215
ki, “Kusura bakma, ben bu noktada artık
sana daha fazla yardımcı olamayacağım,
çünkü öyle görünüyor ki eğer dışarıdan
bir gelen müdür olmazsa, adaylardan biri
de benim herhalde.” Çünkü Erhan Bey’in
bazı davranışlarından bunu hissetmiştim.
“Peki!” dedi, gayet de makul karşıladı.
Bir gün Toros’ta bir toplantıdayız, Erhan
Bey, Esin Hanım, ben, vs. Erhan Bey te-
lefonu aldı, belli ki patronlardan biri arı-
yor. “Peki!” deyip kısa bir konuşma yaptı
ve kapattı telefonu. “Toplantımız bitti, sen
kal!” dedi. Ardından, “Görev sana verildi”
dedi. Şu an bile o günkü heyecanı hissede-
biliyorum.
Mehmet Erten’in genel müdür atandı-
ğı sırada, bankanın genel merkezi olarak
Elmadağ’da eski bir İtalyan konağı kira-
lanmış, hazır bekliyordu. Bina, henüz sa-
yısı birkaç kişiyi geçmeyen ekip tarafından
kısa zamanda temizlendi, düzenlendi, o
sıralarda faaliyetine son verilmiş olan bir
grup şirketinden çıkan eşyalarla döşenerek
Mayıs 1989 ortalarında hazır hale getirildi.
Erten, o günlerde hissettiği korkuyla karı-
şık heyecanı şöyle dile getiriyor:
Mayıs ortalarında Elmadağ’daki binamı-
za yerleşecek hale gelmiştik. Oraya git-
tim, binanın ortasında üç kat çıkan ahşap
ankaya genel müdür olarak
atanmadan önce bir vesile ile
Londra’daydım. Bir zaman ayar-
ladım kendime ve Wimbledon’a
gittim, çünkü orada daha evvel-
den tespit ettiğim ve bankacılık
programı yazan bir firma vardı.
Gidip onlarla görüştüm, çünkü
sağlıklı bir bankacılık programı
bankanın performansı açısından
çok önemli. Aynı sıralarda TYT
Bankası kuruluyordu Türkiye’de,
onun programını yapan yetkilileri
buldum konuştum, ama grupta
kimsenin bunlardan haberi yok. Bu
arada banka kuruluşu biraz daha
hızlanmaya başladı. Necati Bey de
tanıdığı yabancı bankalardan tavsi-
yeler soruyor. Bir yabancı bankacı
Necati Bey’e tavsiyede bulunmuş,
bankacılık programları yazan şöy-
le şöyle firmalar var diye. Erhan
Bey geldi, “Mehmet sen şunlara
bir bak” dedi. Ben “Bir dakika!”
dedim, aşağı indim, odamdan iki
tane dosya çıkarttım, “Bakın ben
zaten bu firmaların ikisiyle de gö-
rüştüm” dedim. “Ne yapacaklarını,
kaça yapacaklarını, burada hangisi
tutar, tutmaz, hepsini biliyorum.
Necati Bey bu tip şeyleri yabancı
bankacılardan öğrenmeden bir de
bizlere sorsun” dedim. Erhan Bey
sağ olsun dönmüş Necati Bey’e,
“Mehmet bu konuda posta koydu
bana” demiş. O zaman bu konuda
da heyecanlıydım gerçekten.
B
Mehmet Erten
Erhan Bey dönmüş Necati Bey’e, “Mehmet posta koydu bana”
demiş. O zaman bu konuda heyecanlıydım gerçekten.
ekfen’in bankacılıkla ilk ilişkisi
Yapı Kredi Bankası ve Arap-Türk
Bankası’ndaki ortaklıkları dolayı-
sıyla olmuştu. Ancak grubun ken-
disine ait bir banka kurma düşün-
cesi özellikle Necati Akçağlılar
tarafından desteklenmiş ve 1988
yılında hayat bulmuştu.
T