Previous Page  141 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 141 / 162 Next Page
Page Background

141

yılından itibarenTürkiye’nin her böl-

gesini kapsayacak şekilde başlatılan

“Çiftçi Eğitim Günleri”ydi. Türkiye

gübre sektöründe ilk ve tek örnek

olarak Toros Gübre tarafından baş-

latılan çiftçi eğitim seminerleri, Prof.

Dr. Habil Çolakoğlu danışmanlığında

yürütülüyordu. Türkiye’nin birçok

yöresinde çiftçilerle buluşarak onla-

ra tarımda verimliliğin püf noktaları-

nı aktaran Çolakoğlu, ayrıca katılım-

cılara olası üretim sorunlarına yöne-

lik pratik çözüm önerileri de sunu-

yordu. Bu program çerçevesinde ta-

rımda verimli ve kaliteli üretim ko-

nularında eğitilen çiftçi sayısı 2004

yılında 100 bine ulaşmıştı.

33

Tarımda verimliliği artırmaya yöne-

lik genel konuların işlendiği eğitim

seminerlerine ek olarak Toros Tarım,

2000’li yıllarda küresel ısınmaya bağ-

lı iklim değişikliklerinin tarım üze-

rindeki olumsuz etkilerine karşı çift-

çinin bilinçlendirilmesi ya da kalifiye

bahçeci yetiştirilmesi gibi özel konu-

larda da pek çok eğitim organizasyo-

nuna imza attı. Ayrıca Türkiye’de ta-

rımsal işgücünün büyük çoğunlu-

ğunu teşkil eden kadın çiftçilere yö-

nelik olarak 2010 yılında da özel bir

eğitim semineri gerçekleştirildi.

ÖZEL İHTİYAÇLARA ÖZEL

ÜRÜNLER

Toros Gübre’nin gübre sektörüne

yönelik katkıları, sadece gübre kul-

lanımının artırılmasına ya da bilinçli

tarım uygulamalarının yaygınlaştırıl-

masına yönelik tanıtım ve eğitim fa-

aliyetleriyle sınırlı değil.Toros Tarım,

aynı zamanda yenilikçi ve tarım ke-

siminin ihtiyaçlarını karşılamaya yö-

nelik özel üretimlerle de sektörüne

öncülük ediyor.Toros’un 1994 yılın-

dan bu yana üretimini yaptığı ve yıl-

dan yıla geliştirerek büyük bir paza-

ra dönüştürdüğü çinko katkılı gübre,

Toros’un sosyal sorumluluk anlayışı-

nı ve ileri görüşlülüğünü yansıtan en

başarılı örneklerden biri olarak dik-

kat çekiyor.

Anadolu topraklarındaki çinko ek-

sikliği aslında önceden beri bilini-

yor, hatta bu konu çeşitli araştırma-

lara konu oluyordu.Ancak çinko ek-

sikliğinin bu kadar yaygın bir sorun

olduğu ve tarımsal verimlilik üze-

rinde bu kadar ciddi etkiler yarattı-

ğı tahmin edilmiyordu. 1990’lı yılla-

ra kadar özellikle Orta Anadolu’da

yetiştirilen buğdaylarda görülen

bazı yaprak semptomları araştırma-

cıların tespit ettiği, ancak kimsenin

tam teşhisini koyamadığı bir sorun-

du. Uzmanları uzun tartışmalara sü-

rükleyen bu semptomlar bazılarınca

Anadolu’daki ciddi su sıkıntısının yol

açtığı “kuraklık stresi” ile açıklanma-

ya çalışılıyor, kimilerince de toprak-

taki tuzluluğa ya da bazı patojenik

rahatsızlıklara bağlanıyordu.

Tüm dünyada mısır ve buğday üreti-

minin geliştirilmesine yönelik çalış-

malar yapan CIMMYT (Centro Inter-

nacional de Mejoramiento de Maíz

y Trigo - Uluslararası Darı ve Buğ-

day Geliştirme Merkezi) bünyesin-

de, 1990’lı yılların başında Konya

ve Eskişehir’de gözlemlerde bulu-

nan Alman araştırmacı Hans Braun,

ilk kez bu semptomların mikroele-

ment noksanlığından kaynaklanabi-

leceği tespitinde bulunmuştu.Ancak

bu tespitin somut olarak kanıtlanma-

sı, elbette daha ileri çalışmaların ya-

pılmasını gerektiriyordu.Aynı sıralar-

da Hohenheim Üniversitesi’nde bit-

kilerin çinko beslenmesi konusunda

doktora çalışması yapmakta olan İs-

mail Çakmak’ın Hans Braun ile yol-

larının kesişmesi, bu konunun çok

daha ayrıntılı bir şekilde ele alınma-

sının önünü açtı ve Türkiye tarımı-