

76
tüketimde kısmi bir gerilemeye yol
açmıştı. Buna rağmen Türkiye’deki
gübre üretimi ilk kez 1985’te %78
gibi yüksek bir kapasite kullanım
oranına kavuşmuştu.
7
Diğer taraftan kamuya ait gübre fab-
rikalarının yeni teknolojilere kavuş-
turulması ve rehabilite edilmesine
yönelik olarak Dünya Bankası’ndan
sağlanan 300 milyon dolar tutarın-
daki kredi, gübre sektöründe birçok
yapısal değişikliği bir ön koşul ola-
rak getirmekteydi. Bu değişiklikle-
rin en önemlisi, gübre pazarlama fa-
aliyetlerinin gübre üreticilerine de
açılması konusuydu. Bu düzenleme
1985 yılında hayata geçirilememek-
le birlikte, sektörde 1986 yılından
itibaren gübre pazarlamasının kade-
meli bir şekilde serbest bırakılacağı-
na dair bir beklenti yaratmıştı.
Necati Akçağlılar imzalı 1985 Toros
YönetimKurulu Faaliyet Raporu’nda
“dağıtıma pazarlama anlayışını geti-
recek” bu sistemin bir an önce haya-
ta geçirilmesi temenni ediliyor, şir-
ket içinde bu yöndeki hazırlıklara
başlandığı belirtiliyordu. Diğer bir
deyişle Toros Gübre, rekabete da-
yalı serbest bir sistem içinde kendi-
ni konumlandırmaya çok önceden
başlamış bulunuyordu. 1986 yılın-
da beklenen kanuni düzenlemenin
yapılmasıyla, pazarlama faaliyetleri-
ne yönelik ayrı bir şirket kurulması
planlanıyordu.
Gübre sektöründe beklenen serbes-
ti 5 Haziran 1986 tarih ve 86/10715
sayılı kararnamenin yayımlanmasıy-
la geldi. Bu kararname ile 1 Temmuz
1986 tarihinden itibaren geçerli ol-
mak üzere gübre sektöründe ser-
MEHMET N. ERTEN
Eurobank Tekfen Yönetim Kurulu Başkanı
Toros Gübre’nin eski Bütçe ve Finansman Müdürü Mehmet N. Erten’e göre güb-
re sektörüne 1986 kararnamesiyle gelen rahatlama, aslında ekonominin her alanın-
da hissediliyordu. Özal hükümetinin ekonomide liberal anlayışı hâkim kılma yönün-
de izlediği politika, çok daha basit, çok daha anlaşılır, çok daha hedefe yönelik adım-
lar atılmasını sağlıyordu:
Özal döneminin başlangıcıydı. Ben, Toros’ta Finansman’ın başındaydım; banka ilişkile-
rini, bankalarla kredi limitlerini yönetiyorum. Bir diğer grup olan Ticaret ise hem gübre
hammaddelerinin ithalatını, hem de zaman zaman olan ihracat faaliyetlerimizi yöneti-
yordu. O zaman meşhur “17 Sayılı Karar” vardı, kambiyo rejimi ve ithalat rejimi hakkında,
ciltler dolusu. Ben ne desem, hangi öneride bulunsam, Ticaret’in başındaki arkadaşlar,
“17 Sayılı Karar’ın bilmem kaçıncı maddesinin altıncı fıkrasının ikinci bendine göre bu
böyle değil, şöyle yapılır,” diyorlar. “Peki!” diyordum, çünkü baş etmem mümkün değil.
Bir gün 17 Sayılı Karar çöpe atıldı, yerine Resmi Gazete’de Ekrem Pakdemirli ve Turgut
Özal’ın imzasıyla yeni bir karar yayımlandı, çok daha basit ve anlaşılır bir şekilde. Hemen
ilk işim Ticaret’teki arkadaşlara gitmek oldu. “Bana bakın,” dedim, “Bugün itibariyle ar-
tık aynı seviyedeyiz. Ben de bu kararı okudum, neyin nerede ne kadar yapılamayacağı-
nı, neyin nerede nasıl yapılacağını artık ben de biliyorum. Sakın bir daha bana mazeret-
le gelmeyin,” dedim. Çünkü artık bilgiyi kanunun maddeleri arasında saklı tutup üstün-
lük sağlama devri bitmişti. O dönemde yaşadığımız açılımlar, ferahlama, serbest piya-
sa ekonomisine hızla geçiş, gübre satışının ve dağıtımının serbest piyasa şartlarına geç-
mesi, tabii bizlerin de çalışma tarzını her gün yenilemesini gerektiriyordu. Yepyeni şey-
lerle uğraşıyorduk, o nedenle de son derece heyecanlıydık.
best piyasa koşulları geçerli kılına-
rak, gübrenin satış ve pazarlama-
sı gübre üreticilerine ve bunların
kurduğu pazarlama şirketlerine de
açıldı. Bununla birlikte gübre alım
ve satım fiyatları da serbest bırakıl-
dı. Çiftçinin gübre alımı devlet ta-
rafından desteklenmeye devam edi-
lecek, ancak destekleme miktarla-
rı gübre cinsine göre devlet tarafın-
dan tespit edilerek ödemeler satıcı
kuruluşa Ziraat Bankası yoluyla ya-
pılacaktı. Kararnameyle gübre it-
halatı ve ihracatı da serbest bırakı-
lıyor, fakat ithalata gübre cinslerine
göre değişen fonlar getiriliyordu.
8
Bu düzenleme, bir anda gübre sek-
törüne büyük bir hareketlilik ge-
tirdi. Kararnamenin devreye gir-
mesiyle gübre üreticilerinin bazıla-
rı bağımsız pazarlama şirketleri ku-
rarken, bazıları da halihazırda mev-
cut olan gübre şirketleri içinde pa-
zarlama departmanları oluşturdu-
lar. Buna paralel olarak kimi şirket-
lerde de hızlı bir bayi zinciri kur-
ma çabası ortaya çıktı. Kararname-
nin yayımlandığı 1986 yılında za-
man yetersizliği nedeniyle Zirai Do-
natım Kurumu ve kooperatifler et-
kin rollerini devam ettirdilerse de,
1988 yılına gelindiğinde Türkiye ça-
pında gübre pazarlama şirketlerine
bağlı 1.410 bayi oluşmuştu. Bu sayı-
ya kooperatifler ve kamuya ait pa-
zarlama kuruluşlarının satış nokta-
ları dahil değildi.
9
Yeni sistem, gübre sektörüne bir
dizi yarar getirdi. Öncelikle güb-
re üreticileri artık kotaya tabi olma-
dıklarından üretim ve kapasite kul-
lanımları hızla arttı. Daha önce da-
ğıtım yaklaşımıyla sürdürülen hiz-
metler, liberasyon kararıyla birlik-
te daha profesyonelce yürütülen pa-
1986’DA GÜBRE SEKTÖRÜNÜN LİBERASYONUYLA
GÜBRE ÜRETİCİLERİ ÇİFTÇİYE DAHA FARKLI VE İYİ
HİZMET SUNMA YARIŞINA GİRDİLER.