Sık Sorulan Sorular (SSS)

Bitkilerin kükürt ihtiyacı ne kadardır?

Bitkilerin kükürt ihtiyacı bitki çeşidine ve dekardan alınan ürün miktarına göre değişir. Genel olarak bitkiler, topraktan kaldıkları azotun sekizde biri ile onda biri oranında kükürtü topraktan alırlar. Bitkilerin kükürt ihtiyacı genellikle fosforun yarısına yakındır. Hatta bazı bitkiler (lahana, pırasa, soğan, sarımsak, baklagil ve yağ bitkileri) diğer tarla bitkilerine oranla daha fazla kükürt kaldırırlar. Dekardan kaldırılan kükürt miktarı bitkiden bitkiye değişmekle birlikte, az kükürt ihtiyacı olanlarda (buğday-arpa gibi) 500 kg verim için senede 8,6 kg kükürt =4 kg SO3 (gübre torbalarında yazıldığı gibi); bir ton mısır için 7 kg SO3’e eşdeğer kükürt; dekardan 5 ton lahana için 15 kg SO3’e eşdeğer kükürt kaldırılır. Baklagil ve yağ bitkileri ile kaldırılan miktarlar daha fazladır.

Bitkiler kükürt ihtiyacını nereden ve nasıl karşılarlar?

Bitkiler kükürt ihtiyacının çok az miktarını havadaki kükürt dioksit (SO2) gazından, solunum esnasında yapraklarındaki "stoma" adı verilen gözeneklerden alırlar. Bu yolla aldıkları kükürt miktarı senede dekara 0.6 kg kükürt (1.5 kg SO3) kadardır. Esas olarak bitkiler kükürtü, toprağa uygulanan kükürtlü gübrelerdeki sülfat (SO4) formundaki kükürtten veya organik maddelerin toprakta ayrışması sonucu oluşan kükürtün sülfat formuna dönüşmesi sonucu kılcal kökleri ile topraktan alırlar.

Verime yatmış ceviz bahçemde bu sene taban gübrelemesi yapamadığım için damla sulama sistemini erken kurup MAP gübresi vermek istiyorum. Ne kadar kullanmalı ve kaç seferde vermeliyim?

Bu sene, damla sulamanın ilk üç sulamasında MAP + suda erir Solupotas veya 6 kg Potasyum Nitrat’ı üç sulamaya bölerek uygulama yapabilirsiniz. Seneye, dallarda göz kabarmasından 2-3 hafta önce mutlaka taban gübre kullanınız. Web sayfamızın Çiftçi Dostu/Gübreleme Önerileri kısmına girip ceviz gübrelenmesini inceleyebilirsiniz.

Sulak, yani taban suyu yüksek buğday tarlasında CAN yerine Amonyum Sülfat kullanmanın verim üzerinde etkisi var mıdır?

Eğer buğday tarlanızın taban suyu yüksekse önerimiz, toprağın yapısına ve eğimine göre 15-20 m aralıklarda drenaj kanalı açtırıp, taban suyu seviyesini buğday için 60-70 cm, diğer bitkiler için 1-1.5 m aşağıya indirmenizdir. CAN gübresindeki nitrat azotu fazla taban suyu ile yıkanıp bitkinin kök derinliğinden aşağıya iner. Amonyum azotu ise toprakta tutunup yıkanmaz. Bu nedenle Amonyum Sülfat’ı tercih edebilirsiniz. Ancak en kalıcı çözüm drenaj yaptırmaktır.

Elma, armut ve ayvada niçin nitratlı gübre kullanmalıyız?

Elma, armut, ayva gibi yumuşak çekirdekli meyve ağaçlarında nitratlı gübre (üst gübrelemede) önerilmesinin nedeni, bu meyvelerde acı benek adı verilen kalsiyum noksanlığının çıkmaması içindir. Bu meyvelerin üstünde toplu iğne-raptiye çapı iriliğinde kahverengi lekeler meydana gelir ve bu lekeler meyvenin iç kısmına kadar ilerler. Bunu önlemek için nitrat formunda azotlu gübre önerilir. Bunun bilimsel nedeni, nitrat (NO3) eksi (-) elektrik yüküne, amonyum (NH4) artı (+) ve kalsiyum (+2) elektrik yüküne sahiptir. Amonyum ile kalsiyum arasındaki zıt ilişkiden dolayı bu bitki grubunda (domates ve biber gibi bitkilerde de) kalsiyum noksanlığı ortaya çıkar. Bunu önlemek için nitratlı gübre önerilir. Diğer bir nedeni ise bitkinin (-) elektrik yüklü nitratlı olmasına karşılık (+) elektrik yüklü katyonların, bu arada kalsiyumun alınımı artırır. Bu nedenle sadece kalsiyum alınımı değil, (+) elektrik yüküne sahip diğer katyonların da alınımı artar. Bu konuda geniş bilgileri web sitemizin Gübreleme Önerileri sayfasında bulabilirsiniz.

Kirazda kesinlikle hayvan gübresi kullanılmaması ve bunun sürgün uçlarından başlayarak kurumaya yol açacağı doğru mudur?

İyi yanmış hayvan gübresi katiyetle zarar vermez. Sürgün uçlarının kuruması iki nedenle olabilir. Birincisi, toprak kireçsiz ise ve asit şartlar varsa kalsiyum eksikliğinden ileri gelen sürgün ucu kuruması olur. Sürgün ucu kurumasının bir diğer sebebi ise bor fazlalığı olabilir. Bunu belirlemek için yaprak analizi yaptırması yararlı olur.

Kiraz ağaçlarında çiçek ve meyve dökülmesini önlemek için ne yapılabilir?

Kiraz ağaçlarında meyve dökümü tozlayıcı ile uyuşmazlıktan ileri gelmiyorsa, nedeni bor ve fosfor yetersizliği olabilir. Bor yetersiz ise polen tozlarının dişicik tepesinde çimlenip embriyoya ulaşması tam olmaz ve bu nedenle meyve tutumu tam gerçekleşmez. Bunu önlemek için hasattan sonra toprağa MKP gübresi ve bor (Borax - Borikasit- Etidot 67) uygulamak gerekir. Bu yapılamaz ise hasattan sonra 2-3 kez, 100 litre suda 500 gr MKP + 150 gr Borik asit (veya 75 gr Etidot 67) eriterek yapraktan gübreleme yapmak bir sene sonra iyi ürün alınmasını sağlar.

Kükürtlü gübrelerin bitki beslenmesinde ne gibi yaraları vardır?

Dünyada kükürtsüz canlı hayatı olamaz. Kükürt bitkide azotlu gübrenin etkisini  çoğaltarak bitkilerin protein miktarını artırır. Örnek olarak buğdayda gluten miktarı yükselir, unun sedimantasyon sayısı artar ve ekmeğin pişme kalitesi yükselir. Yağ bitkilerinde (ayçiçeği, kanola, soya, zeytin) % yağ miktarı potasyumlu gübre ile birlikte yükselir. Yumru bitkilerinde (patates) depolama ömrü uzar. Tıbbi-aromatik bitkilerde de aroma maddelerinin miktarı artar.  

Kompoze gübreler (20-20-0 ve 15-15-15 gibi) neden kükürtlü üretilmeye başlandı?

Bu sorunun birkaç cevabı vardır. En önemlisi, bitki besini olarak kükürt, azot-fosfor-potasyum gibi ana besin maddesidir. Bitki hiç kükürt ile beslenmez ise, insan-hayvan ve bitki hayatı olmaz. Çünkü, proteinlerin yapısında kükürt bulunmaktadır. Diğer sebebi ise, son 20-30 yıl içinde çevre ve hava kirliliği konusunda alınan tedbirlerle yakıtlarla havaya karışan kükürt dioksit (SO2) miktarının azalması nedeniyle, yağışlarla toprağa karışan kükürt miktarında önemli derecede azalma meydana gelmesidir. Ayrıca, taban gübrelerinde azotun üre formunda olması, özellikle tohum ekimi suretiyle yapılan yetiştiricilikte (buğday gibi), çimlenme-çıkış oranı üzerinde olumsuz etki yapmaktadır. Bunun için yapısında kükürt bulunan amonyum sülfat ile kompoze gübreler üretilmeye başlanmıştır. Ayrıca, ülkemizde yapılan bilimsel çalışmalarda topraklarımızın bitkiye yarayışlı kükürt bakımından yetersiz olduğu belirlenmiştir. Tüm bunlar, kükürtlü taban gübre üretilmesini gerektirmiştir. Toros Tarım'ın üç yıl süre ile ülkemizin 70 kadar ilçesinde yaptığı tarla denemelerinde (buğday-mısır-ayçiçeği-pamuk), kükürtlü taban gübrelerinin verimi ve kaliteyi artırdığı tespit edilmiştir.

Kimyasal gübrelerdeki kükürt miktarı ne kadardır?

En yüksek kükürt miktarı, şeker gübre diye adlandırdığımız %21 N Amonyum Sülfat gübresinde bulunmaktadır. Bu gübrede %24 oranında kükürt (S), torbasında yazılan şekilde ise %60 oranında (SO3) bulunur. Tüm gübrelerde kükürt sülfat (SO4) formunda olmakla birlikte, TSE’ye göre SO3 şeklinde kükürt miktarı % olarak ifade edilmektedir. Potasyum Sülfat gübresinde ise %18 oranında kükürt, %45 oranında SO3 şeklinde ifade edilmiştir. Normal Süper Fosfat'ta (%16-18 P2O5) %10-12 kükürt (S), Magnezyum Sülfat'ta ise %12 kükürt (S) bulunur. Gübrelerin yanında toprak tuzluluğunu ıslah etmek amacıyla kullanılan Jips (CaSO4-2H2O) maddesinde, Demir Sülfat , Çinko Sülfat gibi iz elementli gübrelerde de bitkinin alabileceği sülfat (SO4) formunda kükürt bulunur. Triple Süper Fosfat'ta ise yok denecek düzeyde (%1) kükürt bulunabilir. 15-15-15, 20-32-0 ve son yıllarda üretilen kompoze gübrelerde (20-20-0) ise üretim şekline bağlı olarak %15 ile %36 oranında SO3 kükürt bulunmaktadır.

Toprağa uygulanan kükürtlü gübrelerdeki kükürtün hepsini bitki alabilir mi?

İster taban gübreleri ile, istenirse Amonyum Sülfat gibi üst gübreleme ile kükürtlü gübre uygulansın, gübrelerdeki kükürt, bitkinin alabileceği form olan sülfat (SO4) formundadır. Sülfat (-) elektrik yüküne sahip olduğu için toprakta kil mineralleri tarafından fazla tutunmaz ve yağış (sulama) ile yıkanır. Uygulama dönemi ve şekline bağlı olarak, toprağa verilen kükürtlü gübrenin içindeki kükürtün %40 kadarını bitkiler alabilir.

Bitkilerde kükürt noksanlığı belirtileri nasıl görülür?

Kükürt noksanlığında yapraklar sararır ve dar yapılı olur. Azot noksanlığında da yaprak sararması olur, ama azot noksanlığı yaşlı yapraklarda görülürken kükürt noksanlığı bitkilerin tepe kısmındaki, sürgün ucundaki genç yaprakların sararması şeklinde görülür. Demir ve Kalsiyum noksanlığında da sürgün ucundaki genç yapraklarda sararma görülür, ancak demir noksanlığının başlangıcında damarlar yeşil kalırken kükürt noksanlığında damarlar da sararır. Kalsiyum noksanlığında ise yapraklar orta damardan itibaren şemsiye gibi kıvrılırken, kükürt noksanlığında kıvrılma olmaz ve yaprak ayası biraz daha dardır. Bu üç element noksanlığı bu şekilde birbirinden ayırt edilebilir.

Toprağın yapısı nedir?

Toprak, yer kabuğunu meydana getiren ana kayaların fiziksel-kimyasal ve mikrobiyolojik yollarla ayrışması sonucunda meydana gelmiş, yapısında mineral-organik madde-hava bulunan, bitkiler için bir gelişme ve beslenme ortamıdır. Toprakta yaşayan gözle görülmeyecek kadar küçük mikroorganizmalar bulunur ve bu nedenle toprağın canlılığı vardır. Aşağıdaki tabloda, toprağın genel olarak yapısı ağırlık ve hacimce verilmiştir. Dikkat edilirse, bitkilerin topraktan en çok kaldırdığı azot (N) tabloda yer almamaktadır, Çünkü toprağın yapısında azot ihtiva eden bir mineral yoktur. Azotun kaynağı havadır. Havadaki azot çeşitli yollarla toprağa geçer, eksik olan kısmı gübreleme ile karşılanır.

Toprakta en çok bulunan elementler       Ağırlık %           Hacim%

Oksijen (O)                                                          46.6                   91.77

Silisyum (Si)                                                       27.7                    0.88

Aliminyum (Al)                                                   8.1                     0.76

Kalsiyum (Ca)                                                      5.0                     0.68

Sodyum (Na)                                                        2.8                     1.60

Potasyum (K)                                                       2.6                     2.14

Magnezyum (Mg)                                                 2.1                     0.56

Bitkinin yapısında ne kadar element bulunur?

Son yıllarda bilimsel çalışmalarla, hangi bitki olursa olsun, bir bitkinin yapısında 100’den fazla element bulunduğu belirlenmiştir. Ancak, bu elementlerden 24 kadarının bitkide ne görev yaptığı bilinmektedir. Tüm bitkide (kök-gövde-dal-yaprak-meyve) bulunan bu elementlerin miktarı yüzde olarak aşağıda verilmiştir:

Elementler               %                 Mikro Elementler        %      

Karbon (C)               45.0             Demir (Fe)                    0.1

Oksijen (O)              45.0             Mangan (Mn)                0.05

Hidrojen (H)           6.0                Çinko (Zn)                     0.02

Azot (N)                    1.5                Klor (Cl)                        0.1

Potasyum (K)          1.0                Bor (B)                          0.02

Kalsiyum (Ca)         0.5                Bakır (Cu)                     0.006

Magnezyum (Mg)    0.2                Molibden (Mo)             0.0001

Fosfor (P)                0.02

Kükürt (S)                0.1               

                                   99.5

Yukarıdaki tablodan görüldüğü gibi bitkinin en büyük kısmı karbon, hidrojen ve oksijenden meydana gelmiştir. Bitkiler, yapılarında bulunan karbonu (C) havadan karbondioksit (CO2) olarak, oksijeni havadan oksijen (O2) ve sudan (H2O) olarak, hidrojeni ise sudan (H2O) olarak alırlar. Güneş enerjisi ile yapraklarında yediğimiz ürünlerin organik maddelerini meydana getirirler.

Bazı firmalar yavaş salınımlı, akıllı gübre ve inhibitörlü gübre kullanmamızı öneriyorlar. Bu gübrelerin normal kimyasal gübrelerden farkı nedir?

Toprakta, iklim şartlarına (sıcaklık-yağış), sulama yöntemine, gübreleme zamanı ve gübreleme şeklne bağlı olarak azotlu gübrelerden çeşitli yollarla azot kaybı meydana gelebilmektedir. Azot kaybı, Amonyum Sülfat ve Üre gübresinde, %26 N CAN ve %21 N Amonyum Nitrat gübresine oranla daha fazla olmaktadır. Özellikle toprak yüzeyine serpilerek uygulanan ve toprağa karıştırılmayan azotlu gübrelerde kayıp, toprağa karıştırılanlara oranla biraz daha fazla olmaktadır. Üre ve Amonyum Sülfat gübrelerinden azot kayıplarını önlemek amacıyla bu gübreler kaplamalı (polymer-plastik, kükürt, torf gibi) şekilde üretilebilmekte veya bu gübrelerin nitrat formuna dönüşmesini sağlayan bakterilerin aktivitesini önleyen (inhibitör) maddeler kullanılarak gaz halinde azot kayıpları önlenebilmektedir. Ancak üre ve amonyumun nitrata dönüşmesini önleyerek, bitkilerin sadece amonyum (NH4) ile beslenmesini sağlamak doğru değildir. Bir bitki hayatı boyunca aldığı azotun %75’ini nitrat formunda (çeltik hariç), %25’ni ise amonyum formunda alır. Yavaş salınımlı ve inhibitörlü gübre kullanımının yararları ve zararları konusunda başka bir yazımızda bilgi verilecektir.

Yapraktan gübrelemede nelere dikkat etmem gerekir?

  • Çok rüzgârlı havada yapraktan gübreleme yapmayın.
  • Yağmur öncesi gübreleme yapılmaz. Yağmurdan sonra tarlaya traktörle girilebiliyorsa yağmur sonrası gübreleme yapınız.
  • Fosforlu gübreleri kalsiyumlu ve sülfatlı gübrelerle karıştırmayınız.
  • Özellikle yaz aylarında gündüz saat 11:00-16:00 arası yapraktan gübreleme yapmayınız. Sabahları, akşamüzeri veya gece uygulama yapınız.
  • Yaprak gübresi için önerilen dozları aşmayınız (fazla gübre kullanmayınız).

Hayvan gübrelerinin iyi olgunlaşıp olgunlaşmadığını nasıl anlarım?

Bir kabın içine aldığınız hayvan gübresinden bir miktar koyun. Hafifçe nemlendirin. 8-10 gün sonra gübreden ot çıkıyorsa bu gübre iyi olgunlaşmamıştır. Hayvan gübresini aldığınız zaman gübre sıcak ise gübre iyi olgunlaşmamıştır. İyi olgunlaşmamış hayvan gübreleri toprağınıza sadece yabancı ot bulaştırmakla kalmayıp toprağınıza bazı hastalık ve zararlılar da bulaştırır.

Gübrelerin etki süresi ne kadardır?

Toprağa uygulanan gübrelerdeki bitki besin elementleri hatalı sulama ve aşırı yağışlarla topraktan yıkanarak bitki kök bölgesinden uzaklaşmadığı ve topraktaki diğer besin elementleri ile kimyasal bileşik meydana getirmediği sürece elverişli halde kalırlar. Bazı durumlarda bitki besin elementleri toprak kolloidleri (kil, humus gibi) tarafından tutularak geçici olarak alınamaz duruma geçebilirler.

Damla sulamada kullandığım Potasyum Nitrat ve %34 N Amonyum Nitrat gübrelerinin satışı yasaklandı. Bu gübrelerin yerine hangi gübreleri kullanabilirim?

Potasyum Nitrat yerine aynı miktarda suda kolay eriyebilen SOLUPOTAS veya %51 K2O ihtiva eden K-LEAF gübrelerini kullanabilirsiniz. Bu şekilde bitkinizin potasyum ihtiyacını tamamen karşılamış olursunuz. Ayrıca, fosforlu gübre olarak MAP yerine MKP gübresi kullanırsanız hem fosfor hem de potasyum vermiş olursunuz.

%34 Amonyum Nitrat yerine geçen bir gübre yoktur. Ancak, Amonyum Nitrat ile verdiğiniz azot miktarı kadar azotu üre ve Amonyum Sülfat gübreleri kullanmak suretiyle karşılamak mümkündür. Bir kg %34 N Amonyum Nitrat yerine 750 gr üre veya 1.6 kg Amonyum Sülfat kullanabilirsiniz. Bunun yerine kullandığınız her bir kg %34 N Amonyum Nitrat yerine 1 kg %21 N Amonyum Sülfat ve 300 gr üreyi birlikte kullanmak gübreleme bakımından daha doğrudur.

Ancak, topraksız ortam tekniği ile yapılan yetiştiricilikte (harç materyali veya su) üre gübresi kullanılmaz. Örnek olarak bir sulamada dekara 5 kg %34 N Amonyum Nitrat kullandığınızı farz edelim. Bunun yerine 5 kg Amonyum Sülfat ve 1,5 kg üreyi birlikte kullanmanız durumunda %34 N Amonyum Nitrat gübresi kadar azotu toprağa vermiş olursunuz. Daha önce kullandığınız Amonyum Nitrat miktarına göre örnekte yapıldığı gibi hesaplama yaparak azot ihtiyacını doğru olarak hesaplayabilirsiniz.

Toprak organik maddesinin toprak verimliliğine ve mineral gübrelerin bitki tarafından alınmasına etkisi var mıdır?

Toprağa karıştırılan bitkisel materyaller (anız-hasat artıkları) ve hayvan gübreleri (büyükbaş, küçükbaş, kümes hayvanı), bakteri ve mantarlar gibi toprakta bulunan mikroorganizmalar tarafından fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik yolla ayrışmaya uğratılarak toprakta tekrar kolayca parçalanmayan “hümüs” maddesini meydana getirirler. Bu toprağın gerçek ve devamlı organik maddesidir.

Toprağın organik maddesinin toprak verimliliğine etkisi ise üç ana maddede özetlenebilir:

Toprağın fiziksel özelliklerini düzeltir.

  • Toprağın su tutma ve havalanmasını sağlar.
  • Rüzgâr ve su erozyonunu önler.
  • Toprağın ısınmasını sağlar.

Toprağın kimyasal özelliklerini düzeltir.

  • Toprağın besin maddesi tutma kapasitesini artırır.
  • Toprakta besin elementi toksitesini azaltır.
  • Toprak tuzluluğunun azalmasına yardımcı olur.

Toprağın mikrobiyolojik faaliyetini artırır.

  • Toprağa verilen organik materyaller, topraktaki mikroorganizmalar için besin kaynağıdır. Aynı zamanda bu besin maddeleri toprağa geçer.
  • Topraktaki mikroorganizmaların artmasını sağlayarak, topraktaki yarayışsız besinler yararlı hale gelir.

/