Previous Page  16 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 16 / 162 Next Page
Page Background

16

lar arasında yapılacak bir protokol-

le tespit edilmesi kararlaştırılmıştı.

Ancak 26 Şubat 1975 tarihinde bun-

dan da vazgeçilmiş ve fabrika satış

fiyatlarının, üretici ve dağıtıcı kuru-

luşlar arasında yapılacak anlaşma-

larla tespit edilmesi yöntemi benim-

senmişti. Bu yönteme göre, taraflar

arasında uzlaşma sağlanamadığı tak-

dirde “Gübre Komitesi” devreye gi-

recek ve anlaşmazlığı çözecekti.

1980 yılında 24 Ocak Kararları çer-

çevesinde Resmi Gazete’de yayımla-

narak yürürlüğe giren bir başka ka-

rarnamede ise yurtiçinde muhtelif

fabrikalardan alınacak gübrelerin fi-

yatlarının aynı cinsler için aynı ol-

ması prensibi kabul ediliyor ve bu

fiyatların altı aylık süreler için orta-

lama CIF ithal bedelinin %5 fazlası

olarak tespit edilmesi öngörülüyor-

du. Aynı kararname ile üretim prog-

ramı ve fiyat tespitinde ortaya çıka-

cak sorunları çözmeye Gıda Tarım

ve Hayvancılık Bakanlığı yetkili kı-

lınmıştı.

Bu şekilde hükümet kararıyla belir-

lenen gübre fiyatları, gübre kullanı-

rak görüldüğünden, gübre fabrikala-

rı devlet yatırımları arasında hep ilk

sıralarda yer almıştı. Özel sermaye-

nin sektöre girmesi ise 1970’lerde ol-

muş, ancak ne doğrudan tüketiciye

satış ne de ihracat yapma imkânları

olduğundan, birçoğu devlete üre-

tim yapan birer taşeron vasfına bü-

rünmüştü. Sektördeki kamu ağırlığı,

Kamu İktisadi Teşebbüslerinin tipik

verimlilik ve rasyonalite sorunları-

nın gübre sektörüne de sirayet et-

mesine yol açmıştı.

Planlı dönemde “milli dava” olarak

ele alınan gübre sektörü, devlet de-

netiminde gelişen bir alan olarak,

elbette ki fiyat oluşumunda da tü-

müyle devlete bağımlıydı. Gübrenin

fabrika satış fiyatları, 1973 yılına ka-

dar gübre üretimini teşvik edecek

şekilde genellikle “maliyet artı kâr”

esasına uygun olarak kararnameler-

le tespit edilirken, 8 Mayıs 1973 tari-

hinde bu usul değiştirilmiş ve fiyat-

ların Tarım Bakanlığı koordinatörlü-

ğünde Sanayi ve Teknoloji Bakanlı-

ğı, Maliye Bakanlığı, Türkiye Zirai

Donatım Kurumu, Türkiye Şeker

Fabrikaları A.Ş. ve üretici kuruluş-

Türkiye’nin sanayi geçmişi

içinde şeker ve gübre

fabrikaları özel bir yere sahip

bulunuyor. Her iki sektöre de

hükümetler tarafından yüksek

önem atfedildiğinden, bu

alanlardaki sanayileşme kamu

ağırlıklı olarak başladı. Ayrıca

şekerpancarı yetiştiricilerinin

gübre fabrikaları için büyük

bir tüketici kitlesi oluşturması,

Türkiye Şeker Fabrikaları’nın

1986 yılına kadar gübre satışı

yapmaya yetkili iki kamu

kuruluşundan biri olmasını

sağladı.

Türkiye’nin ilk şeker fabrikası

olan Uşak (sağda) ve ikinci

şeker fabrikası olan Alpullu

(üstte) Şeker Fabrikaları.