

15
verilmişti. Bu sistem içinde, gübre
ithalatı da sadece Zirai Donatım Ku-
rumu tarafından yapılabiliyordu.
18
Dolayısıyla 1973-1986 yılları arasın-
da uygulanan sistem tam anlamıyla
bir devlet monopolü olup, gübrenin
fabrikalardan alış ve çiftçilere satış
fiyatları tamamen devlet tarafından
belirleniyordu. Gübre üreticileri ta-
rafından satış “kapıda teslim” şek-
linde yapılıyor ve üreticinin sorum-
luluğu fabrikanın dışında sona eri-
yordu. Rekabetin olmadığı bu du-
rum ciddi kalite sorunlarını da be-
raberinde getirirken, aynı zamanda
gübrenin doğru yere doğru zaman-
da ulaştırılmasında da sıkıntılara
yol açıyordu. Örneğin, 1980 yılında
hammadde temin ederek tam kapa-
site çalışma fırsatına sahip olabilen
çok az sayıdaki kuruluştan biri olan
İstanbul Gübre Sanayii (İGSAŞ), Zi-
rai Donatım Kurumu ve Şeker Şirke-
ti tarafından depolar zamanında bo-
şaltılamadığı için üretimini yavaşlat-
mak zorunda kalıyor, üstelik depo-
larda uzun süre kalan gübreler sert-
leşiyor ve bozulmadan müdahale
edilmeyi bekliyordu.
19
Yine 1970’li yılların ikinci yarısın-
da hayatın bir parçası haline gelen
ideolojik olaylar ve iş barışında ya-
şanan problemler, diğer pek çok
alanda olduğu gibi gübre sektörün-
de de sık sık üretimin durmasına
yol açıyordu. Toros Gübre’nin dev-
reye girmeye hazırlandığı 1980 yılı,
Türkiye çapında büyük işçi hareket-
lerine sahne oluyordu. Hükümetin
bazı kritik sektörlere yönelik grev
erteleme kararlarına rağmen 1980
Eylül’ünde 28 işyerinde 80 bin işçi
greve hazırlanıyordu. 4 Eylül tari-
hine kadar iki kez ertelenen grev-
ler arasında Petrol-İş’e bağlı Akde-
niz Gübre Sanayii, Ege Gübre Sana-
yii, Yarımca Gübre Fabrikası ve İs-
kenderun Gübre Fabrikası da bulu-
nuyordu.
20
Piyasaya hâkim olan yokluklar ve
karaborsa düzenine ek olarak gün-
de 2-3 saati bulan zorunlu elektrik
kesintileri de sanayi tesislerini ve-
rimli çalışmaktan alıkoyuyordu. Ye-
dek parça temininde yaşanan sıkın-
tılar bazen bir tesisin aylarca durma-
sına yol açabiliyordu. Akaryakıt te-
mininde karşılaşılan güçlükler ise
hem hammadde teminini, hem de
mamul gübrenin yerine ulaştırılma-
sını aksatıyordu. Kısaca gübre sek-
törü, 1970’li yılların sonlarında bü-
yük sorunlarla boğuşuyordu.
Söz konusu yıllarda gübre sektörün-
de üretici şirketlerin büyük çoğun-
luğu kamu kuruluşu niteliğindeydi.
Gübre üretimi planlı dönemin başın-
dan beri hep öncelikli bir konu ola-