119
sinde aldığımız gübre fabrikasının kü-
re tankıydı. Tank Fransa’da imal edil-
miş, montörler ve kaynakçıların hepsi
Fransa’dan gelmişti, biz yalnız kaynakçı
yardımcısı veriyorduk. Kaynakçı yardım-
cısı kaynakçıya elektrot verir, suyunu ve-
rir, ayrıca nasıl kaynak yaptığını öğrenir,
bir proje sonra da kaynakçı olur.
Ancak bu ceket artık Tekfen’e dar geliyor-
du. Şirketin kurucuları, emekleme aşama-
sının tamamlandığına ve firmanın basit
taşeronluk işlerinden ana üretici durumu-
na geçme zamanının geldiğine inanıyorlar-
dı. Çünkü firmanın başarısı, daha büyük
parasal kazançların söz konusu olduğu,
büyük ölçekli ve daha sofistike işleri yapa-
bilme yeteneğini geliştirmesine bağlıydı.
Tekfen’in geleceği bu yönde çizilmişti ve
firmanın karakteri mevcutla yetinmeye uy-
gun değildi. Erhan Öner’e göre Tekfen zor
işlerin firmasıydı:
O tarihlerde Türkiye’de kaynakçı bile
yoktu; Tekfen’in yaptığı işlerde de çok
kaliteli kaynakçı gerekiyordu. Önceleri
biz piyasadan yardımcı temin ediyorken,
sonradan yavaş yavaş kaynakçı koyma-
ya başladık. Sonrakilerde tüm montaj ve
kaynak işini biz yapmaya başladık, daha
sonraları da imalatı, dizaynı dahil hepsini
biz yaptık. Tekfen bu tip zor işlere girerek
hep o ekipleri yetiştirdi. Zaten Tekfen’in
bütün işlerine baktığınız zaman, hep zor
olan başarılmıştır. Tekfen her girdiği işte
hep zoru yapmış, hiç kolay bir yola gir-
memiştir. Herkes inşaatçılık yaparken biz
de bina inşaatçılığı yapsaydık, ne böyle
kaynakçı derdimiz olurdu, ne de montör
derdimiz. Ama biz hep zor işlere girmişiz.
1970 yılında, Tekfen İmalat ve Mühendis-
lik A.Ş.’nin kurulmasıyla, bu yönde önemli
bir adım atıldı. Söz konusu girişim, inşa
edilecek sanayi tesislerinin, özellikle de
petrokimya ve gaz tesislerinin metal ak-
samlarının mühendislik, üretim ve montaj
işlerini Tekfen’in kendi başına yapabilmesi
bakımından çok önemli bir boşluğu dol-
durmayı hedefliyordu. Tesisin kuruluşunu,
daha önce İpraş’ta proje müdürü olarak
hizmet veren Hayri Adanalı yaptı. Adanalı
aynı zamanda şirketin ortağı ve yöneticisi
oldu. Üretim için Kocaeli’nde, Derince li-
manına yakın bir yer seçilmişti.
İlk yıllarda oldukça küçük çapta başlayan
üretim zamanla gelişecek, kısaca Timaş
olarak adlandırılan firma silindirik ve kü-
resel depolama tankları, basınçlı kaplar,
ısı eşanjörleri, buhar kazanları, basınçlı
boru devreleri ve ağır çelik konstrüksiyon
üretiminde uzmanlaşarak Tekfen İnşaat
Grubu’nun gelişmesinde çok önemli bir rol
oynayacaktı. Firma, aynı zamanda dışarı-
ya yaptığı işlerle zaman içinde uluslararası
bir nitelik kazanacaktı. Erhan Öner’e göre,
kaynak işlerinin bile yurtdışından temin
edilen elemanlarca yapıldığı günlerden bu-
güne kadar katedilen gelişme, kendi başına
önemli bir başarıydı:
Tekfen’in bünyesinde teknoloji o kadar
ilerledi ki, o küre tankları belki de son 30
yıldır bizim mühendislerimiz dizayn edi-
yor, kendi firmamız imal ediyor, kendi
itaş’ın ilk işlerinden biri de
Samsun Gübre Fabrikası için
inşa edilen küre amonyak tan-
kıydı (üstte). Bu tankın üretimi
Fransa’da yapılmış, montajı ise
Tekfen’in yardımı ile Fransız uz-
manlarca gerçekleştirilmişti.
1970’li yılların başında Tekfen
İnşaat’ın endüstriyel yapılar ve
petrokimya tesislerine olan yöne-
limi açıkça görülür. Bu dönemde
Tekfen’in en büyük işverenleri
durumunda olan Ataş, İpraş ve
Aliağa rafinerileri ile Petkim’in fir-
manın gelişimindeki payı büyüktür.
T