

145
zeninden kaynaklanan ve nesilden
nesile taşınan çinko eksikliğinin gi-
derilmesinde, zincirin ilk halkasını
oluşturuyordu:
Çinkonun sonradan insanlara
verilmesinin bilimsel olarak hiç-
bir anlamı yok. Çinkonun mut-
laka besinden alınması gere-
kiyor. Türkiye’de özellikle Orta
Anadolu’da ekmek ağırlıklı bir
beslenme şekli olduğundan, buğ-
dayda çinko yoksa anne almı-
yor, anne almayınca çocuğa da
geçmiyor. Sorun orada başlıyor.
Yani sonradan müdahale edemi-
yorsunuz. Çinko eksikliğinin tela-
fisi yok. O yüzden mutlaka güb-
reden buğdaya geçmesi lazım ki,
oradan da anneye ve çocuğuna
geçsin.
35
Türkiye’de Toros Tarım’ın destek ve
katkılarıyla çinkolu gübre tüketimi-
nin 1995 yılında 2.100 tondan sade-
ce bir yıl içinde 43.000 tona, 2010
yılında ise 426.000 tona ulaşması, bu
nedenlerle sadece gübre sektöründe
değil, insan sağlığı ile ilgilenen ulus-
lararası kuruluşlar arasında da büyük
yankı uyandırmıştı. Dünyada ilk kez
tanık olunan bu başarı öyküsü, Esin
Mete’ye göre Toros’u tüm dünyada
ilginin odağı haline getirmiş, şirke-
tin uluslararası prestijini daha da ar-
tırmış ve tüm bunların ötesinde çin-
kolu gübre çalışmasının birçok ülke-
de örnek proje olarak ele alınması-
nı sağlamıştı. Çinkolu gübre üretimi
Türkiye’deki diğer gübre üreticileri
tarafından da takip edilirken, arala-
rında Çin, Hindistan, Pakistan ve Tay-
land gibi ülkelerin de bulunduğu 12
ülkede programa alınmıştı.
İSMAİL ÇAKMAK
Sabancı Üniversitesi Öğretim Görevlisi
Etkili sonuçların haberi çok hızlı yayılıyor. Tarımın içinde olan insanlar bilirler, bir ilaç
üretmek, bir gübre üretmek ve bunu çiftçiye benimsetmek çok zordur. Mutlaka za-
man geçmesi lazım. Çinkoda böyle bir şey olmadı. Niye olmadı? Çünkü attığı zaman
hemen gördü etkisini. Bir çiftçi, memnun olmadığı bir şeyi bir daha kullanmaz. O yüz-
den çinkolu gübre kullanımının 1996’da 40 bin tondan bugün 400 bin tona çıkması
demek, çiftçinin de bu gübrenin olumlu etkilerini görmesi demek.
Toros Tarım’ın çinkolu
gübre konusunda elde
ettiği başarı uluslararası
düzeyde ses getirdi.
Prof. İsmail Çakmak’ın
önderliğinde Sabancı
Üniversitesi’nin
uluslararası kuruluş
ve üniversitelerle
gerçekleştirdiği ortak
çalışmalar, projenin
dünyanın dört bir yanında
uygulamaya geçirilmesini
sağladı.