büyük bir desteğin

de gitmesi demekti.

Diğer taraftan Erhan Öner’in aynı

anda hem işveren, hem de müte-

ahhit tarafında iki yetkili pozisyo-

na birden sahip olması, özellikle te-

sisi bitirip işletmeye hazır ederken

hızlı hareket edebilmek ve sorunla-

rı pratik bir şekilde çözebilmek ba-

kımından çok büyük bir avantaj sağ-

lamıştı:

Mutlu son

Fabrikanın faaliyete geçmesine ay-

lar kala, 3 Haziran 1980 tarihinde,

o güne kadar Toros Gübre ile ilgili

tüm yükümlülüklerini Tekfen İnşa-

at bünyesinde yerine getirmiş olan

Erhan Öner, Necati Akçağlılar’ın ar-

zusuyla Tekfen İnşaat’taki genel mü-

dür yardımcılığı görevine paralel

olarak, geriye doğru bir kararla, Şu-

bat 1980’den itibaren geçerli olacak

şekilde Toros Gübre’nin genel mü-

dürlüğüne getirildi.

Bu önemli gelişmeyle yaklaşık aynı

dönemde, Erhan Öner’le birlikte bü-

tün satın almalara ve dış ilişkilere

bakan Esin Mete doğum iznine ay-

ESİN METE

Toros Tarım Yönetim Kurulu Başkanı

Ben tesisin ortaya çıkmaya başladığı sırada, 1980 yılının Temmuz ayında doğum yap-

tım. Hamileliğim sırasında bile hem şantiyeye, hem de yurtdışı seyahatlere gider gelir-

dim. Böyle son dakikaya kadar çalıştım. Hamileleri uçağa bindirmezlerdi, ama ayda en az

iki kere Madrid’e gitmek lazım. E, nasıl gideceğiz? Yerime gidebilecek kimse de yok baş-

ka. O zamanlar böyle bol bir pardösüm vardı. Onu giyiyordum, yedi aylık hamileydim, ama

onunla şişman biri zannediyorlardı yolda. Onu hiç çıkarmıyordum üstümden, ta ki uçak

havalanıp kalkıncaya kadar. Çünkü başka türlü “İznin var mı?” diye soruyorlardı. Uçak ha-

valanınca, benim pardösüm çıkıyordu. O yüzden de çok zor bir doğum yaptım. Ama öyle

idare ettim o dönemi.

Normalde müteahhit ile mal sa-

hibinin arasında bir sınır vardır.

Dilediğin gibi her şeyi yapamaz-

sın. Bir şey çalışmıyorsa, mal sa-

hibinin müsaade vermesi lazım

ki modifikasyon yapabilesin. Bun-

lar da uzun süreçlerdir. Oysa iki

şapkayı da aynı anda giydiğin za-

man kararı anında verebiliyor-

sun. “Kes burasını” diyebiliyorsun.

Hatalar da yaptık mutlaka, ama

deneme yanılmayla bile olsa dü-

zeltip tesisi devreye soktuk. Toros,

benim için evlat gibidir. Çünkü fi-

zibilitesinden başlayıp, mukavele-

lerini yapıp, tabii ki bir ekiple be-

raber ortaya çıkması benim için

çok kıymetlidir.

41

Ceyhan şantiyesi, yaklaşık bin işçi-

nin çalıştığı, o günün şartlarında ol-

dukça büyük bir şantiyeydi. Şantiye

şefliğini Servet Eğilmez yapıyordu.

Mühendislik işleri Ülkü Tatlıdil’in

sorumluluğundaydı. İdari işlere Se-

dat Yalçın bakıyor, iskeleyi ise Ümit

Özdemir yapıyordu. Nihat Özkara-

tay inşaat teknikeri olarak her nokta-

da destek veriyordu. Projenin ilerle-

mesiyle birlikte fabrika müdürü ola-

rak, daha önce İPRAŞ Rafinerisi’nde

genel müdürlük yapmış olan Meh-

met Baykal göreve başlamış, onunla

Tekfen İnşaat bünyesinde

olduğu halde ilk günden beri

Toros Gübre ile yakından

ilgilenen ve projenin ortaya

çıkmasında büyük emeği

olan Erhan Öner, 3 Haziran

1980 tarihinde Necati

Akçağlılar’ın arzusuyla

Tekfen İnşaat’taki genel

müdür yardımcılığı görevine

ek olarak Toros Gübre’nin de

genel müdürlüğüne atandı.

Bu gelişme, Toros projesinin

hız kazanmasında çok etkili

oldu.