110
Bu gelişmeler sonucunda 2000 yılında Ge-
neral Electric ampul üretimini “Mükem-
mel Üretim Merkezi” seçilen Macaristan’a
taşırken, 2002 yılında Philips, sendikala-
rın büyük güç kazandığı ve işçilik maliyet-
lerinin çok yükseldiği Hollanda’dan çık-
mak için Polonya’yı tercih etmişti. Böylece
Tekfen, Türkiye’de ampul üretimini sürdü-
ren tek firma haline gelmişti.
Ancak koşullar, Tekfen için de bir karar
aşamasına gelindiğini gösteriyordu. 1999
depreminde İzmit’teki fabrika hasar gör-
müştü. Hem tesislerin, hem de teknolo-
jinin yenilenmesi için büyük bir yatırım
yapılması gerekiyordu. Üretim miktarı,
ölçek ekonomisine uygun değildi. Yıllarca
iç piyasada Tekfen’in rakibi olan General
Electric ve Philips’in yeni kurdukları fab-
rikalar, Tekfen’in bir yılda ürettiğini bir
haftada üretebilecek kapasiteye sahipti.
13
Öte yandan 2001 krizi grubun mali yapısı-
nı olumsuz etkilemişti ve holding çapında
kârlı olmayan işlerden çekilme yönünde
genel bir görüş belirmişti. Buna karşılık
aynı ampulü, çok daha uygun koşullarla
yurtdışında fason yaptırmak mümkündü.
Böylece, Tekfen yönetimi, 31 Temmuz
2002’de Türkiye’deki ampul fabrikasını
kapatacağını duyurdu. Tekfen Endüstri ve
Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Killi,
fabrikanın kapanışı nedeniyle yaptığı ko-
nuşmada, “Biz yel değirmenleriyle sava-
şamadık” diyordu. Değişen koşullar yeni
dünya düzenine ayak uydurmayı gerekti-
riyordu. Tekfen yönetimine göre, Tekfen
ampulünün yok olmaması ve yüzde 30’luk
pazar payını koruması, tüm duygusal yü-
küne rağmen, üretimin bundan sonra yurt-
dışında yapılmasını gerektiriyordu. Nere-
deyse 40 yıllık bir mücadelenin ardından,
Tekfen ampul artık Çin’de üretilecekti.
Nihat Gökyiğit:
Son ekonomik krizde biraz dağılmıştık ve
esas işimiz inşaat işi olduğu için onu mer-
kez olarak gördük. O arada ampul işinde
imalatın durması söz konusuydu. Artık
duygusal davranmayalım, esas işimize
dönelim dedik. Fabrika depremde büyük
zarar görmüştü ve o yatırımı tekrar yap-
mak çok zordu. Gümrük Birliği dolayı-
sıyla koruma tamamen kalkmıştı. Ondan
sonra da rekabet edemez olmuştuk.
Feyyaz Berker:
Ampul işimizin sloganı, “Güneş Batar,
Tekfen Doğar”dı. Ampul işinin Tekfen’in
tanınmasına çok etkisi oldu. Ama bu işten
zarar eder hale gelmiştik. O yüzden ima-
latı durdurduk. Çünkü sırf imaj için zarar
edilemezdi. Zaten dünyada ampul üre-
timleri artık hep bir merkeze toplanmış-
tı. Tekfen’i şimdi Çin’e götürdük. Herkes
Çin’e gitti. İnanılmaz bir şekilde herkes
Çin’de üretiyor ve gelip burada satıyor.
Mühim olan ismi yaşatmak; Çin bize bunu
sağladı, biz de devam ettiriyoruz. Nerede
imal edildiği o kadar önemli değil.
Erhan Öner:
Artık ampul üretmiyoruz, ampulü ithal
ediyoruz; ithal ederek pazar payımızı
koruyabiliyoruz, çünkü uzunca bir süre
zararına ampul imal ettik. Sonunda öyle
bir noktaya geldik ki, ithalat da serbest
bırakılınca, ithal malla rekabet edemez
hale geldi endüstri. İlkin General Electric
ayrıldı, arkadan Philips ayrıldı, arkadan
biz terk ettik. İki sene fabrikayı koruduk,
belki ihtiyaca göre tekrar çalıştırırız di-
ye. Baktık gayet iyi gidiyor, makinelerin
bir kısmını Suudi Arabistan’a, bir kısmını
Hindistan’a sattık. Şimdi tamamen kendi
markamızla, TSE belgeli ithalatımızı, sa-
tışımızı yapıyoruz piyasada.