Previous Page  35 / 36 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 35 / 36 Next Page
Page Background

35

D

ursun Bey, ayağınızın tozuyla Van’dan geliyorsu-

nuz. İkinizin de çok emeği geçti bu yardım projesi-

ne. Biz buradan uzaktan takip ettik, siz 1-1,5 ayı-

nızı orada geçirdiniz. Bize biraz oradaki ortamı anlatabi-

lir misiniz?

Dursun Koca:

Dağönü köyü Van’a 46 kilometre.

Oraya vardığımızda tamamıyla bitmiş, yıkık, vira-

ne bir durum vardı. İlk olarak konteynerler konma-

dan önce köydeki enkaz kaldırıldı. Aynı günlerde

kar yağışı başladı. İnsanlar geçici olarak çadırlar-

da kalıyordu. Biz, enkaz kaldırıldıktan sonra kon-

teynerleri yerleştirmeye başladık. Özellikle Tekfen

konteynerlerine çok büyük bir talep oluştu.

Kani Bozbay:

Bizim ilk düşüncemiz tamamen köy-

den müstakil olarak bir “Tekfen Mahallesi” oluş-

turmaktı. Bu fikri köyün ihtiyar heyetiyle de paylaş-

tık ve benimsenince dozerlerimizi çalıştırdık. Bü-

yük bir alanı düzleştirdik. O alana konteynerleri

yerleştirmeye başlayacakken köylülerden bazı iti-

razlar geldi. Çünkü yıkılan yerlerde kısmen de olsa

sağlam kalmış ufak tefek ahırlar vardı, hayvanla-

rın samanı vardı, yaşam kalıntıları vardı. Bunlar-

dan uzak kalmak istemiyorlardı. Bunun üzerine

valiliğin de araya girmesiyle ortak bir zemin bulun-

du. Netice itibariyle mevcut konutlarının yanlarına,

eski konutlarıyla irtibatı sağlayacak şekilde bir dü-

zenleme yaptık. O düzenlenen yerlerin altına bü-

yük beton takozlar koyarak konteynerleri yerleş-

tirdik. Bizim konteynerler o köyde çok rağbet gör-

dü. Hatta diğer köylerde bazı insanlar bizim kon-

teynerlere bakarak, “Tekfen’in konteynerlerinden

istiyoruz” demişler. Bunun nedenlerini araştırdım.

TOKİ, daha hızlı ve hesaplı temin edebilmek için

izolasyonu ince olan konteynerler sipariş etmiş.

Bunlarda kalan köylüler hep üşüyordu. Bizim kon-

teynerler ise çok az bir ısıtmayla sıcacık oluyordu.

Valilik de dahil olmak üzere, herkesin bizim kon-

teynerleri tercih etme nedeni, izolasyonlarının düz-

gün olması. Çok ufak ama önemli bir ayrıntı.

Ne de olsa Kazakistan’dan

Afrika’ya kadar iş yapmanın

getirdiği bir tecrübe var.

Kani Bozbay:

Evet, doğ-

ru. Ama diğer ülkeler-

den gelen konteyner-

ler de bizimkilerin kalite-

sinde olduğundan, onlar da aranır hale geldi. Biz

50 konteyner götürdük. Ama 50 adet yetmeyince

TOKİ’nin konteynerleriyle takviye ettiler.

Fotoğraflardan anlaşıldığı kadarıyla yıkılan evler çok der-

me çatma. Dolayısıyla depremde can kaybı o kadar fazla

olmamış, ama mal kaybı çok olmuş.

Dursun Koca:

16 kişilik can kaybı var. Depremin

öğle saatlerinde meydana gelmiş olması can kay-

bının artmasını önlemiş. Herkes tarlada ve evinin

önündeymiş.

Oradaki insanlar neyle geçiniyorlar?

Dursun Koca:

Gördüğüm kadarıyla büyükbaş ve

küçükbaş hayvancılık ilk sırada. Balıkçılıkla iki

hane ilgileniyor. Ama kendi ihtiyaçları kadar balık-

çılık yapıyorlar. Bir de bölgedeki tarım arazilerini

kullanıyorlar. O köye has elma var, ceviz var, buğ-

day, arpa, yonca var. Tam anlamıyla kırsal bir böl-

ge; hayvancılığa elverişli.

Köyde ilköğretim çağında 30-40 kadar çocuk var. Onlar

ne yapıyorlar?

Dursun Koca:

Şu anda okullar kapalı olduğu için,

imkânı olanlar lise çağındaki çocuklarını başka

şehirlere göndermişler. Fakat yaşı küçük olan ço-

cuklar, okul için beklemedeler.

Kani Bozbay:

Köyde ilkokul varmış, yıkılmış. Bu-

günlerde konteynerlerde bir okul açılacağı söyleni-

yordu. Daha sonra, bizim o düzenleyip düzleştirdi-

ğimiz alana TOKİ kalıcı bir okul yapacak.

Siz telefonda, “Her evin çayını içtim” demiştiniz. Nasıl anı-

larla döndünüz?

Dursun Koca:

Yürekleri çok temiz. Şekeri bile yok,

ama çay ikramında bulunmaya çalışıyorlar. Küçük

bir çocuk vardı, 4 yaşında. Bilmeden, “Annen ba-

ban nerede?” diye sorduğumda ağlamaya başladı,

“Depremin altında kaldı,” dedi. En çok üzüldüğüm

olaylardan bir tanesi de bu oldu.

Oradaki insanların şu anda yeme içme koşulları nasıl?

Dursun Koca:

Çok yoğun bir şekilde sıcak ye-

mek veriyor devlet. Mesela İstanbul’da belediye-

ler köy köy üstlenmişler sorumluluğu. Fakat yar-

dımlar da, yemek de kendi elinizle dağıtmadığınız

sürece tam yerine ulaşmıyor. Resmi kurumlar bile

bunu bir türlü çözemiyorlar. O nedenle bazı sıkın-

tılar olabiliyor.

Kani Bozbay:

Bizim yaptığımız hizmetler yerine

ulaştı. Herkes de memnun kaldı. Tekfen’e yaraşır

konteynerlerimiz hizmet veriyor. Köylü de çok mut-

lu olduğunu belirtti her vesileyle. Bu köye gitme-

mizde bize aracılık yapan Karayolları Otoyollar Da-

ire Başkanı da teşekkürlerini bildirdi. Netice itiba-

riyle verilen görevin layıkıyla yapıldığını düşünüyo-

rum.

Ellerinize, emeklerinize sağlık.