Previous Page  125 / 162 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 125 / 162 Next Page
Page Background

125

TARIM DIŞI GİRİŞİMLER





Toros Adana Yumurtalık Serbest

Bölgesi (TAYSEB)

1990 yılı, grubun yeni yatırımları

arasında, şirketin esas iştigal alanıy-

la hiç ilgili görünmeyen yeni bir gi-

rişimin kuruluşuna tanıklık ediyor-

du: Toros-Adana Yumurtalık Ser-

best Bölgesi Kurucu ve İşleticisi A.Ş.

(TAYSEB).

Tekfen’in tarımsal sanayi faaliyetleri-

nin çatı kuruluşu olan Toros’un ser-

best bölge işletmeciliğine soyunma-

sı ilk bakışta yadırganacak bir karar

gibi görünse de, esasen TAYSEB var-

lığını, Toros’un diğer tüm yatırım-

larında olduğu gibi, maceracılıktan

uzak, rasyonel gerekçelere ve hesa-

ba kitaba dayanan bir ileri görüşlü-

lüğe borçluydu. Bunu anlayabilmek

için belki zaman içinde biraz geriye

gitmek, Toros’un ilk faaliyete geçtiği

yıllara dönmek gerekebilir.

Bu konu ilk kez 1980’li yılların ba-

şında, henüz Türkiye’de “serbest

bölge” kavramının hiç bilinmediği

bir sırada, Ceyhan fabrikasının açı-

lışına katılan Başbakan Yardımcı-

sı Turgut Özal tarafından Toros’un

gündemine getirilmişti. Özal’ın ta-

lebi üzerine bu konuyu araştıran

Necati Akçağlılar, Türkiye’deki ilk

serbest bölgenin Ceyhan’da, fab-

rika alanının bitişiğinde kurulma-

sı için çalışmaları başlatmış ve ser-

best bölge mevzuatının oluşturul-

masında hükümete yardımcı olması

için Nazmi Civan’ı görevlendirmişti.

Nitekim DPT altında faaliyet göste-

ren Yabancı Sermaye Başkanlığı ile

sürdürülen çalışmalar sonucunda

ilk taslaklar oluşturulmuş ve Turgut

Özal’a sunulmuştu.

Aynı yıllarda, serbest bölge kavra-

mı basın tarafından da ilgiyle karşı-

lanmış ve gazetelerde bu yönde çok

sayıda haber yer almıştı. Ceyhan is-

kelesinin terminalcilik faaliyetleri

açısından yıldızının hızla yükseldi-

ği 1980’lerin ilk yarısında, bu böl-

genin serbest ticaret bölgesine uy-

gunluğu da birçok kez basının gün-

demine gelmişti. Örneğin, 1983

Nisan’ında

Milliyet

gazetesinde ya-

yımlanan bir yazıda, Toros liman

tesislerinin hem coğrafi konumu,

hem de sunulan hizmetlerin yeter-

liliği bakımından ileride kurulma-

sı düşünülen serbest bölge alterna-

tifleri arasında çok uygun bir seçe-

nek olabileceğine dikkat çekiliyor-

du.

47

Aynı yıl

Dünya

gazetesinde ya-

yımlanan bir başka haberde de, To-

ros Gübre’nin Ceyhan’da bulundu-

ğu bölgenin İskenderun-E5 karayo-

luna 20 km’lik asfalt yolla bağlı ol-

ması, açık ve kapalı antrepo sahala-

rına sahip olması ve çevresinin ile-

ride gerekebilecek gelişimlere açık

olması gibi nedenlerle serbest böl-

ge kurulması için ideal şartlara sa-

hip olduğu belirtiliyordu.

48

1984 yılı Toros Faaliyet Raporu’na

göre Ceyhan’da üretim tesisinin bu-

lunduğu alanın serbest bölge olarak

kullanılması şirket yönetimi tarafın-

dan da benimsenmekle birlikte, bu

NAZMİ CİVAN

Toros Tarım Eski Genel Sekreteri

1981 yılının sonları... Benim Tekfen Grubu’na yeni geçtiğim dönem. Bir gün rahmet-

li Necati Bey çağırdı, “Turgut Bey, Ceyhan için ‘Burası serbest bölge modeli oluştur-

mak için ideal bir yer,’ diyor. Sen bu olayı bir araştır bakalım,” dedi. O zamanlar ser-

best bölge mefhumu Türkiye’de hiç bilinmiyor. Hatta Özal böyle deyince, Necati Bey,

“O ne demek?” diye sormuş. Özal da “Amerika’ya gidip geliyorsun. Orada bununla il-

gili kitaplar vardır. Birkaç kitap alıp bir neticeye varmaya çalış bakalım,” demiş. Ne-

cati Bey hakikaten böyle kitaplar almış, benim önüme koydu. “Nazmi Bey, bunlar ser-

best bölge kitapları. Alıp incele, biz bu işi yapabilir miyiz, yapamaz mıyız, bir değer-

lendir,” dedi.

Bu çalışma benim 8-9 ayımı aldı. Belli bir noktaya geldiğim zaman Necati Bey, Özal’ı

aradı. Ankara’ya gitim. Beni Devlet Planlama’ya yönlendirdiler. O zaman Yabancı Ser-

maye Başkanlığı’nın başında Özal’ın yeğeni, Hüsnü Doğan vardı. Ona hazırladığım ra-

porları sundum. Ondan sonra Devlet Planlama’dan 1-2 arkadaşı daha bu işe verdiler,

“Haydi buyurun, bunun mevzuatını hazırlayın,” dediler. Bu çalışma yaklaşık bir yıl sür-

dü. Ben o süre boyunca Ankara’ya taşındım durdum. Böylece ilk kanun ve yönetme-

lik taslaklarını hazırladık. Sonra da Özal’a gidip, “Biz hazırız!” dedik.